Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK.nun 264/3. maddesi hükmü burada uygulanmayacağından, tasarrufun iptali davası sırasında verilen ihtiyati haciz, tasarrufun iptali kararı ile kesin hacze dönüşür. Alacaklı tasarrufun iptali ilamını asıl icra dosyasına ibraz ederek cebri icraya devam edebilir. İİK.nun 281/2.maddesine dayalı olarak konulan ihtiyati haciz kararları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir niteliğinde değildir. İptale tabi tasarruf konusu malın üçüncü kişinin elinden çıkmış olması halinde ise, onun yerine kaim olan miktar kadar üçüncü kişinin mal varlığına ihtiyati haciz konulabilecektir. Tasarrufun iptali davası sonucunda verilen ihtiyati haciz kararları, dava süresince devam etmekte, davanın kabulü ile de kesin hacze dönüşmektedir....

(TC Kimlik No: ...) in eklenmesi gerekmektedir. 1-Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır....

    Maddesi gereğince süresi dahilinde 30/07/2020 tarihinde şikayet yoluna başvurulduğu, tasarrufun iptaline ilişkin ilamda hükmedilen tazminat ve fer'ilerine ilişkin alacak kalemlerinin ilk takip dosyası olan Serik İcra Müdürlüğü'nün 2008/7402 Esas sayılı dosyası üzerinden tahsili mümkünken ayrı bir takibe konu edilmesi usul ekonomisine aykırı olduğu gerekçesiyle, Şikayetin kabulü ile; davacı borçlu yönünden TAKİBİN İPTALİNE, karar vermiştir. Davalı istinaf dilekçesi ile, tasarrufun iptali davası nedeniyle ihtiyati haciz kararının ihtiyati tedbir mahiyetinde olduğunu, taraflarınca her iki takip dosyasının birleştirilmesini talep ettiklerinden usul ekonomisine aykırı olmadığını, davanın süresinde açılmadığını ve aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; Tasarrufun iptali davası İİK'nun 283/2. maddesi gereğince bedele dönüşmüş olup, aynı icra takip dosyası üzerinden infazının istenmesi mümkündür....

    Mahkemenin davanın konusu kalmadığından reddine ilişkin kararı Dairemizin 23.05.2017 gün ve 2015/6923 Esas -2017/5809 sayılı Kararı ile temyiz dilekçesi kesinlik sınırından red edilmiş davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş, yeniden yapılan inceleme sonunda: Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Davacı vekili, borçlu hakkında Kahramanmaraş 3.İcra Müdürlüğünün 2014/1891 sayılı dosyasından takip yaptıklarını ve bu dosya ile ilgili olarak haciz ve satış isteme yetkisi istedikleri, bu dosyadaki alacak miktarı 42.884,81 TL, taşınmazın değeri ise yine tapu kaydına göre 24.000,00 TL olarak kesinlik sınırının üzerinde olduğu anlaşıldığından, davacının karar düzeltme isteğinin kabulü gerekmiştir. 2-İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle...

      ın sorumlu tutulması gerektiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerekir....

        Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

          temyiz itirazlarına gelince; Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir....

            AŞ vekili tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine açılan tasarrufun iptali davasında mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen 18.07.2018 günlü karara karşı davalı ... vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun esastan reddine, kararın resen kaldırılmasına, İİK 283/2 maddesi gereğince dava konusu taşınmazın tasarruf tarihindeki gerçek değerinin davalı 3. kişiden nakden tazminine dair verilen 14.02.2019 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili ve davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

              e ait 1/2 hissenin davalı ... tarafından alınmasına ilişkin tasarrufun muvazalı olmadığı, gerçek bir satış olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1)....

                Hemen belirtmek gerekir ki, muvazaa hukuki sebebine dayanarak açılan tasarrufun iptali davaları İİK'nin 284 üncü maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süreye tâbi değildir. Gerek İİK'nin 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davasında, gerekse muvazaa hukuki olgusuna dayanılarak açılan tasarrufun iptali davası İİK’nin 283 üncü maddesinin 2 nci fıkrasına göre maddesine göre, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Yani dava konusunun borçludan satın alan şahıs tarafından elden çıkarılması (devredilmesi) halinde davacı alacaklı dördüncü kişiyi davaya dahil etmeden üçüncü kişi yönünden bedele dönüştürmek veya dördüncü kişiyide davaya dahil ederek her iki tasarrufun da iptalini istemek gibi ihtiyari bir hakka sahiptir....

                UYAP Entegrasyonu