HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/1822 KARAR NO : 2023/1696 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ZİLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/167 ESAS SAYILI DERDEST DOSYA DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve devamı) KARAR : Zile Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2023/167 esas sayılı derdest dava dosyasında verilen tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) talepli davada verilen ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması için davalı İbrahim Altıner vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin hak kaybına sebebiyet verilmemesi ve zarar görmemesi adına; duruşma günü beklenmeksizin dava konusu tapu kaydı üzerine, İİK 281/2 uyarınca teminat aranmaksızın ihtiyati haciz konulmasını dava konusu taşınmazın tekrar el değiştirmesi...
Mahkemece, noter satışının haciz tarihinden önce olduğu mülkiyetin satışla davacı 3.kişiye geçtiği gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile aracın davacıya aidiyetinin tesbitine; alacaklı tarafından noter satış işleminin iptaline dair tasarrufun iptaline ilişkin herhangi bir takipte bulunulmadığından birleştirilen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-birleştirilen davanın davacısı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Asıl dava, 3.kişinin İİK.nun 96 vd. maddelerine dayalı istihkak istemine, birleştirilen dava ise İİK.nun 277. Vd. maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Kural olarak İİK.nun 277. vd. maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarının genel mahkemelerde görülmesi gerekir....
Mahkemece, noter satışının haciz tarihinden önce olduğu mülkiyetin satışla davacı 3.kişiye geçtiği gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile aracın davacıya aidiyetinin tesbitine; alacaklı tarafından noter satış işleminin iptaline dair tasarrufun iptaline ilişkin herhangi bir takipte bulunulmadığından birleştirilen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-birleştirilen davanın davacısı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Asıl dava, 3.kişinin İİK.nun 96 vd. maddelerine dayalı istihkak istemine, birleştirilen dava ise İİK.nun 277. Vd. maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Kural olarak İİK.nun 277. vd. maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarının genel mahkemelerde görülmesi gerekir....
Maddesi uyarınca iptale tabi tasarruf konusu mal hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz (İİK md. 257 vd.) kararı verilebileceği anlaşılmakla; davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin KABULÜNE, a)Genel hükümlerden (İİK md. 259) farklı olarak davacı vekilinin dava dilekçesindeki talebi yönünden ihtiyati haciz için teminat göstermek zorunluluğu olmadığından (Kuru, a.g.e., s. 1430) İİK 281. Maddesi uyarınca takdiren TEMİNATSIZ olarak; iptale tabi olduğu iddia edilen tasarruf konusu "İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, İhsaniye Mahallesi, 340 ada, 6 parsel sayılı" taşınmazın tapu kaydı üzerine söz konusu taşınmaz davalılar adına kayıtlıysa icra takibindeki alacak miktarı üzerinden İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, b)İptal davasında verilen ihtiyati haciz, İİK m.257 vd’da düzenlenmiş ihtiyati hacizden farklı olduğundan İİK m.264 uyarınca ihtiyati haczi tamamlayan merasim burada uygulanmayacağından (Yargıtay 19....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/11/2023 NUMARASI : 2022/446 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Mersin 3....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/159 ESAS SAYILI ARA KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 vd.) KARAR : Torbalı 2....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/403 E. sayılı dosyası ile kabul edilmesi üzerine dava konusu satış işlemlerinin yapıldığını, davalı borçlu şirketin bu iki araç dışında başkaca malvarlığı bulunmadığını, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkemenin 04.11.2022 tarihli ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, terditli olarak İİK'nin 277 ve devamı uyarınca tasarrufun iptali, olmadığı taktirde TBK'nin 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Gerek İİK'nın 277 vd, gerekse TBK'nın 19. maddesi kapsamında açılan tasarrufun iptali davaları tasarrufun aynına ilişkin olmayıp alacağın tahsiline yönelik, şahsi nitelikte davalar olduğundan HMK'nın 389 ve devamı maddelerine göre, tasarruf konusu mal üzerine ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir....
Bu durumda tasarrufun iptali davasının şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılması gerekir. Tasarrufun iptali davasının açılması koşullarından birisi de takip tarihinde kesinleşmiş bir alacağın bulunmasıdır. İhtiyati haczin kesinleşebilmesi için ise, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi gerekir. Somut olayda, 10.06.2009 tarihinde borçlunun adresinde ihtiyati haciz tatbik edilmesine rağmen, borçlu adına çıkarılan ödeme emirlerinden hiçbiri borçlu ...'e tebliğ edilmediğin- ../... -2- 2012/6737 2012/11607 den, icra takibinin kesinleştiğinden söz edilemez. Bu durumda, mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde tasarrufun iptaline karar verilmesi hatalı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 31/10/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacı vekili 14.11.2022 tarihli istinaf cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin açıklamış olduğu gerekçenin yerinde ve yeterli olduğunu, yaklaşık ispat şartının yerine getirildiğini, davacının ihtiyati haciz kararının verilebilmesi için yaklaşık ispat şartı arandığını belirtmiş olmasına rağmen kanun hükmünü tarafları için zorlaştıracak şekilde yorumlayarak ispat şartını ağırlaştırmaya çalıştığını, davanın yalnızca genel muvazaaya dayanılarak açılmadığını, TBK 19 ve İİK 277 vd. hükümlerine dayanılarak terditli olarak açıldığını, ihtiyati haciz taleplerinin hukuka bu bakımdan da uygun olduğunu, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir para borcunun söz konusu olduğunu, bu doğrultuda dava sonuçlanana kadar müvekkilin alacak hakkının korunması adına taşınmazın tapu kaydına ihtiyati haciz konulmasının talep edildiğini, davanın İİK'nin 277 ve devamı maddeleri dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunu, ihtiyati haciz ara kararının kanunen...
İhtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir. İhtiyati haciz müssesesi asıl olarak İİK'nun 257- 268 maddeleri arasında düzenlenmekle birlikte tasarrufun iptali davalarına ilişkin olarak ve bu davaların özelliği gereği, İİK 257 maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz kurumu yeterli görülmemiş, İİK.281/2 madde ve fıkrasında daha özel bir düzenleme yapılmıştır. Bu düzenlemede ihtiyati haciz için aranması gereken bazı koşullar tasarrufun iptali davalarına özgü olarak yumuşatılmış ve İİK 257 ve devamı maddelerinde aranan bazı şartlar 281/2 maddesinde aranmamıştır. Ancak, yaklaşık ispat kuralı burda da geçerli olacak ve mahkeme hakimi bu kurala göre kanaate ulaşıp karar verecektir....