"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacılar ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili; 20.05.2014 tarihli dava dilekçesiyle tasarrufun iptali mümkün olmadığı takdirde ikinci kademede şufa hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Şufa hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin dava mahkemenin 2014/280 dosyasından tefrik edilerek 2014/556 Esasına kaydedilmiş davaya bu esas üzerinden devam edilmiştir. Tasarrufun iptali davasının sonucu şufa davasını etkileyeceğinden Mahkemenin 2014/280 Esas sayılı dosyasının kesinleşme şerhli örneğinin Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 08.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarının kabulü halinde, davacı yararına vekalet ücreti takip konusu alacak miktarı ile iptali istenilen şeyin tasarruf tarihindeki değerinden hangisi az ise o değer üzerinden nisbi olarak hükmedilir. Somut olayda takip konusu alacak toplamı 320.716,15 TL olup taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri 250.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde dava değerini 150.000,00 TL olarak belirtmiş ancak yargılama sırasında dava değerini ıslahla 250.000,00 TL'ye çıkarmıştır. Bu durumda dava değeri 250.000,00 TL üzerinden davacı yararına nisbi vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken ıslah dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde alacaklının icra dosyasındaki alacak ve ferilerine şamil olmak üzere tasarrufun iptali ile davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK.'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/05/2021 NUMARASI : 2019/206 ESAS, 2021/276 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Ödemiş 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, bu kararın 23.07.2012 tarihinde davacı vekiline tebliği üzerine 13.08.2012 tarihinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece tasarrufun iptali davalarında adli tatil içerisinde yasal temyiz süresinin işleyeceği, bu nedenle de 15 günlük temyiz süresinin geçtiği gerekçesiyle temyiz isteğinin reddine karar verilmiştir. İİK.nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan davaların basit yargılama usulüne göre yargılamasının yapılacağı öngörülmüştür. 1086 sayılı HUMK.nın 176/I-11 maddesi uyarınca da basit yargılamaya tabi davalarda adli tatilde temyiz sürelerinin işleyeceği ön görülmüştür....
Ancak somut olayda uyuşmazlık, kesinleşen icra takibine dayalı olarak davalıların mal kaçırma kastıyla hareket etmeleri nedeniyle muvazaa hukuksal nedenine dayanan tasarrufun iptali isteminden kaynaklanmakta olup, genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 28.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak somut olayda uyuşmazlık, kesinleşen icra takibine dayalı olarak davalıların mal kaçırma kastıyla hareket etmeleri nedeniyle muvazaa hukuksal nedenine dayanan tasarrufun iptali isteminden kaynaklanmakta olup, genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki dava, Bankacılık Hukukundan yahut ticari ilişkiden değil, kredi sözleşmesine kefaletten doğan alacağına dayalı olarak davalıların mal kaçırma kastıyla hareket ettikleri iddiasına dayanan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Antalya 7.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 17.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
konulmasını davalı borçlu ile davalı alıcı arasındaki dava konusu tasarrufun iik 277 ve devamı maddeleri ile BK madde 19 gereğince iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
konusu çeklerin vadeli verilip verilmediği hususlarında rapor alınarak taraflar arasındaki borcun gerçek doğum tarihinin tespiti, iptali istenen tasarrufun borçtan önce yapılması halinde şimdiki gibi davanın reddine aksi halde yani tasarrufun borçtan sonra yapılması halinde ise dava konusu tasarrufun İİK'nun 280.madde kapsamında iptale tabi olup olmadığı yönünden de inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir....