Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

edilen vergi borcu ve ferileri ile sınırlı olarak haciz ve satış isteme yetkisinin alınması olduğundan, bu yönde hüküm kurulması gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde sadece iptali şeklinde karar verilmesi isabetsizdir.Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nin geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

    Davada tasarrufun iptali sebeplerinin olması halinde İİK'nun 283/1. maddesi uyarınca iptal ve tescil olmaksızın, dava konusu gayrimenkule ilişkin hisselerin haciz ve satışına karar verilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece dava konusu gayrimenkulün davalılar arasındaki satış işlemine ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya Niksar İcra Müdürlüğünün 2013/765 esas sayılı dosyasındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken kararda yalnızca tasarrufun iptaline karar verilmesi doğru değil resen bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

      nın borçlunun oğlunun arkadaşı ve iş ortağı olduğu, İİK'nun 280/1.maddesine göre borçlunun durumunu bildiğinin çekişmesiz olduğu ancak davalı borçlunun diğer davalı aleyhine açtığı tapu iptali ve tescili davasının red edildiği ve kararın kesinleştiğinden, alacaklının bunun iptalinin isteyemeyeceğinden davanın husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK’nin 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının kabulünün aksine gerekçeye esas alınan tapu iptali ve tescili davasının tarafları başka olduğundan kesin hüküm oluşturmayacağı gibi bu davanın reddine gerekçe de olamayacağı, zira tasarrufun iptali davasının zaten geçerli ve gerçek işlemlerin iptaline yönelik olduğu, ancak bu tür davaların görülebilmesi için birinci ön koşul gerçek bir alacağa dayalı takibin bulunmasıdır....

        Dava İİK’nın 277. vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve 22.07.2013 tarihli haciz tutunağının İİK'nun 105.madde kapsamında aciz belgesi olmasına ve tasarrufun iptali davasından sonra açılan tasarrufun iptali davasının bekletici mesele yapılmasının mümkün olmamasına göre davalı ...'ın aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davasının kabulü halinde harç ve vekalet ücreti, takip konusu alacak ile iptal edilen tasarruf konusu şeyin değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hükmedilir. Somut olayda takip konusu alacak miktarı 51.488,89 TL olup iptaline karar verilen taşınmazın gerçek değeri 106.869,15 TL olarak belirlenmiş olduğundan, takip konusu alacak 51.488,89 TL üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

          Mahkemece, davaya konu icra takiplerinin ve dayanak bonoların tarihlerinin haczedilen iş makinasının devir tarihinden sonra olduğu, satış ile birlikte mülkiyetin davacı şirkete geçtiği, sicil kaydındaki değişikliğin mülkiyetin geçişine engel olmayacağı, tescil işleminin idari bir işlem olduğu, satış bedelinin piyasa rayiç bedelinin altında gösterilmiş olmasının muvazaanın ispatı için yeterli olmadığı gerekçesi ile istihkak iddiasının kabulüne, tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş, kararı davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından temyiz etmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiası ile alacaklının karşı dava olarak İİK'nin 97/17, 277-280. maddeleri gereğince açtığı tasarrufun iptali talebine ilişkindir. 1....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava TBK'nun 19. Maddesi ve İİK 277. ve devamı maddelerine dayalı olarak davalılar arasında yapılan satış işleminin iptaline yönelik tasarrufun iptali isteminden ibarettir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

            Tasarrufun iptali davalarında, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda ve HMK'da özel bir yetki kuralı öngörülmemiştir. Hal böyle olunca, yetkili mahkemenin tayininde 6100 sayılı HMK'nın yetkiye ilişkin hükümlerinin olaya uygulanması gerekecektir. İptal davasının konusunu taşınmaz oluştursa bile, bu dava nitelik itibariyle aynî bir dava olmayıp, şahsî bir davadır. Bu nedenle, iptal davasında HMK 12. madde hükmü uygulanamaz. Bu durumda, genel kural olan HMK 6. madde hükmü olaya uygulanmalıdır. 6100 sayılı HMK'nın 6. maddesine göre, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Öyleyse, tasarrufun iptali davalarında yetkili mahkeme, davalı veya davalıların yerleşim yeri mahkemesidir. Borçlu ile üçüncü kişinin yerleşim yerleri farklı ise, iptal davası, davalılardan birinin yerleşim yerinde de açılabilir. (Benzer yönde Yargıtay 17....

            Hacze dayanak yapılan tasarrufun iptali ilamında da anılan yasa hükmüne uygun olarak yalnızca satış işleminin iptaline karar verilmekle yetinilmiş olup; üçüncü kişi adına olan tapu kaydının iptali ile borçlu adına tesciline dair bir hüküm kurulmamıştır. Bu nedenle, taşınmazın mülkiyeti şikayetçi 3. kişiye aittir. Somut olayda, alacaklı ...'in borçlu ...'dan olan alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibinde şikayet konusu taşınmazla ilgili olarak 04.10.2019 tarihinde tasarrufun iptali davası açtığı, Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.04.2022 tarih ve 2019/253 E. 2022/163 K. sayılı kararı ile ... tarafından davalı...'a 08.01.2019 tarihinde yapılan hisse satış işlemine yönelik tasarrufun iptaline, Gaziosmanpaşa 6....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/04/2018 NUMARASI : 2016/595 ESAS- 2018/630 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali KARAR : Bismil 1....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı ...’tan bonoya dayalı alacağı olan davacının borçlu aleyhine icra takibi yaptığını ancak borcun doğumundan sonra borçlunun ..., ... Köyü 1020 parsel sayılı taşınmazı, davalı ...’ye düşük bedelle devrettiğini bu nedenle tapunun iptalini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın, muvazaa nedenine dayalı tapu iptali davası olması halinde tasarrufta bulunan borçlu ...’ın hayatta olması nedeniyle, İİK 277 vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olması halinde de aciz belgesi olmaması nedeniyle reddi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu