Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; tasarrufun iptali isteğine konu taşınmazın vekil edeninin ve diğer davalı eşi Nurgül'ün ortak aile konutu olduğunu, taşınmazın eşit paylı olarak eşler adına kayıtlıyken vekil edenin payını diğer eşi satış yoluyla devrettiğini, bu satışın mal kaçırma amacı taşımadığını, kaldı ki daha sonra davalı T7 tarafından bu yerin dava dışı üçüncü bir kişiye satılarak kredi borcunun kapatıldığını ve dolayısı ile yapılan satışların gerçek satış niteliğinde olduğunu, ayrıca icra takibine dayanak gösterilen alacağın kesinleşmiş bir alacak olmadığını, söz konusu icra takibi ile ilgili olarak Bakırköy 30. İş Mahkemesi'nin 2016/756 esasına kayıtlı menfi tespit davasının hala devam ettiğini, bu davanın sonucunun beklenilmesinin gerektiğini belirterek davaya karşı koymuştur....
İş mahkemesi'nin 2011/762 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açılmış olduğunu, bu sebeple huzurdaki dosya için bekletici mesele yapılmasını, davanın ön şart yokluğundan reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; takibe konu bonolar nedeniyle takip borçlusu olan dosya davalısı ...'ın borçlu olmadığı kesinleşmiş mahkeme kararıyla tespit edilmiş olduğundan tasarrufun iptali davası koşulları bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Asliye Hukuk mahkemesinin 2019/159 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açıldığı belirtilmiş olduğundan; Mahkemece dosya akibeti araştırılarak, davacı tarafça söz konusu icra takibi uyarınca menfi tespit davası açılıp açılmadığı tespit edilerek, davaya konu icra takibi nedeni ile menfi tespit davası açılması halinde, gerçek bir borç ilişkisinin varlığı ve miktarı tasarrufun iptali davasını etkileyeceğinden bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. H.D.nin 2019/5595 E.2020/8273 K.) Yukarıda açıklanan nedenlerle, bu aşamada sair yönler incelenmeksizin HMK'nın 353/1- a,6 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
ye devrine ilişkin 28/08/2007 gün, 9421 yevmiye numaralı resmi senetle gerçekleştirilen tasarrufun; dahili davalı... tarafından dahili davalı ...'e devrine ilişkin 20/11/2007 gün, 12877 yevmiye numaralı resmi senetle gerçekleştirilen tasarrufun; dahili davalı ... tarafından dahili davalı ... ...'e devrine ilişkin 10/04/2008 gün, 4689 yevmiye numaralı resmi senetle gerçekleştirilen tasarrufun; dahili davalı ... ... tarafından dahili davalı...'ye devrine ilişkin 09/05/2008 gün, 5947 yevmiye numaralı resmi senetle gerçekleştirilen tasarrufun; dahili davalı... tarafından dahili davalılar ... ve ...'a 1/2'şer pay olarak devrine ilişkin 28/12/2009 gün, 17585 yevmiye numaralı resmi senetle gerçekleştirilen tasarrufun; dahili davalı ... tarafından dahili davalı ...'e 1/2 payının devrine ilişkin 25/02/2010 gün, 2226 yevmiye numaralı resmi senetle gerçekleştirilen tasarrufun; dahili davalı ... tarafından dahili davalı ...'...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/472 E , 2015/4201 K sayılı kararı incelendiğinde, davalının davacı şirkete 2012 yılı ticari defterlerine göre borcunun bulunmadığı, hesabın kapatıldığı, Armor Madeni Yağ.Ltd.Şti ve Anadolu Ateşi Ltd Şti'nin davalıdan olan alacakları ise çeklerin kayıtlara alındıktan sonra temlik işlemi yapıldığı, bu şekilde davalı şirketin davalıdan olan alacağının 2012 yılında yapılan alacağın temliki sözleşmeleri ile oluştuğundan bahisle açılan menfi tespit davasının davacı şirket yönünden esastan reddine dava dışı Armor Madeni Yağ.Ltd.Şti ve Anadolu Ateşi Ltd Şti' yönünden ise husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kural olarak tasarrufun iptali davasından önce açılan menfi tespit davalarının sonucunun beklenmesi gerekiyor ise de, menfi tespit davasında borcun ilk defa doğduğu tarih değil, çeklerin düzenlendiği tarih itibarı ile borcun var olup olmadığı araştırılmaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 21/01/2021 NUMARASI: 2020/328 Esas-2021/48 Karar DAVA: Menfi Tespit İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2021 İstinafa konu hükmün; kurum tarafından 6183 Sayılı Kanun kapsamında davacıya gönderilen ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olduğu; Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümüne ilişkin; 06/07/2020 tarihli ve 36826 sayılı kararına göre; "İcra İflas Kanunu ve 6183 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tasarrufun iptali davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," ile ilgili istinaf incelemesi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8., 9., 40. Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8., 9., 40. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, H.M.K.'...
"İçtihat Metni" -Y A R G I T A Y İ L A M I – MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline dava dışı ...'den ciro yoluyla intikal eden 21.12.2002 tanzim ve ödeme tarihli 180.000.00YTL'lik bono nedeniyle davalı ...'ün borçlu olduğunu, hakkındaki takibi karşılıksız bırakmak amacıyla borçlunun ... mevkii 1252 parselde 70/2014 arsa paylı taşınmazını 4.7.2003 tarihinden 40.000.00YTL bedelle bacanağı olan davalı....'ya sattığını belirterek tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı ... vekili, takip konusu senedin dava dışı ...'...
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı Yasanın 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir....
ya verilen takip konusu senedin teminat senedi olarak boş verildiğini, bu konuda ceza soruşturması ve menfi tespit davasının devam ettiğini, davalı ...'ye borçları olmadığını, davacı ...'nin alacağının ise kesinleşmediğini, müvekkilinin aciz halinde olmadığını adına kayıtlı yirmi adet taşınmaz bulunduğunu, iptali istenen senedin ise borç karşılığı düzenlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, davacılar ile davalı borçlunun birlikte hareket ettiğini, davacılar, vekili ile davalı borçlu arasında devam eden hukuk ve ceza davaları bulunduğunu, iptali istenen senedin borç karşılığı düzenlendiğini, borçlunun aciz halinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili esas ve birleştirilen davada, davalı borçlu ...'nün alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı üç adet taşınmazı 14.6.2010 tarihinde ablasının üvey oğlu davalı ...'e sattığını belirterek tasarrufların iptalini dava ve talep etmiştir. Davalı borçlu vekili, takiplerle ilgili menfi tespit davası açıldığından alacağın kesinleşmediğini, aciz belgesi sunulmadığını, davalılar arasında akrabalık bulunmadığını, taşınmazların üzerindeki hacizler ve ipoteklerde gözönüne alındığında raiç değerle satıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....