Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin sorumlu olduğu, emsal alınan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan onaylanarak geçen dava dosyaları ve kararlarının da aynı şekilde olduğu, ıslah ile ödenen bedelin tahsilinin istenildiği, ödenen bedelin bilirkişi raporuyla ve davacı tarafından dilekçe ekinde sunulan dekontlar doğrultusunda 137.000,00 TL olduğunun belirli olduğu, manevi tazminat isteminin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın ıslah talebi dikkate alınarak kısmen kabul, kısmen reddine, davacı ile davalılardan ... ......

    Ancak, ... bu yükümlülükten doğan sorumluluğunun sınırları belirlenirken, 5664 sayılı Yasanın 3. maddesinin ikinci bendindeki, “Bu süre içinde hak sahiplerine ilişkin listelerin bildirilmemesi, mükerrer veya yanlış bildirilmesi halinde hak sahiplerine karşı sorumluluk ilgili kurum veya kuruluşlara aittir.” düzenlemesi ile aynı Yasanın 4. maddesinin beşinci bendinde yer alan “Konut edindirme yardımı hesaplarını tahakkuk ettirmek ve ...devretmekle yükümlü kurum ve kuruluşlar nezdinde bulunan ve ... Şirketine aktarılmamış olan hak sahiplerine ilişkin konut edindirme yardımı tutarlarının tamamı, fer'ilerinin tahsili beklenilmeksizin, .... nezdindeki 410 numaralı hesabına aktarılır....

      Kiracıya tanınan bu erken fesih hakkının zamanından önce kullanılması, kiracı erken fesih hakkı dolmadan mecuru tahliye etmesi halinde 150.000 TL tazminat ödeyecektir. " düzenlemesi yer almaktadır. Davalı kiracı tarafından 26/01/2015 tarihli ihtarname ile kira sözleşmesi feshedilmiştir. Davacı, kira sözleşmesinin belirlenen süreden önce tek taraflı feshi nedeniyle hem cezai şart alacağı hem de mahrum kalınan kâr isteminde bulunmuştur. Kira sözleşmesinde, erken fesih nedeniyle 150.000 TL cezai şart ödeneceği kararlaştırıldığına göre kiracının tazminat sorumluluğu kararlaştırılan cezai şart tutarı kadardır. Bu nedenle mahkemece, erken fesih nedeniyle 150.000 TL cezai şart bedeline hükmedildiği halde, erken fesih tazminatı niteliğindeki makul süre kira bedeli olarak ayrıca 4 aylık kira bedeline hükmedilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....

        Aynı Kanun'un 35 ... maddesinde; "Bağlı kredi sözleşmesi; konut finansmanı kredisinin münhasıran belirli bir konutun satın alınması durumunda bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik bir ... oluşturduğu sözleşmedir. Bağlı kredilerde, konutun hiç ya da gereği gibi teslim edilmemesi nedeniyle tüketicinin bu Kanunun 11 ... maddesinde belirtilen seçimlik haklarından birini kullanması hâlinde, satıcı ve konut finansmanı kuruluşu müteselsilen sorumludur. Ancak, konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu; konutun teslim edilmemesi durumunda konut satış sözleşmesinde veya bağlı kredi sözleşmesinde belirtilen konut teslim tarihinden, konutun teslim edilmesi durumunda konutun teslim edildiği tarihten itibaren, kullanılan kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere bir yıldır." şeklinde düzenlemeler yer almaktadır. 3. Değerlendirme 1....

          Yine Yargıtay uygulamaları ile şekillendiği üzere kira sözleşmesinde, erken fesih nedeniyle cezai şart ödeneceği kararlaştırılmış ise belirlenen bu bedelin makul süre tazminatı olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, davalı kiracının tacir olduğu, sözleşmedeki bu cezai şartın geçerli olduğu ve tarafları bağlayacağı açıktır. Somut olayda erken tahliye halinde 4 aylık kira bedeli kadar cezai şart ödeneceği kararlaştırılmış olduğuna göre yapılan erken tahliyeye göre davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde araçların tesliminin sözleşmenin feshi saiki ile yapılmadığını, sözleşmenin feshedilmediğini savunmuş ise de, ticari hayatın olağan akışı içerisinde kiralanan aracın kiraya verene eksiksiz bir şekilde teslim edildiğine ilişkin tutanakların ve fiilen anahtar teslimi yapılmasının fesih hükmünde olduğunun kabul edilmesi gerektiği açıktır....

          Davalı-birleşen dosya davacısı vekili istinaf dilekçesinde özetle, asıl davada davacı tarafın sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin feshiyle senetlerin geçerliliğini yitirdiği, bu nedenle aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, birleşen davada ise alacaklarının 67.320,00 TL olarak hesaplandığını, davalı tarafından ödenen 27.030,00 TL'lik bedel mahsup edildikten sonra 40.289,00 TL'ye hükmedildiğini, yapılan mahsup nedeniyle kısmen kabul kısmen red kararı verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE: İlk derece mahkemesinde görülen asıl dava 37530 numaralı satış vaadi sözleşmesinin 4077 sayılı yasa aykırı olması nedeniyle feshi ödenen paraların iadesi ve borçlu olmadığının tespiti 37529 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesinin feshi, yapılan kesintilerin 4077 sayılı yasaya aykırı olması nedeniyle iadesi istemine ilişkindir....

          Davalı vekili ise; kira sözleşmesinin davalı tarafından keşide edilen 26.01.2010 tarihli noter ihtarı ile feshedildiğini, sonrasında kiralanana ait anahtarların icra dairesine teslim edildiğini, teslim tarihi itibariyle henüz tahakkuk etmemiş Mart ayına ait kira bedelinden sorumlu olmadıklarını, Şubat ayı kira parasının ise takip tarihinden önce alacaklının banka hesabına ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece kiralananın anahtarının 01.03.2010 tarihinde icra dairesine teslim edildiği, şubat ayı kira parasının ise takip tarihinden önce ödendiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Takipte dayanılan ve hükme esas alınan 01.06.2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel koşullar 3.maddesinde; kiracının sözleşmeyi feshetmek istediği takdirde bu durumu en az 60 gün öncesinden kiraya verene yazılı olarak bildireceği kararlaştırılmıştır....

            Davacı taraf gayrimenkul satış vadi sözleşmesinin feshi, sözleşme gereği ödenen 284.200,00 TL'nin iadesi davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti ve sözleşme nedeniyle düzenlenen senetlerin iptalini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda, tapu kayıtların göre kat irtifakının kurulmamış olduğu, taşınmazın hali hazırda arsa vasfında olduğu, 6502 Sayılı Yasanın 40. Maddesine göre yapı ruhsatı alınmadan tüketicilere ön ödemeli konut satışı yapılamayacağı, sözleşmenin resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle geçersiz olduğu, sözleşme nedeniyle davacıdan 20 adet sıralı senet alınmış olduğu, senetlerin nama yazılı olması nedeniyle 6502 Sayılı Yasanın 4/5....

            sebebiyle davalıya borçlu bulunmadığının tespiti ile davalıya verilen 14.300 USD bedelli teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ile mektubun davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Konut finansmanı münhasıran belirli bir konutun satın alınmasına özgülenmiş ise ve konut finansmanı sözleşmesi ile konut satış sözleşmesinin objektif olarak ekonomik birlik oluşturması halinde bağlı kredinin varlığından söz edilebilir (TKHK md. 35/1). Bağlı kredi halinde, konut finansmanı kuruluşu ile satıcı, alıcı tüketiciye karşı konutun hiç ya da gereği gibi teslim edilememesi nedeniyle tüketicinin TKHK'nın 11. maddesinde sayılan seçimlik haklarını kullanması halinde müteselsilen sorumludur (TKHK md. 35/2). Bağlı kredi sözleşmelerinde konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu süre ve kredi miktari ile sınırlandırılmıştır. Satılan konutun teslim edilmemesi halinde, konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu, konut satış ya da konut finansmanı sözleşmesi ile düzenlenen teslim tarihinden itibaren bir yıldır. Bir yılık süre hak düşürücü süre olup re'sen dikkate alınır....

              UYAP Entegrasyonu