Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlçesi Durugöl Mahallesi 1804 ada 6 parsel, 1.kat, 4 nolu bağımsız bölüm ile Ordu İli Altınordu İlçesi Karapınar Mahallesi 2004 ada 7 parsel, zemin kat 1 nolu bağımsız bölüme ilişkin olarak TASARRUF YETKİSİNİN TMK'nun 199.maddesi uyarınca SINIRLANDIRILMASINA; fazlaya yönelik talebin reddine,"karar verilmiştir....

Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

    Davalı alacaklı vekili, haciz mahallinde borçlu ... Ltd.Şti.nin faaliyet gösterdiğini. borçluya ait parkurlar ve mallar ile belgeler bulunduğunu, hakkında tedbir kararı verilen davacının değil, borçlu ... Ltd.Şti.nin mallarının haczedildiğini, haciz mahallinde borçlu şirket yetkilisinin oğlu ...'a ait... Raspa Firması adına düzenlenmiş belge bulunduğunu, borçlu şirket ile... Raspa Firmasının ticaret sicili adreslerinin aynı olduğunu, davacı şirket ile bu şirketler arasında alacakalılardan mal kaçırma amaçlı ilişki bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı borçlu davaya cevap vermemiştir. Mahkemece dava konusu 23.8.2011 tarihinde haczedilen menkullerin muhafaza altına alınmadığı, herhangi bir yediemine teslim edilmeden olduğu yerde bırakıldığı, bu nedenlerle usulüne uygun bir haciz işlemi yapılmadığından konusu bulunmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir....

      Somut olayda, davaya konu taşınmaz, 21/12/2011 tarihinde davalı borçlu ... tarafından dava dışı ...’a, 26/03/2012 tarihinde dava dışı ... tarafından dava dışı ...’a, 22/04/2014 tarihinde ise dava dışı ... tarafından davalı ...’a satılmıştır. Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde, borçlu ... ve taşınmazı en son satın alan ... taraf olarak gösterilmiş, ancak borçlu ile işlemde bulunan ... ve ... davaya dahil edilmeksizin davanın esasına girilerek kabulüne karar verilmiştir....

        Evrak kapsamında göre; davalı borçlu şirketin Ticaret sicil Müdürlüğünde kayıtlı "Sanayi Mah. 60336 Sok No:70 Şehitkamil Gaziantep " adresinde yapılan 10/08/2020 tarihli haciz tutanağında davalı borçlu şirketin adreste olmadığı, başka bir firmanın söz konusu adreste faaliyette bulunduğu, adreste borçluya ait haczi kabil menkul mala rastlanmadığının belirtildiği, söz konusu haciz tutanağının İİK'nın 105. maddesi gereğince aciz belgesi niteliğinde olduğu, davalı borçlu Birdamla Kozmetik şirketi, dava dışı Mysafir İthalat İhracat şirketi ile Mehmet Şakir'in davacı bankadan kullandığı kredilere ilişkin verilen18/07/2017 tanzim, 20/08/2018 vade tarihli bononun ödenmemesi üzerine davacı alacaklı tarafından davalı borçlu şirket hakkında Gaziantep İcra Müdürlüğünün 2018/104946 Esas sayılı takip dosyasında icra takibi yapıldığı davalı borçlu şirketin adına kayıtlı Şehitkamil İlçesi Umut Mah. 5203 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 57 nolu bağımsız bölümü 26/07/2018 tarihinde dava dışı...

        un, eşinin kardeşi olan borçlu Hüsnü'nün alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceğine (İİK. 280/II) ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcının takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malların tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekir. Dava konusu olayda taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri, aciz vesikasına bağlanan alacak miktarından daha azdır. Bu durumda karar ve ilam harcının taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri üzerinden hesaplanması gerekirken yazılı şekilde harç hesabı doğru görülmemiş olmasına karşın belirtilen husus yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, kararın HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekir....

          nin borçlu ... ile uzak akrabalığının bulunduğu, ...'in kayınvalidesi ile komşu olduğu ve kendisini tanıdığı yönündeki savunmalarına ve davalı borçlunun satmış olduğu taşınmazda oturmaya devam etmesinin olağan hayat tecrübelerine uygun düşmemesine, bu durumu haklı kılan her hangi bir hukuki ilişkinin varlığının ispat edilmemesine, aralarında açıklanan yöndeki ilişki nedeniyle üçüncü kişi konumundaki davalı ...'nin borçlu ...'in borçlu ...'in kardeşi olmasına İİK'nın 278/III-1. bendinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcının takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malların tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekir....

            BOŞANMA DAVASITASARRUF YETKİSİNİN SINIRLANDIRILMASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 199 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanunu'nun 199. maddesine göre, ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hakim belirleyeceği mal varlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir. Bu düzenleme ile yasa, tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına iki halde gidilebileceğini öngörmüştür. Bunlardan birincisi sınırlandırmayı ailenin ekonomik varlığının korunması gerekli kılmalı, ikincisi ise evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesinin bunu gerektirmesidir. Her iki halde de yasa, sınırlandırmanın ölçülü olmasını aramıştır....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden her ne kadar taraflarca karşılıklı olarak 4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesi gereğince birbirlerinin tasarruf yetkilerinin sınırlandırılmasını talep edilmiş ise de, tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını gerektiren ailenin ekonomik varlığının korunması için gerekli mal varlığını sebepsiz yere veya değerinin altında elden çıkartılması, azaltılması, yönetilememesi, ekonomik durumla bağdaşmayan yatırımlara kalkışılması, harcamalarda ve bağışlarda bulunulması, borçlanılması, borçların ödenilemez duruma gelinmesi gibi koşulların varlığının ve tarafların birbirlerine karşı evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınmak amacına yönelik bir davranışının somut delillerle taraflarca karşılıklı olarak ispatlanamadığı, taraflar arasında derdest boşanma davası olduğu, dava konusu ve tasarruf yetkisinin sınırlandırılması istenen...

                Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa'da gösterilmiştir. 6183 sayılı Yasa'nın mükerrer 35.maddesinde asıl borçlu hakkında yapılan yasal takip ve araştırmalar sonucu kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde yasal temsilcisine ödeme emri çıkarabileceği bildirilmiş ise de 6183 sayılı Yasa 5510 sayılı Yasa'ya göre daha genel bir yasa durumunda olup uygulamada da benimsendiği üzere öncelik Özel Yasa hükümlerine tanınacağından, 5510 sayılı Özel Yasa'nın 88.maddesi karşısında davacının prim borçlarının ait olduğu dönemlerde Kurum borçlusu Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığı'nın malî ve idarî konularında tek başına emir ve tasarruf yetkisine sahip, Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığı'nı özel şekilde temsil ve ilzam yetkisi kendisine bırakılan kimselerden olduğunun tespiti halinde asıl borçlu adına düzenlenmiş ödeme emrinin müteselsil borçlulara tebliğ edilmesinde usulsüzlük bulunamayacağı açık olup davacının kamu borçlarından dolayı 80.madde kapsamında müteselsilen...

                  UYAP Entegrasyonu