WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekilinin 28/02/2023 tarihli feragat dilekçesini dosyaya sunduğu ve dilekçenin incelenmesinde feragat etmeye yetkisinin olduğu anlaşıldı. Davalı vekilinin 28/02/2023 tarihli feragat dilekçesine karşı beyan dilekçesi sunduğu, dilekçesinde davacı yanın davadan feragatı ile karşılıklı masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını belirttiği anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK'nun 307. maddesine göre davadan feragat "Davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir." Yine aynı kanunun 311. maddesine göre "Feragat, kesin hükmün sonuçlarını doğurur." Bu hükümler gözetildiğinde davadan feragat davaya kendiliğinden son veren bir taraf işlemi olduğunda kuşku bulunmadığı, davadan feragatın usulüne uygun, süresinde ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri hususta olduğu ve davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmış olup, açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

    Davacı dava dilekçesi ile davalının tasarruf yetkisinin kısıtlanmasını talep etmiş İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, ailenin ekonomik varlığının korunması gereği veya evlilik birliğinden ... mali bir yükümlülüğün yerine getirilmemesi gibi bir durum söz konusu olmadığından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, davalı erkeğin mal varlığının bir kısmını elden çıkarma yönünde girişimlerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu hale göre, davalının tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasında gereklilik bulunduğu gerçekleşmiş olup, 4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesi koşulları oluşmuştur....

      İİK 282 madde kapsamında borçlu ile lehine tasarrufta bulunan davalı arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Eldeki somut olayda, mahkemece davacının talebinin kabul edilmeyip davanın reddine karar verildiği, davalı borçlular ..., ... ve ...’un 1/3 er hisseye sahip olduğu, ... İli, ... İlçesi, ... Mah. 8501 ada, 21 parselde 3. kat, 14 nolu bağımsız bölüm, davalı borçlu ... tarafından davalı ...’a devri yapılan ... ili, ... İlçesi, ... mah, 61330 ada, 2 parselde kayıtlı arsa, davalı borçlu ... tarafından davalı ...’e devri yapılan ... İli, ... İlçesi, ......

        Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Tasarrufun iptali davalarında kural olarak, tasarrufun iptal edilebilmesi için borcun doğum tarihinin iptali istenilen tasarruf tarihinden önce olması gerekir. Somut olayda davacı alacaklı İzmir 9. icra müdürlüğünün 2003/4059 sayılı dosyası ile icra takibine girişmiş takibin dayanağı 17.05.2002 ve 24.05.2002 tanzim tarihli 2 adet bono ve bu bonoların dayanağı yine aynı tarihli kredi sözleşmeleri olup dava ve temyize konu edilen taşınmazlar ise borçlu tarafından davalılardan ...'e 26.10.2001 tarihinde, ... Ltd. Şti.ne ise 30.05.2001 tarihinde satılmıştır. Bu durum da tasarruf tarihi borcun doğum tarihinden önce olduğundan davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davalılar ... vekili ile davalı ... Müh. Ltd....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasındaki borç ilişkisi nedeniyle davalı borçlu aleyhine Konya 4. İcra Müdürlüğü'nün 2014/5377 sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlunun, alacaklarını karşılayacak oranda malının bulunamadığını, davaya konu malını ise kötüniyetli olarak ve kendilerinden mal kaçırmak amacıyla devrettiğini belirterek, davalılar arasındaki bu aleyhlerinde olan tasarrufun iptali ile bu tasarruf işlemine konu mal üzerinde alacaklarının tahsili yönünden satış ve haciz yetkisi isteyebilme yetkisinin verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasındaki borç ilişkisi nedeniyle davalı borçlu aleyhine ... İcra Müdürlüğü'nün 2014/5377 sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlunun, alacaklarını karşılayacak oranda malının bulunamadığını, davaya konu malını ise kötüniyetli olarak ve kendilerinden mal kaçırmak amacıyla devrettiğini belirterek, davalılar arasındaki bu aleyhlerinde olan tasarrufun iptali ile bu tasarruf işlemine konu mal üzerinde alacaklarının tahsili yönünden satış ve haciz yetkisi isteyebilme yetkisinin verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Borçlu mirasçının, alacaklısı tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılabilmesi için, öncelikle, borçlu mirasçının, elbirliği mülkiyeti ile ortak olduğu taşınmazda, hissesine düşecek kısım üzerine haciz konulması, İİK'nun 121. maddesi gereğincede ortaklığın giderilmesi hususunda icra mahkemesince yetki verilmiş olması şarttır. Zira İİK'nun 121. maddesi " Bir intifa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya bir şirket yahut iştirak halinde tasarruf olunan bir mal hissesi gibi yukardaki maddelerde gösterilmeyen başka nevi malların satılması lazım gelirse icra memuru satışın nasıl yapılacağını icra mahkemesinden sorar." hükmünü içerdiğinden, davacının yetkisinin "satılması lazım gelen" mallarla sınırlı olduğu açıktır. Dolayısı ile davacı alacaklının, ortaklığın giderilmesi davasını açabilmesi için davadan önce ve yargılama sırasında, davaya konu taşınmaz üzerinde hacizin bulunması zorunludur....

                edilmesi” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının zarar görmesi ve borçlunun tacir olması gibi...) gerçekleşmesi halinde oluşacağı konusunda gerek uygulamada gerek öğretide herhangi bir duraksamanın mevcut olmaması ve somut uzlaşmazlıkta bu eylemden dolayı şikayetçi olan müştekinin zarar gördüğünün dosya içeriğinden anlaşılması karşısında; borçlu şirket hakkında 19/03/2015 tarihinde yapılan haciz işlemi sırasında adresin terk edildiğinin anlaşıldığı, vergi dairesinden gelen yazıya ve sanık savunmasına göre şirketin 31/12/2014 tarihinde terk ettirildiğinin bildirildiği, yapılan zabıta araştırmasına göre ise borçlu şirketin “.....” adresinde faaliyetine devam ettiğinin tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, oluşan bu çelişki giderilmeden ve borçlu şirketin ticareti terk edip etmediği kesin olarak tespit edilmeden, yeni bir temsilci atanıncaya kadar sanığın terk bildirimi hususundaki yetkisinin devam edeceği gözetilmeden...

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi KISITLANMASI İSTENİLEN:... DAVA TÜRÜ :Vasi Tayini Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Temyiz isteği, atanan vasinin vasilikten kaçınmasına ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu