WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Kaybolmuş eşya üzerinde tasarruf HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanık hakkında beraat kararı verilen kaybolmuş eşya üzerinde tasarruf suçuyla ilgili katılan SGK'nın her hangi bir somut zararının olmadığı, bu suç yönünden katılanın suçtan gören sıfatını taşımadığı, dolayısıyla 5271 sayılı CMK'nın 260. maddesi uyarınca hükmü temyiz yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince temyiz isteminin REDDİNE, 22.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    , borcun doğumundan önce gerçekleştirildiği için iptalinin istenemeyeceğini, olayda borç doğum tarihinin 20/03/2016 olduğunu ve tasarruf tarihinin ise 02/03/2016 olduğunu, görüldüğü üzere dava konusu tasarruf işleminin, borcun doğum tarihinden önce gerçekleştirildiğini, dolayısıyla da bu tasarruf işleminin iptalinin istenemeyeceğini, hak düşürücü sürenin geçmesinin söz konusu olduğunu, dolaysıyla bu sebepler davanın reddedilmesinin gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

    GEREKÇE:Dava, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Feragat, davaya son veren taraf işlemlerindendir. HMK’nın 307. maddesinde düzenlenmiş olan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragatin hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılması mümkündür. Ayrıca, kanun yoluna başvurduktan sonra da davadan feragate engel bir durum yoktur. Feragat, kural olarak tarafların üzerinde tasarruf edebilecekleri davalarda geçerlidir. Davadan davacı asil feragat edebileceği gibi vekil de feragat beyanında bulunabilir. Ancak, vekilin feragatinin geçerli olabilmesi için, vekaletnamesinde açıkça davadan feragat yetkisinin de bulunması gereklidir. Somut uyuşmazlıkta dava, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Anılan dava, davacının üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği dava türlerindendir. Geçerli şekilde davacı vekili, vekaletnamesindeki yetkiye dayalı olarak davasından feragat etmiştir....

      Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir." düzenlemeleri bulunduğu, sulhün davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olduğu, talebin dosya üzerinden değerlendirilebileceği de dikkate alınarak her ne kadar duruşma günü davacı vekili katılmamış olsa da dosyanın işlemden kaldırılmayarak yargılamaya devam edildiği, davaya konu uyuşmazlığın davanın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri hususta olması, davacı vekilinin sulh yetkisinin vekaletnamesinde bulunması dikkate alınarak işbu dava yönünden sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, ispat yükü ve dosya kapsamındaki belgelerde dikkate alınarak yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        KARAR Davacı, davalı şirketten bir daire satın aldığını, satış bedeli karşılığı olarak senetler verdiğini, senet borcunun 132.000.000.000 TL kısmını ödediğini, davalı elinde 9 adet senet kaldığını, daha sonradan anılan şirketin iflasına karar verildiğini, ikinci alacaklılar toplantısının yapıldığını, ileri sürerek elde kalan toplam 36.000.000.000 TL meblağlı 9 adet senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, savunmada bulunmamıştır. Mahkemece, harici sözleşmenin geçersiz olduğu ve bu tür davaların Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, talep halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Verilen iflas kararıyla birlikte davalı şirketin tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olması nedeniyle davacı, bu davasında Barmek A.Ş.'...

          Bilgi İşlem A.Ş. arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, davalının da sözleşmenin müşterek borçlu ve müteselsil kefili olduğunu, ... yönetim ve denetimine intikal eden müvekkili bankaca kredi hesaplarının kat edilerek ihtar çekildiğini, borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, çeşitli mahkeme kararlarıyla müvekkilinin malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisinin tamamen kaldırıldığını, akdi ve temerrüt faiz oranlarının fahiş olduğunu, alacağın yargılamayı gerektirip likit olmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

            Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre tasarrufun iptali davasında verilen ihtiyati haczin ve şikayetçiye verilen taşınmazın satışını talep yetkisinin, rüçhan hakkı tanıyan ipotek hakkının önüne geçemeyeceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Karara karşı şikayetçi vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince; İİK'nun 283. maddesine göre, tasarrufun iptali davasını kazanan alacaklı, tasarruf konusu mal borçlununmuş gibi haczini ve satışını isteyebileceği, sonradan tasarrufa konu taşınmaz üzerinde lehine ipotek tesis edilen alacaklılar ile haciz uygulayan alacaklıların iptal edilmiş tasarruf oranında davayı kazanmış alacaklıya karşı önceliğinin bulunmadığı gerekçesiyle şikayetçi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir....

              Davacının alacağına ilişkin başlatılan Kayseri 1.İcra Müdürlüğünün 2009/6005(yeni 2017/3480) sayılı icra takip dosyasında 12/06/2009 tarihinde davalı borçlu ... adına kayıtlı ... İli, ... İlçesi, ... Mah., 187 Ada, 4 Parsel üzerinde kayıtlı bulunan 42 adet villa üzerine haciz konulduğu anlaşılmaktadır. Ancak borçlu adına kayıtlı olan bu taşınmazların kıymet takdiri yapılmadığından aciz hali sabit olmamıştır....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/09/2022 NUMARASI : 2021/479 ESAS 2022/379 KARAR DAVA KONUSU : Tasarruf Yetkisinin Kısıtlanması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilini başka kadınlarla aldattığını, bu kadınlara ev açtığını, müvekkilinin geçimini ve çocukların giderlerini yaşadığı Fransa ülkesinde devlet yardımıyla sağladığını belirterek davalının tasarruf yetkisinin kısıtlanmasını talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı / vekili cevap dilekçesi sunmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiştir....

                teki, ... ve ... köylerindeki taşınmazlarının tapu kayıtlarına “davacının rızası dışında tasarruf işlemlerine konu edilmemesi için” tedbir konulduğu görülmektedir. Başka bir ifade ile mahkeme, daha dava sırasında, davalının ailenin ekonomik varlığını tehlikeye soktuğunu tespit etmiş ve nihai kararı beklemeden önlem almıştır. Türk Medeni Kanununun 199. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Hal böyleyken davanın kabulü yerine reddi doğru olmamıştır. Bu bakımdan sayın çoğunluğun, hükmü bozmak yerine “tasarruf yetkisinin kısıtlanması gerektiğinin kanıtlanamadığını” benimseyerek yerel mahkeme kararını onaması isabetli olmamıştır. Açıklanan sebeple davacının karar düzeltme isteği haklı ve yerinde olup, kabulü ile onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum....

                  UYAP Entegrasyonu