AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/10/2022 NUMARASI : 2021/649 ESAS, 2022/784 KARAR DAVA KONUSU : AİLE MALLARININ KORUNMASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı üzerine kayıtlı bulunan 34 XX 228 plaka sayılı araç üzerinde davalının tasarruf yetkisinin sınırlanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı 34 XX 228 plaka sayılı araç üzerinde davalının tasarruf yetkisinin sınırlanmasına karar verilmiştir....
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
Dosya içerisindeki belgelerden, davacı alacaklı banka ile davalı borçlu arasındaki kredi kartı sözleşmesinin ilk olarak 31/03/2007 tarihinde yapıldığı, daha sonra da 13/01/2012 tarihinde yenilendiği,buna göre davacı ile davalı borçlu arasındaki alacak-borç ilişkisinin dava konusu tasarruf tarihinden(06/03/2013) önceye dayandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bu hususun gözardı edilmesi isabetli olmamıştır. O halde, borcun doğumunun tasarruf tarihinden önce olduğunun kabulü ile davalı 3.kişi ...’nın davalı borçlu ...’in eşi ...’in kardeşi olduğuna göre İİK.md.280 şartlarının tartışılması gerekir. Bu durumda mahkemece, davalı ...’nın borçlu ... Şahin’in alacaklıdan mal kaçırma ya da alacaklıyı zarar kastını bildiği veya bilebilecek durumda olup olmadığının İİK'nun 280.maddesi kapsamında değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir. 6183 sayılı Yasa uyarınca borçlu hakkında aciz belgesinin alınmış olması iptal davası şartı değil ise de, borçlunun ödeme kabiliyetini yitirmiş olması gerekmektedir. Yani borçlunun mevcut mal varlığı borçlarına yetmeyecek bir durumda olmalıdır. Somut olayda Merter Vergi Dairesince davalı ...'...
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir. 6183 sayılı Yasa uyarınca borçlu hakkında aciz belgesinin alınmış olması iptal davası şartı değil ise de, borçlunun ödeme kabiliyetini yitirmiş olması gerekmektedir. Yani borçlunun mevcut mal varlığı borçlarına yetmeyecek bir durumda olmalıdır. Somut olayda Merter Vergi Dairesince davalı ...'...
Sadece İİK'nun 191. maddesi gereğince iflas masasına giren hak ve mallar hakkında tasarruf hakkını kaybeder. Bu mallar için tasarruf yetkisi iflas masasına geçer. İflas masasına dahil olmayan hususlarda tasarruf hakkını haiz olduğu gibi, şahsa bağlı hakları da kullanabilir. Şikayetçinin icra takibinde borçlu durumunda bulunması nedeniyle İİK'nun 134. maddesine göre dava açma hakkı vardır. Borçlu şirketin sonradan iflas etmesi şahsa bağlı İİK'nun 16. maddesinde öngörülen şikayet hakkını kullanmasına engel teşkil etmez. İncelenmesi gerekli diğer husus ise, iflas kararından önce vekalet verilen vekil tarafından müflis şirket adına şikayette bulunulup bulunulmayacağı hususudur. TBK'nun 513. maddesine göre, sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur. Bu madde hükmüne göre vekalet ilişkisi iflasın açılması ile kendiliğinden son bulur....
İİK'nun 134. maddesinin 2. fıkrasında ihalenin feshini isteyebilecek ilgililerin sınırlı olarak sayıldığı, müflis şirketin, icra takibinde borçlu olması nedeniyle, İİK'nun 134. Maddesi gereğince ihalenin feshi davası açma hakkının bulunduğu, dava dilekçesinin içeriğine göre davacının müflis borçlu Demirkaya İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ'nin yönetim kurulu başkanı olduğu, davayı da müflis şirket adına açtığı görülmektedir. " Müflis iflas etmekle medeni haklardan istifade ve medeni hakları kullanma ehliyetini kaybetmiş olmaz. Sadece İİK'nun 191. Maddesi gereğince iflas masasına giren hak ve mallar hakkında tasarruf hakkını kaybeder. Bu mallar için tasarruf yetkisi iflas masasına geçer. İflas masasına dahil olmayan hususlarda tasarruf hakkını haizdir. Dolayısıyla dairemizin birleşik içtihatları ile de benimsendiği üzere müflis borçlunun İİK 134. Maddesine göre ihalenin feshini talep etme hakkı vardır. " (Yargıtay12....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- 1-İncelenmesine gerek görüldüğünden; davalı borçlu ... ve eşi ile davalı ... ve eşinin nüfus kayıt örneklerinin ilgili Nüfus Müdürlüklerinden istenmesi; 2-Davacı tanığı ...; davalı borçlu ...’ın amcasının oğlu ...’un eşi, davalı ...’ın amcası ve davalı ...’un da halası ...’un eşi olduğunu beyan ettiğinden davalı borçlu ... ve eşi ile diğer davalı ... ve ... aralarındaki akrabalık ilişkilerini gösteren ayrıntılı nüfus kayıtlarının celbi ile dosya arasına alınması; 3-Davalılardan ...’un satın aldığı tasarruf konusu ... ili ... ilçesi ... Mahallesi ... nolu parseldeki ... nolu bağımsız bölümde tasarruf tarihi olan 03/07/2008 tarihinde kimin ikamet ettiğinin kolluk gücü ile araştırılarak tespiti ile belgelendirilmesi ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 09/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin annesi Nurşen Akbulut ile davalı şirket arasında 3593563/4 nolu Konut Finansmanı - Bireysel Tasarruf Finansman Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin daha sonra annesi Nurşen Akbulut'tan sözleşmeyi devir aldığını, davalı borçlu ile imzalanan sözleşme gereği tasarruf finansman tutarının teslim tarihinin Mart/2021 olarak belirlendiğini, müvekkilinin Mart/2021 tarihine kadar ödemesi gereken tüm tutarları davalı borçlu şirkete ödediğini, müvekkilinin teslimat evraklarını da hazırlayıp davalı şirkete teslim ettiğini ancak davalı borçlu şirketin belirlenen tarihte müvekkiline ödemesi gereken finansman tutarını ödemediğinden müvekkilinin Mayıs/2021 tarihinden sonraki taksitleri ödemediğini, davalı şirketçe hukuken geçerli hiçbir sebep bildirilmeksizin ödeme yapılmadığını ve sözleşmenin güncellenerek ileri bir tarihe ertelenmesi hususunda müvekkiline baskı yapıldığını, müvekkilinin alacağını tahsil etmek için defalarca...
Davalı alacaklı vekili, haciz mahallinde borçlu ... Ltd.Şti.nin faaliyet gösterdiğini. borçluya ait parkurlar ve mallar ile belgeler bulunduğunu, hakkında tedbir kararı verilen davacının değil, borçlu ... Ltd.Şti.nin mallarının haczedildiğini, haciz mahallinde borçlu şirket yetkilisinin oğlu ...'a ait... Raspa Firması adına düzenlenmiş belge bulunduğunu, borçlu şirket ile... Raspa Firmasının ticaret sicili adreslerinin aynı olduğunu, davacı şirket ile bu şirketler arasında alacakalılardan mal kaçırma amaçlı ilişki bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı borçlu davaya cevap vermemiştir. Mahkemece dava konusu 23.8.2011 tarihinde haczedilen menkullerin muhafaza altına alınmadığı, herhangi bir yediemine teslim edilmeden olduğu yerde bırakıldığı, bu nedenlerle usulüne uygun bir haciz işlemi yapılmadığından konusu bulunmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir....