Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir." düzenlemeleri bulunduğu, sulhün davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olduğu, talebin dosya üzerinden değerlendirilebileceği de dikkate alınarak her ne kadar duruşma günü davacı vekili katılmamış olsa da dosyanın işlemden kaldırılmayarak yargılamaya devam edildiği, davaya konu uyuşmazlığın davanın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri hususta olması, davacı vekilinin sulh yetkisinin vekaletnamesinde bulunması dikkate alınarak işbu dava yönünden sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, ispat yükü ve dosya kapsamındaki belgelerde dikkate alınarak yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre tasarrufun iptali davasında verilen ihtiyati haczin ve şikayetçiye verilen taşınmazın satışını talep yetkisinin, rüçhan hakkı tanıyan ipotek hakkının önüne geçemeyeceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Karara karşı şikayetçi vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince; İİK'nun 283. maddesine göre, tasarrufun iptali davasını kazanan alacaklı, tasarruf konusu mal borçlununmuş gibi haczini ve satışını isteyebileceği, sonradan tasarrufa konu taşınmaz üzerinde lehine ipotek tesis edilen alacaklılar ile haciz uygulayan alacaklıların iptal edilmiş tasarruf oranında davayı kazanmış alacaklıya karşı önceliğinin bulunmadığı gerekçesiyle şikayetçi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir....

      Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

      GEREKÇE:Dava, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Feragat, davaya son veren taraf işlemlerindendir. HMK’nın 307. maddesinde düzenlenmiş olan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragatin hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılması mümkündür. Ayrıca, kanun yoluna başvurduktan sonra da davadan feragate engel bir durum yoktur. Feragat, kural olarak tarafların üzerinde tasarruf edebilecekleri davalarda geçerlidir. Davadan davacı asil feragat edebileceği gibi vekil de feragat beyanında bulunabilir. Ancak, vekilin feragatinin geçerli olabilmesi için, vekaletnamesinde açıkça davadan feragat yetkisinin de bulunması gereklidir. Somut uyuşmazlıkta dava, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Anılan dava, davacının üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği dava türlerindendir. Geçerli şekilde davacı vekili, vekaletnamesindeki yetkiye dayalı olarak davasından feragat etmiştir....

        e-imza e-imza e-imza e-imza Davacı vekilinin vekaletnamede feragat etmeye ilişkin yetkisinin olduğu görülmüştür. Feragat, 6100 sayılı HMK'nın 307 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre feragat, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda davacının, kayıtsız ve şartsız olarak talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davacı feragat beyanı kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurarak ve davaya son verir. Davanın, yasanın 307.maddesinde zikredildiği haliyle tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalardan olması nedeniyle davacının feragat beyanı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE, 2-Harçlar Kanununun 22....

          kişisel malı olması sebebiyle tasarruf yetkisinin sınırlandırılamayacağı, SS Yeni Özgün Konut Yapı Kooperatifindeki davalıya ait hissenin ise henüz ferdileştirme yapılmadığı için kişisel mal olarak nitelendirilemeyeceği gerekçe gösterilerek davacının davasının kısmen kabulüne, davalının SS Yeni Özgün Konut Yapı Kooperatifindeki ortaklık payına ilişkin TMK 199 maddesi gereğince tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına, davacının rızası olmadan tasarruf yapılamayacağına ilişkin kooperatif başkanlığına karar kesinleştiğinde müzekkere yazılmasına, tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin kararın kooperatif hissesinin ferdileştirilme yapılması durumunda da geçerli olmasına, ferdileştirme yapılması durumunda davalıya isabet eden taşınmaz üzerine tasarruf yetkisinin sınırlandırıldığı ve davacının rızası olmadan tasarruf yapılamayacağına ilişkin tapu siciline şerh düşülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği, kararın yöntemince taraflara tebliğ edildiği, Davalı vekilinin...

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasındaki borç ilişkisi nedeniyle davalı borçlu aleyhine ... İcra Müdürlüğü'nün 2014/5377 sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlunun, alacaklarını karşılayacak oranda malının bulunamadığını, davaya konu malını ise kötüniyetli olarak ve kendilerinden mal kaçırmak amacıyla devrettiğini belirterek, davalılar arasındaki bu aleyhlerinde olan tasarrufun iptali ile bu tasarruf işlemine konu mal üzerinde alacaklarının tahsili yönünden satış ve haciz yetkisi isteyebilme yetkisinin verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasındaki borç ilişkisi nedeniyle davalı borçlu aleyhine Konya 4. İcra Müdürlüğü'nün 2014/5377 sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlunun, alacaklarını karşılayacak oranda malının bulunamadığını, davaya konu malını ise kötüniyetli olarak ve kendilerinden mal kaçırmak amacıyla devrettiğini belirterek, davalılar arasındaki bu aleyhlerinde olan tasarrufun iptali ile bu tasarruf işlemine konu mal üzerinde alacaklarının tahsili yönünden satış ve haciz yetkisi isteyebilme yetkisinin verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre ve davalı borçlu Güven ile üçüncü kişi Sare kardeş olduklarından dava konusu tasarruf İİK'nin 278/III-1.maddesi gereğince iptale tabi olduğu, ancak takibe konu borç, tasarruf tarihinden sonraki dönemde doğduğundan diğer bir ifade ile borç, tasarruf tarihinden sonra doğduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi sonucu itibarıyla doğru görüldüğünden davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA 3.3.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                GEREKÇE:Dava, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Feragat, davaya son veren taraf işlemlerindendir. HMK’nın 307. maddesinde düzenlenmiş olan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragatin hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılması mümkündür. Ayrıca, kanun yoluna başvurduktan sonra da davadan feragate engel bir durum yoktur. Feragat, kural olarak tarafların üzerinde tasarruf edebilecekleri davalarda geçerlidir. Davadan davacı asil feragat edebileceği gibi vekil de feragat beyanında bulunabilir. Ancak, vekilin feragatinin geçerli olabilmesi için, vekaletnamesinde açıkça davadan feragat yetkisinin de bulunması gereklidir. Somut uyuşmazlıkta dava, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Anılan dava, davacının üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği dava türlerindendir. Geçerli şekilde davacı vekili, vekaletnamesindeki yetkiye dayalı olarak davasından feragat etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu