Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bildirimler üzerine kişinin Bağ-Kur kaydını yapmakta ve sigortalılığını başlatmakta, bu tarihten itibaren de sigortalılığı devam ettiği sürece o kişi adına her ay prim borcu tahakkuk ettiğini, zorunlu Bağ-Kur sigortalığı kapsamına giren müvekkilinin Özdal Gıda Temizlik İhtiyaç Maddeleri Reklamcılık Ticaret Sanayi Limited Şirketin ortağı olması nedeniyle, zorunlu Bağ-Kur sigorta primi ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkilinin şirket ortağı olduğundan dolayı, 1993 yılından itibaren zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak sigorta primi ödemek için davalı kuruma başvurduğunu, ancak, Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Rüzgârlı Sosyal Güvenlik Merkezinin 27.01.2021 tarih ve E-94789460- 201.02.01- 19147426 sayılı yazısıyla, Özdal Gıda Temizlik Limited Şirketindeki ortaklığına istinaden 01.10.2008 tarihinde Bağ-kur tescil ve kayıt yapıldığından, şirket ortaklığı zorunlu Bağ-Kur sigortalığının şirket kaydı tarihine kadar çekilmesinin, 5510 sayılı kanun gereğince 01.10.2008 tarihinden önce kuruma tescil ve kayıt...

İhtarname içeriğinden takip konusu borcun kur farkı alacağına ilişkin olduğu ve bu alacakla ilgili 23.11.2009 tarihli ibraname düzenlendiği anlaşıldığından davacının kur farkından dolayı başkaca alacağının bulunduğu kabul edilemez. Mahkemece bu yönler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulünde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Yeniden geri çevirmeye neden olunmayacak şekilde; 1-Davacının, 02/08/2003 tarihinden önce Bağ-Kur işe giriş bildirgesi verilip verilmediği, tescilinin bulunup bulunmadığı, borçlanma iradesini ortaya koyacak şekilde Kuruma başvurusunun veya prim ödemesinin bulunup bulunmadığı davalı Kurumdan sorulmasına, 2-Davacının, 1.3.2001-8.11.2002 tarihleri arası minübüs işletmeciliği vergi kaydına dayalı olarak kurumca re'sen zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının tesciline karar verildiği anlaşılmakta olup davalı Kurum tarafından hangi tarihte re'sen tescilinin yapıldığının sorulmasına, 3-Davacının 5.2.1999-28.2.2001 tarihleri arası Bağ-Kur isteğe bağlı ve 1.3.2001-8.11.2002 tarihleri arası Bağ-Kur zorunlu sigortalılığı mevcut olup 17.3.1999-13.2.2001 tarihleri arası yapılan prim ödemelerinin isteğe bağlı mı zorunlu sigortalılığa ilişkin prim ödemesi olup olmadığı, zorunlu sigortalılık yönünden ödeme yapıldı ise hangi tarihte yapılan ödemelerin zorunlu sigortalılığa ilişkin olduğunun davalı Kurumdan sorularak...

      Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 27.6.2001 tarihinde kayda alınan giriş bildirgesi ile 04.10.2000 tarihinden itibaren esnaf bağ-kur tescilinin yapıldığı, davacının 06.01.1998-04.10.2000 tarihleri arasında devam eden vergi kaydının bulunduğu anlaşılmakla, davacının talebine göre 06.01.1998-04.10.2000 tarihleri arası dönem için tespite karar verilmesi gerekirken, mahkemece taleple ilgisiz şekilde 01.09.1994-31.05.2005 ve 01.05.2008-31.12.2009 tarihleri arasında aralıksız Bağ-Kur Sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.M.K’nun 370/2 maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi No : 2014/491-2016/232 Dava, Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. İnceleme konusu dosyada; davacının 01.01.1996 tarihinden itibaren tarım bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitini talep ettiği, mahkemece davacının 31.12.1996 tarihi ile 01.09.2008-31.12.2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır....

          Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 1.10.1984-5.10.1989 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir. 6100 sayılı H.M.K.'nın 26/1 maddesi gereğince hakim talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Mahkemece davacının talebi doğrultusunda, 15.11.1984-5.10.1989 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken H.M.K.'nın 26. maddesine aykırı olarak talep aşılmak sureti ile 1.10.1984-15.11.1984 tarihleri arasında bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK'nın geçici 3. maddesi delaletiyle HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 1998 Temmuz ayını takip eden 01/08/1998-31/12/1999, 01/07/2004-31/12/2004 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, 6111 sayılı Kanundan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Davacı, 01.08.1998-31.12.1999 ve 01.07.2004-31.12.2004 tarihleri arasında Tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 01.08.2004-31.12.2004 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir....

              Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının 01/06/1999-18/03/2002 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; dava tarihi itibariyle davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığı bulunmamakta iken davalı Kurum tarafından davacının 01/05/1999-18/03/2002 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği ve davacının talebinin dava devam ederken davalı Kurumca karşılandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, açılan davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermekten ibarettir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25/06/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, 20.08.2001-14.11.2001 ve 24.03.2008-22.04.2008 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında geçerli sayılan sigortalılığı iptal edilerek anılan dönemlerde de 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkin olup, mümkün olmaması halinde Kurumca, 20.08.2001-14.11.2001 ve 24.03.2008-22.04.2008 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında geçerli sayılan sigortalılık süresi dışında 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, asıl talebin reddine, Kurum işleminin iptali ile davacının 1479 sayılı Kanuna tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı dışındaki primi ödenmiş olan Tarım Bağ-Kur sigortalılığının geçerli sayılması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir....

                  . - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında mal alım sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeye göre ürün bedellerinin ödeme gününde de USD üzerinden hesap edilecek TL kuruna göre belirleneceğini, yapılan ödemelerden sonra meydana gelen kur farkını davalının ödemediğini, bu nedenle aleyhine başlatılan takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve %40'tan az olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, sözleşmedeki ödeme tablosuna uygun olarak çekle ödeme yapıldığını, çekin ödeme aracı olduğunu, kur farkı talebinin kötüniyetli olduğunu beyan ederek davanın reddini, %40 tan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, çekin ödeme aracı olduğu, döviz cinsinden çek düzenlenebilecekken, TL olarak çek alan davacının kur farkı talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, kötüniyet sübut bulmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu