Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çek ile yapılan ödemelerde kur farkı istenemeyeceği Dairemizce istikrar kazanmış uygulamalardandır. Dava yabancı para cinsinden doğan satış ilişkinden kaynaklanan kur farkı alacağının tahsili için başlatılan icra takibinde yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ödemelerini çek ile yapmıştır. Bu ödemelerde kur farkı istenemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir....

    Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Müvekkili T1 sigortalısı olarak 3427 gün SSK sigortalılığı ve 544165060 Bağ-kur numaralı (4- b) sigortalısı olarak sigorta kurumundan yaşlılık maaşı bağlandığını, daha sonra müvekkilinin 28/02/1990 işe başlama tarihi ve 28/02/1992 işi terk tarihli bağ-kur hizmetlerinin toplamı 720 gün bağ-kur sigortalılığı, 28/02/1990- 28/02/1992 tarihleri arasında ki bağ-kur sigortalılığı, bu tarihler arasında 1990 yılında 120 gün, ve 1992 yılında 35 gün SSK sigortalılığı olması nedeni ile bağ-kur sigortalılığının iptal edileceğini bağ-kur sigortalılığı haksız ve nesnetsiz olara kiptale edildiğini, bu durumda yaşlılık maaşı bağlaması için gerekli prim gün sayısının eksik olması nedeni ile yaşlılık maaşı iptale edilerek 02/03/2012- 19/04/2017 tarihleri aarısnda almış olduğu toplam 65.949,36 TL adına borç kaydedildiğini, 17/05/2017 tarihli yazı ile bildirildiğini, kurumun bağ-kur ssk günlerinin iptali haksız olduğunu, çakışan dönemdeki bağ-kur hizmetlerinin geçerli...

    Davalı vekili cevabında, müvekkilinin ikametgahına göre Bakırköy Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, alınan mal karşılığı borcun tamamının fatura tarihinde çek ile ödendiğini, çekin nakit ödeme aracı olması sebebiyle görüldüğünde ödenmesi gerektiğinden davacının talep ettiği kur farkının mesnedi bulunmadığını, ileri vade konulan çekin keşide edilmesinden sonra her zaman ibrazının mümkün bulunduğunu, bu yolu tercih etmeyerek çekte belirtilen vadeyi bekleyen davacının kur farkından doğan sonuçlara katlanması gerektiğini, davacı tarafından gönderilen kur farkı faturalarına süresinde itiraz edildiğini, tarafların aralarında yaptıkları sipariş formu sözleşmesinde de çekle yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir kayıt olmadığı gibi, sadece vadesi geçmiş ödemelere ilişkin 5.madde de cezai şart bulunduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

      Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacının 26.08.1987-09.09.1996 ve 01.08.2009-17.03.2010 tarihleri arasında zorunlu SSK sigortalılık süreleri hariç, Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının devamı sırasında diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmaların bulunması halinde bunların özellikle kısa süreli çalışmalar olması ve bu çalışmaların varlığı halinde de tarımsal faaliyetin devam ettiğinin kayıt, belge ve delillerle desteklenmesi durumunda tarımsal faaliyeti devam ettirme iradesinin kaybolmadığı kabul edilir....

        Bağ-Kur Kanununun özel bir kanun olma niteliğinin böyle bir yoruma müsait bulunmadığı gerekçesiyle onayan Danıştay 7....

          Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların kabul ettiği 15.07.2014 ve 23.10.2014 tarihli sipariş/satış teyit formlarında belirtilen malların emtia değerlerinin USD olarak yazıldığı, bunlara ilişkin 17.07.2014 ve 01.11.2014 tarihli faturaların da USD olarak düzenlendiği ancak tahsilat makbuzlarının TL bazında düzenlendiğinin anlaşıldığı, yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için uygulama ya da teamül aranmayacağı, ayrıca sipariş formlarında da fiyatlandırmanın USD olarak yapılıp faturaların da aynı döviz cinsinden düzenlendiğinden ve ödemelerde daha sonraki bir zamanda TL olarak yapılması halinde aradaki kur farkının istenebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur....

            Somut olayda, davacının 01/03/1998 tarihinde 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği, davacının 5510 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 01/10/2008 tarihine kadar kısa süreli 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmalarının bulunduğu ve davalı Kurumca davacının kısa süreli SSK'lı çalışmaları dışlanarak Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği ancak 5 yılı aşkın prim borcunun bulunması nedeni ile 5510 sayılı Yasanın geçici 17. maddesi uygulanarak sigortalılığının 01/03/1998 tarihi itibari ile durdurulduğu ve 01/05/2008 tarihi itibariyle yeniden tescil edildiği, 5510 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği tarih ile 6111 sayılı Yasa'nın yürülüğe girdiği 01/03/2011 tarihleri arasında davacının 24/11/2010-18/11/2011 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasa'nın 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılığının bulunduğu, davalı Kurumca davacının 01/05/2008-03/03/2011 tarihleri arasında kesintisiz olarak Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği, davacının 04...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, davalı kooperatif üyesi olarak teslim etmiş olduğu fındık ürünleri gelirlerinden yapılan tevkifatlar nedeniyle Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının teslim etmiş olduğu fındık ürünleri gelirlerinden yapılan tevkifatlar nedeni ile Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir....

                Yapılacak iş, davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilip edilmediğini davalı Kurumdan sormak, davacının 30.07.1995 tarihli müstahsil makbuzundan başka devam eden yıllarda ürün teslimi veya prim kesintisi bulunup bulunmadığını araştırarak, bunlara ilişkin belgeleri getirtmek, bu tarih haricinde prim kesintisi veya ürün teslimi bulunmaması halinde davacının 01.08.1995-31.12.1995 tarihleri arasında Tarım Bağ- Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar vermek, başkaca tevkifatın bulunması halinde ise, yukarıda anlatılan ilkeler ışığında davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu süreleri belirlemek ve davalı Kurum tarafından talep edilen tarihlerde sigortalı olarak tescil edilmiş olması durumunda davanın konusuz kalması ihtimalini göz önünde bulundurarak karar vermekten ibarettir....

                  Tezgah Satış Noktaları Özel Şartları başlıklı belgede iddianın aksine tarafların imzalarının bulunmadığı, belgelerin davalıyı bağlamasının sözkonusu olmadığı, davacının davalıdan kur farkından doğan alacak talep edebileceğine ilişkin açık bir sözleşme hükmünün bulunmadığı, davalı borçlunun kur farkı alacağı için bir ihtarname ile temerrüde düşürülmediğine göre, davacının BK'nun 83. maddesi hükmü uyarınca alacağını yabancı para üzerinden isteme hakkına sahip iken tercih hakkını Türk Lirası üzerinden kullandığı, bu halde davacının kur farkı talebinde bulunamayacağı, davacı tarafın tahsilatı yaptığında kur farkından doğan fazlaya ilişkin alacağını saklı tuttuğunu bildirmediği, ayrıca altı sene boyunca yapılan müteaddit satımlardan sonra geriye dönük olarak toplu bir şekilde ve tüm münferit satımları kapsar şekilde kur farkı talep etmesinin dürüstlük kuralına uygun olmadığı, buna karşılık asıl dosyada davacı şirketin icra takip tarihi itibariyle 983,79 TL bakiye semen alacağının bulunduğu gerekçesiyle...

                    UYAP Entegrasyonu