Fakat eşi T1 tarım yapılan Tepebölmesi köyünde tarımsal arazilerinin bulunduğu gelen tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Davacının bu arazilerde tarım yaptığı dinlenen tanık beyanları kapsamında açıkça bellidir. Davacının 1995 yılının mayıs ayında vefat ettiği bu nedenle bu tarihten sonrasının araştırılamadığı ; fakat davacının bu tarihten önce 23.06.1994 tarihli içinde bağkur kesintisinin yapıldığı ekspertiz makbuzunun bulunduğu anlaşılmıştır. Davacının ihtilaf konusu dönemde ,ve öncesinde tarımla uğraştığına mahkememizce kanaat getirilmiştir. Fakat uyuşmazlık konusu dönem davacının tevkifatının bulunduğu 1995 yılı Mayıs ayıdır....
Saylı Yasaya göre tarım bağkur sigortalısı olduğunun tespitine, aksine kurum işleminin iptaline yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Ayrıca, mahkemece davacının tarım bağkur sigortalılığının tespitine yönelik oluşturulan kararda, ... sigortalılığının hangi tarihe kadar devam ettiğinin belirtilmeyip tespite ilişkin sürelerin hangi tarihler arasında geçtiği açıkça gösterilmediğinden infazı mümkün olmayacak şekilde oluşturulmuştur. Hüküm bu haliyle infaza elverişli değildir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesiyle 5510 sayılı Yasaya eklenen geçici 54/2. maddesine göre de tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmediğinden, davalı kurumun davacıyı tarım bağkur sigortalısı saydığı süreler yerindedir. Davalı kurumun davacıyı tarım bağkur sigortalısı saydığı süreler dışında sigortalılık koşulları bulunmadığına göre 6111 sayılı Kanun' dan yararlanması da söz konusu olamayacağından, davacının kurumca kabul edilen tarım bağkur sigortalılık sürelerine göre yaşlılık aylığı koşullarını yerine getirmediği anlaşılmakla davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş; davacı, Kurumca kabul edilen süreler dışında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olmadığından davanın reddine karar vermekten ibarettir....
III.İLK DERECE MAHKEME KARARI Davacının 1994-2001 yılları arasında ki zorunlu tarım bağkurlu olduğunun tespiti talebi kapsamında araştırma yapıldığında 1994-2001 tarihleri arasında ki 05.08.1999 tarihli ve 22.05.1998 tarihli tevkifat kesintiler haricinde başkaca bir tevkifat kesintisi bulunmamaktadır. Ayrıca iş bu tarih aralığında ne bir ziraat odası kaydı ya da herhangi bir resmi kaydı bulunmamaktadır. Bu nedenle 01.06.1998-31.12.1999 tarihleri arasında ki süreler haricinde davacıyı zorunlu tarım bağkurlu saymak yasal mevzuat ve yargıtay içtihatları kapsamında mümkün olmadığı gerekçesiyle, Davanın kısmen kabulüne; Davacının 01.06.1998-31.12.1999 tarihleri arasında zorunlu tarım bağkur sigortalısı olduğunun tespitine buna aykırı kurum işleminin iptaline daavcının fazlaya ilişkin talebinin reddine, karar verilmiştir. IV.İSTİNAF A.İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur....
Dosya içeriği ve tanık beyanlarına göre davacı davalı işyerinde çalışırken hafta içi günlerde çalıştığı, ancak açmış olduğu hizmet tespiti dosyasında davacının çalıştığını iddia ettiği dönemde zorunlu BAĞKUR sigortalısı olduğu gerekçesiyle mahkemece hizmet tespiti davasının reddine karar verilmiştir. Hizmet tespiti davasında mahkemece davacının davalı işyerinde çalıştığını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmemiştir. Davacının önceden gelen BAĞKUR sigortalılığı olması ve cumartesi-pazar günleri de pazar tezgahı açması nedeniyle BAĞKUR sigortalılığının devam ettiği açıktır. Hizmet tespiti dosyasında yasal olarak çifte sigortalılık oluşturulamayacağı gerekçesiyle red kararı verildiği, davacının davalıya ait işyerinde çalışmadığı gerekçesiyle red kararı verilmediği anlaşılmaktadır....
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 01.12.2012 tarihi itibari ile yaşlılık aylığı bağlanan davacının, 12/01/1987-10/08/2005 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında 6688 gün sigortalı olduğu, 31/12/2012 tarihi itibari ile 506 sayılı kanuna tabi 164 gün sigortalılığının olduğu, 01/11/2005-30/09/2008 tarihleri arasında 2926 sayılı kanuna tabi 2 yıl 11 ay sigortalılığının bulunduğu, tarım bağkur sigortalılığı ile ilgili intibak işleminin, davacının tarım bağkur sigortalılığın başladığı 01/11/2005 tarihinde diğer sosyal güvenlik kurumlarında geçen hizmeti bulunduğu gözönüne alınmayarak 2926 sayılı yasanın 34.maddesine aykırı şekilde yapıldığı, aldırılan bilirkişi raporu ile ödenmesi gereken maaş miktarları ile eksik ödenen miktarlarının hesaplandığı, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğu görülmüştür....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 09/04/2019 NUMARASI : 2018/405 ESAS - 2019/217 KARAR DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin, davalı kuruma esnaf bağ-kur girişinin mevcut olduğunu, ancak müvekkilin çiftçilik yaptığından dolayı tarım sigortası giriş yaptırdığını ve tarım sigortası primleri yatırmaya başladığını uzun bir süre tarım sigortası primi yatırdığını, ancak belirli bir süre yatıramadığını, müvekkilinin davalı kurum bünyesinde tarım sigortası prim borcunun biriktiği ve daha sonra yapılandırma yasalarının çıktığını, bu arada esnaf bağkur girişi olduğundan dolayı da ayrıca esnaf bağkur prim borcunun bulunduğunu dava konusu işlem ile öğrendiğini, borç yapılandırılması ile ilgili olarak çıkartılan kanun veya karanamaler neticesinde müvekkilinin, davalı kuruma yapılandırmadan yararlanmak için başvuruda bulunduğunu ve emekli olabileceği şekilde borcunu yatırmak ve tarım sigorta borcunu ödemek...
Dava; Tarım bağkur sigortalılığının tespitine ilişkindir. Dava dilekçesinde bir kısım yapılan kesintilerde belirtilmek suretiyle tarım bağkur hizmet süresinin tesipiti ile tarım sigortalılığına eklenmesi talep edilmiştir. İlk derece mahkeme hükmünde ise davacının kabul edilen tarım bağkur sürelerinin tespitine ilişkin bir hükme yer verilmediği ve bu haliyle hükmün infaza elverişli olmadığı görülmektedir. Öncelikle davacının kabul edilen tarım bağkur sürelerinin tespitinin yapılarak gün, ay ve yıl belirlenmek suretiyle infaza elverişli hüküm tesisi için mahkemesine iadesi gerekmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında taraf vekillerinin istinaf başvurusu kabul edilmeli ve yukarıda yazılı sebeplerden dolayı eksikliklerin tamamlanması amacıyla kararın kaldırılarak diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin dosyanın 6100 Sayılı H.M.K'nun 353/1- a-6 maddesi gereğince mahkemesine iade edilmesine karar vermek gerekmiş, açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanun'da, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79. ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır....