Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir....

    Bu durumda, mahkemece anılan taşınmazlara ilişkin güncel tapu kaydı getirtilmeli, oluşan yeni tapu kayıtlarına göre taraf teşkili de denetlenmek suretiyle; özellikle ... isimli 4 ayrı davalı olduğu dikkate alınarak tüm davalıların vatandaşlık numaraları üzerinden tespiti ile taraf teşkilinin sağlanması ondan sonra işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekir. 2) Dava konusu taşınmazlardan 1455 parsel üzerinde muhdesat mevcut olup, muhdesatın aidiyeti konusunda davalı ... tarafından açılan ve “1455 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki tek katlı yığma kerpiç ahır niteliğinde 120,65 m2 büyüklüğünde ahırın davacı (...) tarafından yapıldığının tespitine” dair kesinleşmiş mahkeme kararının dosya içerisine alındığı ve inşaat bilirkişisince hazırlanan ek raporda taşınmazın toplam bedeli üzerinden, bedelin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik oran kurulmak suretiyle gösterildiği halde mahkemece, bu oranlar doğrultusunda muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapusuz Taşınmaz Tescili KARAR Davada, fundalık olarak tespit dışı bırakılan tapusuz taşınmazın tapuya tescili istenildiğine, orman olup olmadığının belirlenmesi için orman mühendisi bilirkişi aracılığıyla araştırma ve inceleme yapılması gerektiğine göre, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 gün 2011/1 sayılı kararı gereğince inceleme görevi Yüksek Yargıtay (20.) Hukuk Dairesine ait olmakla, gereği için, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 04.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç gibi bütünleyici parçanın (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde 6100 Sayılı HMK’nın yürürlüğe girilmesinden önce açılan davalarda muhdesatın değeri sulh mahkemesinin görevine giriyorsa olay bir hadise olarak sulh mahkemesinde çözümlenir. Aksi halde muhdesata ilişkin uyuşmazlığı çözme işi asliye hukuk mahkemesinin görevine girer....

          Asliye Hukuk Mahkemesinde 2018/359 esas sayılı dosyası ile dava konusunu oluşturan taşınmazlar üzerindeki muhdesatlarının tespit edilmesi amacıyla muhdesatın aidiyeti davasının açıldığını, 3- Yerel mahkeme muhdesatın aidiyeti davasının açılmasında hukuki yararın olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiş ise de muhdesatın aidiyeti davasının açılmasında hukuki yararın mevcut olduğunu, Yargıtay kararlarında istikrarlı olarak her davanın açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gerektiğinin vurgulandığını, muhdesatın aidiyeti davasının açıldığı tarihte ortaklığın giderilmesi davası derdest olup muhdesatın aidiyeti davasının sonucunun ortaklığının giderilmesi davasına ve neticede paylaştırma aşamasına etki edeceğinden dolayı açılmasında hukuki yararın olduğunu, belirterek Sonuç itibariyle; Yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olarak verildiğinden mahkemenin kararının kaldırılmasını talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....

          Davalı ..., dava konusu taşınmazlardan 108 ada 8 parsel sayılı taşınmaz için muhdesat aidiyeti iddiasında bulunmuştur. Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine dair verilen ilk karar, Dairemizin 17.04.2017 tarih 2015/11395 Esas, 2017/3079 Karar ilamı ile 112 ada 129 parsel ve 130 ada 63 parsel sayılı taşınmazlar yönünden düzeltilerek onanmasına; 108 ada 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise "Bilirkişi raporu alınmaksızın ve muhdesat oranlaması yapılmaksızın infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine dair verilen ikinci karar, Dairemizin 28.05.2018 tarih 2018/379 Esas, 2018/4181 Karar ilamı ile: "1) Hükmün sonuç kısmında, yargılama sırasında ölen davalı ...'...

            Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK mad. 722, 724 ve 729), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatın tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....

            Kabule göre de; -Davaya konu taşınmazın 2114,00m2 lik kısımında bulunan İncir, Nar ve Antepfıstığı ağaçlarına ilişkin olarak kaim değer yöntemine göre değer biçilmiş ise de; muhdesat bedelinin tespitinde kapama karışık meyve bahçesi ve zemine ekilebilecek münavebe ürünlerine göre tespit edilen net gelirlerine kapitalizasyon faizi uygulamak suretiyle bedel belirlemekle yetinilmesi gerekirken muhdesat bedeli belirlenirken 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11.maddesi gereğince objektif değer artışı uygulanmayacağı gözetilmeden, muhdesat bedellerinin tespit edilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla bilirkişi heyetinden yeni rapor alınmak suretiyle objektif değer artışı uygulanmaksızın taşınmaz üzerindeki ağaçların bedeli kaim değer yöntemiyle hesaplanmalıdır....

            Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır....

              Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Somut olaya gelince; dava konusu edilen ve satışına karar verilen 117 ada 31 parsel sayılı taşınmaz üzerinde onyedi adet bina ile ağaçlar bulunduğu, davalıların muhdesatların kendilerine ait olduğunu ileri sürdükleri, gerektiğinde muhdesatın aidiyeti hakkında dava açacaklarını beyan ettikleri, davacının da muhdesatın aidiyetine ilişkin itirazda bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu