Bu hükümle başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhdesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaşma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla tespit davası açma hakkı tanınmıştır. Duraksamadan belirtmek gerekir ki; bütünleyici parça niteliğinde olmayıp her zaman için ana taşınmazdan sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşyalar teferruat niteliğindedir. Yine menkul mal niteliğindeki eşyaların da muhdesat olmadığı tartışmasızdır. Bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat aidiyeti davası açılamayacağı, iyileştirici nitelikteki giderlerden paya düşenden fazlasını ancak koşullarının varlığı halinde Borçlar Kanununun 61 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile istenebileceği kuşkusuzdur....
Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, .//.. 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....
Bu durumda mahkemece, öncelikle tüm tarafların muhdesat iddasını kabul edip etmediklerine dair beyanlarının tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhdesat iddiasında bulunan davalı ... vekiline “Muhdesatın aidiyeti” konusunda dava açmak üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıp da muhdesatın davalı ...’e aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi; mahkemece verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi...
Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne, muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin ise reddine karar verilmesi gerekir....
Somut olayda; davalı ... dava konusu 1216 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki fındık ağaçlarında hak sahibi olduğunu iddia etmiştir. Yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca mahkemece tarafların bu hususta ittifak edip etmedikleri üzerinde durulmamış ittifak etmiyorlarsa bu konuda ilgiliye dava açmak üzere süre verilmemiştir. Bu durumda adı geçen davalının yukarıdaki ilkeler uyarınca muhdesat iddiasının değerlendirilmesi, muhdesatın aidiyeti hususunda tarafların ittifak etmeleri veya açılacak dava sonucunda bu hususun kanıtlanması halinde bilirkişiden rapor alınarak taşınmazın bulunan toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi satış sonucunda muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması gerekmektedir. Açıklanan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir....
Somut olayda, davalı ... taşınmaz üzerindeki binanın kendisine ait olduğunu belirtmiş, dosyada mevcut 17.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda taraflara ait olan muhdesatlar oran olarak saptanmıştır. Muhdesat aidiyeti konusunda ihtilaf olmadığı takdirde bu rapora göre oran kurulması, olduğu takdirde HMK'nın 165. maddesi uyarınca muhdesat üzerinde hak iddiasında bulunana dava açması için uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
I-Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. II-Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir....
İlk Derece mahkemesince taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların aidiyeti hususunda herhangi bir inceleme yapılmaksızın, taşınmazın üzerindeki tüm muhdesatlar ile birlikte satışına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlar yönünden tarafların ittifak edip etmedikleri hususunda beyanları tespit edilmeli, tüm taraflarca muhdesat iddiasının kabul edilmemesi halinde taşınmaz üzerindeki muhdesatlara ilişkin, muhdesat iddiasında bulunana Hukuk Muhakemeleri Kanunu 165. maddesi gereğince muhdesatın aidiyeti davası açması için süre verilmeli, dava açılması halinde sonucuna göre, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmeli, satış parasının dağıtılması aşamasında da yukarıda belirtilen ilkelere göre infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm kurulmalıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtığı, bu dava ile muhdesatın mülkiyetinin ve değerinin tespiti ile kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmaz üzerindeki muhdesat bedelinin DSİ'den tahsilinin talep edildiği, davanın 2020/149 Esas numarasını aldığı, yargılamanın devam ettiği böylelikle mevcut davanın görülmesinde hukuki yarar kalmadığına'' değinilerek davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme kararı davacı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak 4721 sayılı Kanun'un 713 üncü maddesi uyarınca tapusuz taşınmazın tescili isteğinde bulunmuştur. Yapılan yargılama sırasında, çekişme konusu taşınmazın Ilısu Barajı su toplama havzasında ve fiilen su altında kaldığı anlaşılmıştır....
, bina ile ilgili muhdesat aidiyeti taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....