Öte yandan; Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Paydaşlığın (Ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (Muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir....
Ortaklığın giderilmesi davalarında birinin ileri sürdüğü diğerinin itiraz etmediği muhdesat iddialarında yukarıda açıklanan Dairemizin ilkeleri gereği muhdesat oranı kurulması gerekir. Tarafların muhdesat iddiasına ilişkin bir itiraz varsa bu konuda muhdesatın aidiyeti davası açılması için taraflara süre verilmeli sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmelidir. Eldeki davada da bir kısım paydaşların muhdesat iddiası bulunduğu halde mahkemece bu konuda bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden muhdesat iddiasında bulunan paydaşların sebepsiz zenginleşme davası açmaları konusunda muhtariyetlerine ilişkin hüküm kurulması doğru değildir. Açıklanan nedenlerle mahkemece taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde ve yanılgılı değerlendirme yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş hükmün bu sebeplerle bozulması gerekmiştir....
Somut olayda davacı tarafça 5762 parsel sayılı taşınmazda muhdesat olarak davacıya aidiyeti talep edilen ve mahallinde yapılan keşif sonucunda dosyaya ibraz edilip hükme esas alınan 11.04.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtilen ve krokide A1 ile işaretli olarak gösterilen bina kısmının 1. ve 2. katlarında yapılan tadilatlar ile taşınmaz girişinde bulunan demir kapı taşınmazın bütünleyici parçası, dolayısıyla muhdesat niteliğinde değildir....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir....
Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Bu nedenle, Mahkemece muhdesatın aidiyeti yönünden red kararı isabetli olduğundan, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür. Hukuki ilişki ve güncel hukuki yarar varsa tespit davası açılabilir. (HMK. m. 106/2)....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/1290 Esas sayılı dosyasında, dava konusu 3322 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili muhdesat aidiyetinin tespiti davasının bulunduğu görülmüştür. O halde Mahkemece, bu davanın davalı yararına sonuçlanması halinde bütünleyici parçanın aidiyeti belirlenmiş olacağından satış bedelinin yukarıdaki ilkeler doğrultusunda dağıtılması gerekecektir. Mahkemece muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin bu davanın bekletici mesele yapılması ve satış bedelinin bu davanın sonucuna göre dağıtılması gerektiğinden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün 3322 parsel sayılı taşınmaz yönünden bozulması gerekmiştir....
Hukuk Dairesi SAYISI : 2021/2920 Esas, 2023/1133 Karar KARAR : Esastan ret Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan muhdesat bedelinin tespiti ve muhdesatın davacı idareye aidiyeti davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
Köyü, 1952, 2255 ve 2262 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, dava konusu... Köyü 2262 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan boyasız iki katlı betonarme binanın satış bedelinin davalı ...'na verilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... ve ... vekili temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur....
Somut olaya gelince; davalı ..., muhdesat iddiasında bulunarak evinin bahçesinde yer alan meyve ağaçlarının da kendisine ait olduğunu bildirmiş; ancak mahkemece, 12.11.2013 tarihli ziraat bilirkişisi raporunda değeri ve kime ait olduğu açıkça belirtilen bu ağaçların aidiyeti hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, davalı ...'...
Öğretide ve Yargıtay'ın müstekar uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davası, kentsel dönüşüm uygulaması ya da kamulaştırma işlemi bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu, somut uyuşmazlıkta dava konusu taşınmaz kamulaştırıldığı, dolayısıyla davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu ayrıca muhdesatı ihdas ettiği iddiasında bulunan arza malik olmayan zilyedin malike karşı açabilecektir. Somut olayda, davacının söz konusu gayrimenkul üzerinde uzun süredir zilyet olduğu ve muhdesatlar (evler) ihdas ettiği, bölgenin kamulaştırıldığı ve yıkımlar yapıldığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla davacının ihdas ettiğini iddia ettiği muhdesatlarının tespitini talepte hukuki yararı tartışmasız bulunmaktadır. Zira, muhdesatın aidiyeti davası malik olmayan zilyedin, zilyed olmayan malike karşı açtığı nevi şahsına münhasır bir tespit davasıdır....