Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tapulu taşınmazların satışı resmi biçim koşuluna bağlı olup satış işlemi de davacı tarafından kanıtlanamadığından davanın reddi gerekir...’’ gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda, davacı harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil mümkün olmaması halinde ise tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemenin bozma ilamından önceki kararında davacının tapu iptal ve tescil talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiş Dairemizin 22.03.2016 tarihli, 2015/16625 Esas, 2016/3473 Karar sayılı bozma ilamında davacının tapu iptal ve tescil talebi yönünden davanın reddi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak 01.03.2017 tarihli duruşmada davacının yemin teklifine yönelik talebi reddedilerek davanın reddine karar verilmiştir....

    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de; tapulu taşınmazların satışı TMK'nun 706, BK'nın 213 (6098 sayılı TBK'nun 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez. TMK'nın 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp, bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz....

      Somut olayda davacının, tapu maliki Fatma’nın mirasçısı ve yakın murisi ...’dan intikal eden hisseyi ...... ile bir kısım davalıların yakın murisi ...’den adi senetle satın aldığını belirterek zilyetliğe dayalı tapu iptal ve tescil talebinde bulunması karşısında, mahkemenin sözleşmeyi satış vaadi olarak değerlendirerek davanın reddine karar vermesi doğru değildir. 6100 sayılı HMK'nin 33. maddesi uyarınca hakim Türk Hukuku'nu re'sen uygular. Bu ilke uyarınca olayları belirlemek taraflara, bu olayların hukuki sonuçlarını tayin etmek hakime düşer. Dava konusu taşınmazların sahibi ve tarafların kök murisi olan Fatma’nın (....kızı) dosyada bulunan veraset belgesinin incelenmesinde; davacı ve davalıların mirasçı olduğu saptanmış olduğundan, dava, mirasçılar arasında açılıp yürüyen adi satışa dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. TMK’nin 677/1....

        Somut davada harici satış sözleşmesi gereği tapu iptal tescil olmazsa ödenen bedelin iadesi talep edilmektedir. Mahkeme, davacının sözleşmeye dayanarak davalıya ödediği 30.000,00TL yi talep ettiği,ancak davalı para almadığını, daireyi kimseye satmadığını, belirtmiş ise de sözleşmenin altındaki imzayı inkar etmediğinden sözleşmenin içeriği doğru kabul edildiği ,taşınmazın halen Toki adına kayıtlı olduğu,harici satım sözleşmesi uyarınca davaya konu taşınmazın davacı adına tescili mümkün olmadığını, fakat davalının ödenen 30.000 TL yönünden sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle; 1- Açılan tapu iptal ve tescil talebinin reddine, 2- Alacak talebinin kabulü ile davacı tarafından davalıya verilen 30,000 TL nin (faiz talep edilmediğinden ) fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak davalıdan alınarak davacıya verilmesine " karar verilmiştir....

        Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 24/01/2020 gün ve 2016/14784 Esas, 2020/738 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, harici satın almaya dayanan tapu iptali ve tescil, 2. kademede tazminat istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.07.2012 gününde verilen dilekçe ile harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir....

            Davacı vekili dava dilekçesinde, tapulu taşınmazın haricen satın alınması ve eklemeli zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde, ödenen bedelin ve taşınmaz üzerine yapılan masrafların davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Ancak 18.12.2012 havale tarihli dilekçesinde, taşınmaza 20 yılı aşkın süredir iyi niyetli zilyet olduğunu, zilyetliğin başlangıç tarihi itibariyle de malikin tapu kaydından anlaşılmadığını açıklayarak, TMK 713/2 maddesi kapsamında tapu iptali ve tescil kararı verilmesini, TMK 713. maddesi uygulanmaz ise üzerine yapılan yapı ve ağaçlar nedeniyle TMK 'nun 724. maddesinin uygulanma imkanı bulunduğunu, bu iki sebep yönünden tapu iptali ve tescil talebi yerinde görülmediği takdirde, iyi niyetle yapılan yapı, dikilen ağaç, ödenen vergi ve diğer ödemelerin sebepsiz zenginleşme ve TMK 'nun 722-723. maddeleri kapsamında davacıya ödenmesini talep ettiği görülmüştür....

              Taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen tapulu taşınmazın satışına yönelik 16.6.1988 tarihli, harici sözleşme, Borçlar kanunu 213, Tapu Kanunu 26-27, Medeni kanun 705, Noterlik Kanunu 44 maddeleri uyarınca resmi biçimde yapılmadığı için geçersizdir. 7.6.1939 tarih ve 1936/31 esas, 1939/47 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, geçersiz şekilde düzenlenen taşınmaz mal satışları 10 yıllık genel zamanaşımı hükümlerine bağlı olup zamanaşımı süresinin başlangıcı tapuda ferağ verilmeyeceğinin anlaşıldığı tarihtir. Öte yandan bu gibi sözleşmelerde satıma konu taşınmazın zilyetliği alıcı yana devredilmiş ise zamanaşımı süresi işlemez....

                Mahkemece, tapulu taşınmazın harici satımının geçersiz olduğu, 1968 yılındaki kadastro çalışmalarında taşınmaz üzerindeki evin ...’a ait olduğunun tapuya şerh edildiği, 10 yıllık süre içinde ...’nin şahsi hakkını kullanmadığı, taşınmaz malikinin belli olduğu, taşınmazın zilyetlikle edinimi mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK'nin 713/2. maddesinde yazılı "ölüm" hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde harici satış nedeniyle önceki zilyedin zilyetliğine dayanan tapu iptal tescil davasıdır. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir....

                  Tapusuz taşınmazların harici satışı menkul satışı hükmünde olması itibariyle taşınmazın zilyetliğinin de devri halinde harici satış sözleşmeleri geçerli ise de, tapulu bir taşınmaz malın mülkiyetinin başkasına devri ya da devir vaadini öngören sözleşmelerin geçerli sayılması, Borçlar Kanunu 213, Tapu Kanunu 26, Noterlik Kanunu 60 ve Türk Medeni Kanunu’nun 706. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir ve doğrudan gözönünde tutulur. O halde harici satış sözleşmesinin konusu olan taşınmazın satış tarihi olan 26.10.2003 tarihi itibariyle tapulu olup olmadığı kesin olarak anlaşılamadığından, mahkemece öncelikle bu hususta araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu