Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasında kadastro tesbitinden ... dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 19 parsel sayılı 310 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz pay tapu kayıtları, harici satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı ..., yasal süresi içinde tapu kaydı miktar fazlasının tapu sabit hudutlu olmadığından adına tescili gerektiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında ... zilyetliğe, M.... ..., ... ... ve müşterekleri tapu kaydına dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ve çekişmeli parselin ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, davalının paydaşı bulunduğu 456 parsel sayılı taşınmazın 350 m2 kısmını 15.10.1991 tarihli harici senetle 30.000 TL bedelle satın alarak, bu kısma ev yaptığını, evin değerinin zeminin değerinden fazla olduğunu, davalının 2007 yılına kadar bir itirazı bulunmadığını ileri sürerek, 456 parsel sayılı taşınmazın 350 m2 bölümünün tapu kaydının iptali ile adına tescilini veya taşınmazdaki evin davacıya ait olduğunun tespitini ve senetle ödenen 30.000 TL ile evin dava tarihindeki rayiç değerinin toplamının faiziyle birlikte davalıdan alınmasını istemiştir. Davalı, harici satış konusunda bilgisi bulunmadığını, satış senedindeki mühür ve imzanın kendisine ait olmadığını, davacının zor kullanarak taşınmazına ev yaptığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....

      Mahkemece, davanın harici satışa dayalı olduğu, tapulu taşınmazın harici satış nedeniyle tapusunun iptalinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairece "... davacının hile hukuksal nedenine dayanarak tapu kaydının iptalini istediği, hilenin her türlü delille ispat edilebileceği belirtilerek gerekli araştırmanın yapılması, hile olgusunun saptanması halinde, taşınmazın davalı ... tarafından diğer davalıya danışıklı olarak devredilip edilmediğinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; mahkemece satış ve devir işlemlerinde hile olgusunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı ... ile ... vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı....

        Somut olayda; davalı taraf dava konusu taşınmazı haricen satın aldıklarına ilişkin harici satış senedi ve birtakım belgeler sunmuştur. Ancak Mahkemece taraflar arasında harici bir satış olup olmadığı hususunda yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm kurulmuştur. Taraflar arasında harici satışın varlığının kabulü halinde, davalının haksız kullanımından bahsedilemeyeceğinden ecrimisilden sorumlu olamayacağı açıktır. Bu durumda, davalı tarafından ödenen harici satış bedeli üzerinden davalı lehine hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine, ecrimisil talebinin ise reddine karar verilmesi gerekecektir. O halde Mahkemece, davalı tarafça sunulan tutanak ve belgelerde adı geçen ve imzası bulunan şahısların dinlenmesi, gerekirse imza incelemesi de yaptırılarak, davalının kullanımının harici satışa dayanıp dayanmadığı hususunun netleştirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır....

          Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 27/05/2015 gününde verilen dilekçe ile harici satış sözleşmesine ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat talebinin kabulüne dair verilen 08/09/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı mirasçıları vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/03/2021 tarihinde oy...

            Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. (MK md.706, BK md 213, Tapu kanunu md 26 ve Noterlik Kanunu md 60) O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Taraflar arasında harici de olsa bir sözleşme olduğundan B.K 125 maddesine göre 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Sözleşme tarihi olan 29.4.1991 ile dava tarihi olan 18.7.2006 tarihi arasında 10 yıllık süre geçtiği anlaşılmaktadır ancak zilyetlik devam ettiği sürece zamanaşımı süresinin işlemeyeceği açıktır....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _ K A R A R _ Dava, tapulu taşınmazda harici satın alma yoluyla oluşan zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Hukuk Dairesi K A R A R Dava, tapulu taşınmazın 10/08/2010 tarihli harici satış sözleşmesi ile satışından kaynaklanmaktadır. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki, dosyanın görevsizlik kararı üzerine Dairemize gönderildiği anlaşıldığından görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 28/05/2018 gününde oybirliğiyile karar verildi....

                  KARAR Davacı, dosyaya sunduğu adi el yazılı belgeye dayanarak davalı komisyoncu ...’tan diğer davalı ... ...’ye ait olan taşınmazı 29 500 DM ödemek suretiyle satın aldığını, ancak noter satışının yapılmadığı gibi taşınmazın 4.2.2003 tarihinde 3. şahsa satıldığını öğrendiklerini ileri sürerek, satış bedeli olarak ödediği 29 500 DM ın 3. şahsa satış tarihinden itibaren faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar cevap vermemiştir. Mahkemece, satım belgesinin adi belge olduğu ve davacının yazılı belge ile iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalılardan ... adına tapuda kayıtlı taşınmazın diğer davalı ...’dan satın aldığı ve 29.500 DM ödediğini ancak tapuda devir işlemi yapılmadığını taşınmazın tapuda 3 kişiye devrinin yapıldığı için ödediği 29.500 DM’nin istirdadı için bu davayı açmış ve ... ile kendisi arasında imzalanmış iki adet harici satış sözleşmesi ibraz etmiştir....

                    dan tarihsiz satış senetleri ile satın ve devralındığını, satış tarihinden dava tarihine kadar davacının kullandığını, ancak o tarihte kadastro mahkemesinde davalı olması nedeniyle tapuda intikal yapılamadığını, taşınmazın hükmen ... ... mirasçıları adına tescil edildiğini açıklayarak, taşınmazın bu bölümlerine ait tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Yargılama sırasında 19.10.2012 tarihli celsede, davalılardan ... davayı kabul etmiş, dava konusu taşınmazda payı olmayan ..., ... ve ... ve dava dilekçesinde adı bulunmayan ... da davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir. Davalılardan ... ..., ... ve ... vekili, müvekkillerinin satış senetlerinde imzaları olmadığını, bir an satışa değer verilse dahi tapulu taşınmazın resmi şekilde satılması gerektiğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu