Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı,davalı ile yapılan 21.09.2007 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesine göre belirlenen sürede iskan ruhsatının alınmaması nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tahsilini talep etmiş olup, taraflar arasındaki sözleşmenin “Teslim zamanı ve usulü “ başlıklı 9. maddesinde,taşınmazın davacıya 31.12.2007 tarihinde teslim edileceği,taşınmazın bulunduğu sitenin inşaatının 30.08.2008 tarihinde tamamlanarak en geç 6 ay içinde cins tashihi ve iskan ruhsatı işlemlerinin tamamlanacağı,bu sürede iskan ruhsatının alınamaması halinde gecikilen her ay için davalı satıcı tarafından davacıya 300 dolar ödeneceği kararlaştırılmıştır....

    Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacılar vekilinin asıl dava yönünden temyiz itirazlarının tümü, birleşen dava yönünden aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 6.3. Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların satışı 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 706, Türk Borçlar Kanununun 237, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26 ve Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli değildir ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez. 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre, tapulu taşınmazın harici satışının hüküm ifade etmemesi durumunda, taraflar verdiklerini geri alabilirler. O halde, harici satış sözleşmesindeki satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir. 6.4....

      Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların mülkiyetinin naklinin Türk Medeni Kanununun 706., Borçlar Kanununun 213. ve 2644 Sayılı Tapu Kanununun 26.maddeleri hükümleri gereğince resmi şekle bağlı olduğu tartışmasızdır. Başka bir ifadeyle tapulu taşınmazın harici satışına değer verilemez ve mülkiyetin naklinin sebebini teşkil etmez. Ancak tapulu taşınmazın haricen satılması ve alıcısına teslim edilmesi (zilyetliğinin devredilmesi) halinde satın alan kişi yönünden kişisel hak sağlayacağı, değişik anlatımla Türk Medeni Kanununun 994.maddesi hükmü uyarınca harici satış bedeli kendisine ödeninceye kadar taşınmazı alıkoyma hakkına (hapis hakkına) sahip olacağı kuşkusuzdur....

        Dava konusu taşınmaz davalılar murisi adına 1989 tarihinde tapuya tescil edildiği, davaya konu harici satış sözleşmesinin de 1993 yılında yapıldığı anlaşılmakla resmi şekilde düzenlenmemiş olan ve geçerli olmayan tapulu taşınmaz satış sözleşmesine istinaden tapu iptali ve tescil talep edilemeyecektir. Somut olayda TMK 713/2 maddeye göre zilyedlikle tescil koşullarının da 1993 tarihli zilyetliğin devrine ilişkin gecekondu satış sözleşmesi ile Anayasa Mahkemesinin 17.03.2011 tarihli ve 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararıyla iptal ve yürürlüğün durdurulması kararına kadar 20 yıllık sürenin geçmemiş olması nedeniyle oluşmadığı, davacının tek talebinin tapu iptal ve tescile yönelik olduğu görülmekle davacının tapu iptal ve tescile ilişkin isteminin reddine ilişkin hükümde bir yanılgı bulunmadığı görülmüştür....

        Tapulu taşınmazın resmi olmayan şekilde yapılan satışlarının geçersiz olacağı,Tapulu taşınmazların mülkiyetinin naklinin Türk Medeni Kanunu'nun 706, Borçlar Kanunu'nun 213 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri hükümleri gereği resmi şekle bağlı olduğu, harici satışa değer verilemeyeceği, ancak, böyle bir satışın taşınmazın tasarrufuna icazet (muvafakat) sebebi sayılabileceği, açılan dava ile birlikte bu muvafakatin geri alındığının kabul edilmesi gerektiğinden, bu nedenle kötü niyetli bulunmayan davalı zilyed aleyhine talep edilen ecri misil talebinin reddine, harici satış sözleşmesinin lehtarına hapis hakkı sağlayacağından ve Türk Medeni Kanunu'nun 994. maddesi hükmü de gözetilerek, 30.000,00 TL üzerinden davalıya hapis hakkı tanınmak suretiyle davalının dava konusu Mersin İli, Mezitli İlçesi, 541 ada 8 parselde kain A blok 4.kat 7 nolu bağımsız bölüme yönelik müdahalesinin men'ine, yönelik karar verilmiştir....

        Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2020/14- 519 Esas ve 2020/851 Karar sayılı ilamından Tüm bu açıklamalar kapsamında davacı harici satış sözleşmesine istinaden tapu iptali ve tescil talebinde bulunamayacağından ve davalının harici satış sözleşmesi ile maddi hukuk bağlamında bir ilgisi bulunmadığından, ayrıca davacının ve murisinin 45 yıl boyunca taşınmazı nizasız ve fasılasız kullanmasının sonuca bir etkisi olmadığından" gerekçeleri ile; 1- Davanın REDDİNE, dair karar verilmiştir....

        Mahkemece davacının açmış olduğu alacak davası zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddedilmiş ise de, 2012/25844-26737 07.06.1939 tarih, 1936/31 Esas ve 1939/47 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesine konu edilerek ödenen satış bedelinin,sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle iadesine ilişkin B.K. 146. maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi,satış bedeline ilişkin paranın verildiği tarih değil, sözleşme geçersiz olsa da satıcının rıza ve ihtiyariyle taahhüdünü her zaman yerine getirebileceği göz önüne alınarak bunun ifasını beklemek durumunda bulunan alıcı için ancak davaya konu taşınmazın tapuda ferağ ümidinin ortadan kalktığı veya ifanın imkansız hale geldiği tarihtir. Ayrıca satışa konu taşınmazın zilyetliği devredilmişse zamanaşımı süresi de,zilyetlik devam ettiği sürece işlemez, dava konusu olayda davacının......

          O halde mahkemece yapılması gereken iş, dava konusu parselin hükmen tesciline esas kadastro mahkemesinin az yukarıda belirtilen ve kesinleşen kararı ile davalılar murisi adına zilyetlikle ve kazanma koşulları oluştuğu anlaşıldığına göre; davacının satın alma yoluyla eklemeli zilyetlik olgusu ve TMK’nin 996. maddesindeki eklemeli zilyetlik hükümleri gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kesinleşmeyen tapu kaydına değer verilerek ve davalılar ve murisleri adına öncesinde tapu kaydı bulunmayan taşınmazla ilgili taşınmazın tapulu olduğu görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

            Somut olayda, davacı, davalı ile aralarında 1986 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesi yapıldığını, davalıya taşınmazın bedelini ödemesine rağmen taşınmazın tapudan devrinin gerçekleştirilmediğini, taşınmazın devrinin gerçekleştirilmemesi nedeniyle davalının davacıya 2.500 TL meblağlı senet verdiğini, senedin icra yoluyla takibe konulması üzerine davalının davaya konu taşınmazla ilgili gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde bulunduğunu, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine rağmen davacının tapuyu devir etmemesi üzerine davalı hakkında açtığı tapu iptal ve tescil davasının red edilerek, kararın 16.3. 2010 tarihinde kesinleştiğini ileri sürerek, 1986 yılında davalıya ödediği paranın denkleştirici adalet ilkesi uyarınca tahsilini talep etmiştir. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir (MK md.706, BK md 213, Tapu kanunu md 26 ve Noterlik Kanunu md 60)....

              davacıya satılıp satılmadığı yerel bilirkişi ve tanıklara ayrı ayrı sorularak kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çıkacak çelişkilerin taşınmazın başında dinlenerek giderilmesine çalışılması, ondan sonra toplanmış ve/veya toplanacak delillere göre dosya kapsamına uygun bir karar verilmesi, ancak senet tarihinde taraflardan birinde mirasçılık sıfatının olmaması fakat senet altındaki imzanın davalıya ait olması durumunda ise, davanın (bu kez) harici satış senedine dayalı iptal ve tescil olmadığı taktirde tazminat istemine yönelik olduğunun gözetilmesi, dava konusu edilen eski 9 parsel sayılı taşınmazın harici satışın gerçekleştiği iddia edilen 06.09.1977 tarihinde tapuya kayıtlı olması nedeniyle adi yazılı şekilde yapılmış olan satış sözleşmesinin geçersiz kabul edilerek şartların varlığı halinde (davacının) terditli talebine yönelik mahallinde keşif yapılarak yukarıda izah edilen ilkeler çerçevesinde bir değerlendirme yapılması...

                UYAP Entegrasyonu