Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle, davanın açılış biçimi, niteliği, açıklanma şekli itibariyle, basit tapuda isim tashihini içeren çekişmesiz yargı niteliğinde kabulü mümkün olmadığından ve sonuç itibariyle tapu kaydının edinme sütunundaki mülkiyet hanesinin tespiti ve düzeltilmesi istemine ilişkin olarak doğrudan mal varlığını ve mülkiyet hukukunu ilgilendirdiğinden Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir... " gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlendiği, Asliye Hukuk Mahkemesince yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu eski 860 parselden ifrazen oluşan 8100 ada 3 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydında davacı ... oğlu ...'in 78/44895 pay sahibi olduğu ve "imar (...) 10.02.2005" olarak kayıtlı olduğu, eski 860 parsel sayılı taşınmazın kütük kaydında ise ... oğlu ...'in 1/8 pay sahibi olduğu ve "tahsis 04.12.1985" olarak kayıtlı olduğu kayden sabittir....

    Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı kabul edilmektedir. Somut olayda, dava konusu pay en son 18.10.2011 tarihinde davalı ...'ye satılmış olup, davanın sadece en son satın alan yani dava tarihinde kayıt maliki olan ... aleyhine açılması gerektiğinden, mahkemece, davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın her iki davalı yönünden de kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

      Gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmeleri tapuda pay devri de içerdiklerinden düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 213. Türk Medeni Kanunu'nun 706/I., Tapu Kanunu 26. ve Noterlik Kanunu 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmış olmaları geçerlilik şartıdır. Ancak Dairemizin uygulamaları ve Yargıtay içtihatları ile 30.09.1988 gün 1987/2 Esas, 1988/2 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre adi yazılı şekilde yapılmış olmakla birlikte edimlerin büyük oranda yerine getirilmesi ya da tapuda pay devri yapılması halinde geçersizliğin ileri görülmesinin hakkın kötüye kullanılması anlamına geleceği kabul edilmektedir....

        Satış tarihi itibarı ile taşınmaz tapuda kayıtlıdır. Kural olarak tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmazın haricen satışı Türk Medeni Kanunu'nun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddesi hükümleri karşısında geçersizdir. Böyle bir satış, haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmez. Somut olayda taşınmaz tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıt olup, 1/4 payın kayden maliki...'ün ölümü ile payı elbirliği mülkiyet kurallarına göre aralarında davanın reddini savunan ... ve ...'ında olduğu mirasçılarına intikal ettiğine ve elbirliği mülkiyetinde mirasçılar ancak oybirliği ile tasarrufta bulunabileceğine, göre ......

          Davacı taraf dava konusu taşınmazı 07/06/2021 tarihli harici satım sözleşmesi ile satın aldığını, taşınmazın ortaçeşme mahallesi 487 ada 7 parsel sayılı 139.494,00 m2 yüzölçümlü arazi vasıflı hisseli taşınmaz olması nedeniyle tapuda satış işleminin yapılamadığını, satışın ana taşımaz üzerinde yer alan 663,99 m2 arsa alanına ve 2 adet bağımsız bölüme sahip satıcıların mülkiyetindeki konutu ifade ettiğini, T3 devretmesi gereken 332/209241 hisse oranının müvekkili adına tescil edilmediğinden davalının 332/209241 payının iptali ile davacı adına tapu kayıt ve tescili talep ettiği, davalının toplam hisse oranının 1705/418482 olduğunu, devri gereken hisse oranının ise 332/209241 olduğunu beyan ettiği, davalının ise davacının tapu iptal ve tescil istemini kabul ettiği, Beykoz İlçe Tarım Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında; Beykoz İlçesi Ortaçeşme Mahallesi 487 Ada 7 parsel sayılı taşınmazın "Orman Alanları" lejandında kaldığı, taşınmazın fiilen meskun mahalde bulunduğu, ifraz ve pay devrine...

          Davacı taraf dava konusu taşınmazı 07/06/2021 tarihli harici satım sözleşmesi ile satın aldığını, taşınmazın ortaçeşme mahallesi 487 ada 7 parsel sayılı 139.494,00 m2 yüzölçümlü arazi vasıflı hisseli taşınmaz olması nedeniyle tapuda satış işleminin yapılamadığını, satışın ana taşımaz üzerinde yer alan 663,99 m2 arsa alanına ve 2 adet bağımsız bölüme sahip satıcıların mülkiyetindeki konutu ifade ettiğini, T3 devretmesi gereken 332/209241 hisse oranının müvekkili adına tescil edilmediğinden davalının 332/209241 payının iptali ile davacı adına tapu kayıt ve tescili talep ettiği, davalının toplam hisse oranının 1705/418482 olduğunu, devri gereken hisse oranının ise 332/209241 olduğunu beyan ettiği, davalının ise davacının tapu iptal ve tescil istemini kabul ettiği, Beykoz İlçe Tarım Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında; Beykoz İlçesi Ortaçeşme Mahallesi 487 Ada 7 parsel sayılı taşınmazın "Orman Alanları" lejandında kaldığı, taşınmazın fiilen meskun mahalde bulunduğu, ifraz ve pay devrine...

          Yalaz adına tapuda bırakılmasına, tapu kaydının bu şekilde iptal ve tesciline” karar verilmesi üzerine; hüküm, bir kısım davalılar vekili Av. ...... Özer tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4.8.1968 tarihli harici satın almaya dayalı olarak tapulu taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescili isteğine ilişkindir. Uyuşmazlık konusu 681 ada 415 sayılı parselin esası kadastronun 194 ada 29 sayılı parseli oluşturmaktadır. Sözü edilen parselin tespiti 18.03.1945 tarihinde yapılmıştır. 30.01.1954 tarihinde ...... Yalaz tarafından kayıt maliki , Emine ve arkadaşlarından satın alınmıştır. Tam pay olarak ...... adına bu tarihte tapuda kayıtlıdır. Taşınmazın bir bölümünün yola gitmesi nedeniyle 28.09.1954 tarihinde sözü edilen parsel ifraz görerek 271 ada 52 parsel numarasını almıştır. Bölgeye imarın girmesi nedeniyle 1972 yılında aynı parsel bu defa 681 ada 52 sayılı parsel olmuştur. Bu tarihte de tamamı ölü ...... adına kayıtlıdır....

            Taşınmazdaki diğer arsa sahiplerinin paylarını davalı yüklenicinin izaleyi şuyu davası sonucu satın aldığı, bu suretle kat karşılığı inşaat sözleşmesinin davacı arsa sahibi ile pay alımı suretiyle paydaş olan davalı arsa sahibi yüklenici tarafından imzalandığı ve tüm arsa sahiplerinin sözleşmede taraf oldukları anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat yapım ve gayrımenkul satış vaadi sözleşmeleri tapuda pay devri taahhüdünü de içerdiğinden TMK'nın 706, BK'nın 213, Tapu Kanununun 26 ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca tapu sicil müdürlüğü veya noterlerce düzenleme şeklinde yapılması zorunludur. Resmi şekil geçerlilik koşuludur....

              Davaya konu teşkil eden 110/259 pay yüklenici ... tarafından ...’e, ... tarafından da 02.04.2004 tarihinde davalı ...’a tapuda satılmıştır. Yüklenicinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği kendisine devredilen paya hak kazanabilmesi için edimini yerine getirmesi gerekir. Yükleniciden pay satın alan kişi yönünden de aynı kural geçerlidir. Yüklenici edimini yerine getirmediği takdirde yükleniciden pay satın alan kişinin de mülkiyet hakkını kazanması mümkün değildir. Davalı ... yüklenicinin pay sattığı ...’den 110/259 payı tapuda satın almıştır. Mahkemece ...’ın iyiniyetli olduğu kabul edilerek TMK’nın 1023. maddesi dikkate alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisinde bulunan Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/1027 E.-2004/541 K. sayılı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine ilişkin dava dosyasındaki bilirkişi raporundan dava konusu ... İlçesi ......

                Davacı ile davalıya pay satan kişilerin murislerinin dava konusu taşınmazda paylarına karşılık gelmek üzere belirli yerleri kullandıkları, bu kullanım biçiminin devam ettiği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde tüm paydaşları tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması TMK'nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu