Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece tapu masrafı olarak verilen 700,00 TL dışındaki taleplerinin kabulü ile kısmen kabul kararı verilmiş, davacı adına tapuda 16.05.2014 tarihinde 7/3650 pay kat irtifakı tesis edilmesine rağmen bu konuda bir karar verilmemiştir. Dosya kapsamına göre tapuda davacı adına kat irtifakı devri olmasına rağmen sözleşmenin iptaline karar verilmesi sonucu bu konuda hüküm kurulmamış olması nedeniyle hükmün bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacıların karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama kararının kaldırılmasına ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 27.01.2016 tarih ve 2015/30893 Esas 2016/1814 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına ve mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, 352,82 TL karar düzeltme harcının istek halinde iadesine, 29/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir durumun söz konusu olmadığı somut uyuşmazlıkta, istinaf nedenleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede; dava konusu taşınmazların 3194 sayılı İmar Kanununa dayalı olarak çıkartılan Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği hükümlerine göre, hissedar sayısı ve hisse oranı dikkate alınarak aynen taksimlerinin mümkün olmamasına, mahkemece muhdesat yönünden yukarıda açıklanan ilkelere göre inceleme yapılmış olmasına, davalının ileri sürdüğü Fethiye Güntürk' ün tapuda malik olmamasına ve tapuda malik olmayan kişiye satış bedelinden pay verilemeyecek olmasına, ayrıca hükmü istinaf eden davalılar vekilinin mahkemece verilen kesin sürede muhdesata dair bir dava açmamış olmasına, muhdesat iddiasının zamanaşımı süresi içerisinde sebepsiz zenginleşme kurallarına göre ilgililerine karşı talep ve dava edilebilmesinin mümkün olmasına nazaran mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik olmadığından bir kısım davalılar vekilinin...

    Dava, tapu kaydındaki hatalı pay tescilinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz paylı mülkiyete konu olup, davacı paydaş tapu sicil müdürlüğünün hatalı işlem yaptığını ileri sürerek davasını tapu sicil müdürlüğüne yöneltmiştir. Ancak, pay düzeltilmesi yolu ile oluşacak yeni mülkiyet durumu taşınmazın diğer paydaşlarının özellikle de mükerrer olduğu iddiası ile payı iptal edilen ...'ın mülkiyet durumunu etkileyeceği kuşkusuzdur. Mahkemece, davanın pay düzeltilmesi yolu ile tapudaki pay durumu değişecek olan paydaşlara karşı yöneltilmesi gerektiği, tapu sicil müdürlüğünün pasif dava ehliyeti bulunmadığı hususları gözetilerek davanın reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

      Şöyle ki; Tapu kayıt maliklerinden 3/12 pay sahibi ... mirasçıları ile 5/12 pay sahibi ... mirasçılarının tapuda ferağ işlemini yaptıkları, 13.06.1998 ve 13.05.1998 tarihleri esas alındığında bedel artırım davasının açıldığı, 28.01.1999 tarihi itibariyle 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 14. maddesinde gösterilen 30 günlük hak düşürücü sürenin geçtiği, yalnızca 2/12 pay sahibi ...'den intikal edecek pay için artırılacak bedele (1.405 TL) hükmedilmesi gerekirken, 10/12 paya karşılık gelen 7.026,79 TL kamulaştırma bedelinin ödenmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava, arsa payının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre (A), (B), (C) ve (D) harfli depoların tapuda eklenti olarak 21 nolu bağımsız bölüm adına kayıtlı olduğundan ve 21.04.2001 tarihli kat malikleri kurulu toplantısında sözkonusu yerlerin ortak yer haline getirilmesi kararı tapuya işlenmediğinden yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 22/01/2018 günüde oy birliği ile karar verildi....

          Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda miras bırakanla ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır. Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPUDA PAY TASHİHİ Taraflar arasında görülen tapuda pay tashihi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve bir kısım davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydındaki payın yolsuz tescil nedeniyle iptali isteğine ilişkindir. Davacı, dava konusu 1 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 1608/6433 payın Selim oğlu ... adına haksız ve belgesiz olarak tescil edilip davalılara satış suretiyle devredildiğini ileri sürerek sahte ve yolsuz yapılan tescilin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....

              İli,...İlçesi, ...Köyü 107 parsel sayılı 277.000,00 m2 yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmazdan 10.06.2009 Tarih 1909 yevmiye nolu resmi senet ile pay satın aldığı, buna göre davacının 32.000,11 m² payı olduğu ve bu pay üzerinden bedel ödediği halde, dava dışı hissedarlar tarafından tapuda hatalı pay devri yapıldığı gerekçesiyle açılan ve davacı ...'ın davalı olarak yer aldığı tapuda kayıt düzeltim davasında...Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/347 Esas-2011/408 Karar sayılı ilamı ile davacının payının 326,46 m2 olarak düzeltilerek tapuya tescil edildiği, tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine 10.11.2011 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 12.01.2016 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen sulu arazi niteliğindeki ......

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 21.08.2007 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.10.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava; davacının murisi babasının dava konusu parsellerde adının "..." olmasına rağmen "..." olarak sehven yanlış yazıldığını belirterek nüfus kaydına göre düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı idare vekili temyiz etmiştir. Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. İsim düzeltme davasını, tapu maliki veya tapu malikinin ölmüş olması durumunda mirasçıları açabilir....

                  Davacı, dava konusu parsellerde pay sahibi gözüken ... ve ... ... isimlerinin tapu kayıtlarından silinmesi ile tapu kayıtlarının düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece dava, tapuda kayıt düzeltilmesi davası olarak açılmış ise de, davanın Hukuki nitelendirmesinin tapu iptali davası olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf yararına vekalet ücretine hükmetmemiştir. Dava reddedildiğine göre, HUMK.nun 417. maddesi gereğince ve 4667 Sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168/son maddesi gereğince davada kendisini vekille temsil ettiği anlaşılan davalı taraf yararına hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönde karar verilmemesi doğru değildir....

                    UYAP Entegrasyonu