Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ...’ün taşınmaz üzerinde ağaç, sera gibi muhdesatı bulunduğu; bilirkişi tarafından anılan davalı yararına muhdesat oranının gösterildiği; ancak mahkemece satış bedelinin dağıtılması ile ilgili olarak hüküm sonucunda muhdesat oranının dikkate alınmadığı ve satış bedelinin paydaşlara payları oranında dağıtılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur....

    Dava, Medeni Kanunu'nun 1027. maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi istemine ilişkindir. Tapu kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarında mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir. Eldeki davada mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; Dava konusu taşınmaz 7.7.1939 tarihinde kadastro tespiti yapılmış, itiraz sonucu verilen karar üzerine 03.12.1966 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme sonucu davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava konusu taşınmaza ait tapu kayıtlarında birden fazla ... kaydı bulunmakta olup, düzeltilmesi istenen 27/4432 pay sahibinin ... ve ... kızı ... olduğu anlaşılmaktadır. Yapılan keşif ve dinlenen tanık sözleri de kayıtta adı geçen ... ile davacının murisinin aynı kişi olup olmadığı hususunda yeterli değildir....

      ın mirasen kendilerine intikal eden taşınmazın taksimi hususunda yaptıkları anlaşmaya göre bu işyerinin miras taksim sözleşmesinde pay oranının 9/1728 olarak gösterildiğini, satın aldığı işyerinin 3.katta bulunan 8 numaralı oda olduğunu belirterek davalının müdahalesinin önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı dava konusu büronun l998 yılında üye aidatları ile satın alındığını, bu tarihten itibaren de emlak vergisi ve giderlerinin kendileri tarafından karşılandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının tapu kaydına isabet eden işyerinin dava konusu dükkana uygun olmaması ve 77 ve 78 no'lu işyerlerinden birinin davalıya ait olabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

        Ancak; 1-Davacılar tarafından açılan muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası kabul edilip kesinleştiğine göre bununla ilgili tapuda bir işlem yapılıp yapılmadığı araştırılarak gerekirse davalı ...'ya tapu kaydının düzeltilmesi için mehil verilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Davalı mirasçılardan 1974 doğumlu ... Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesi uyarınca kısıtlanmış ve davalı annesi ...'in velayeti altında bırakılmıştır. Davaya konu taşınmazın ½ payının mirasbırakan Yavuz tarafından davalı ...'ya muvazaalı olarak tapudan devredildiği kesinleşen mahkeme kararları ile sabit olup, Kemal'e ait pay da Sabiha'nın üzerindedir. Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi uyarınca yasal temsilci ile kısıtlının menfaati çatıştığından kayyım atanmadan yargılamaya devam edilmesi ve karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 24.06.2009 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.11.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, tapu kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacı davacıların ve murislerinin paydaş oldukları ... ve ... parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının malik hanelerinde isimlerinin yanlış yazıldığını belirterek tapu kayıtlarının malik hanelerinin nüfus kayıtlarına göre düzeltilmesini istemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.02.2009 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacı, davaya konu 14081 ada 1 ve 14080 ada 3 parsel sayılı taşınmazlarda malik görünen Halil oğlu Hacı Ali'nin, davacının pay satın aldığı dava dışı kişilerin murisi ... olduğunun tespitini ve kaydın bu şekilde düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, sabit görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyize getirmiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 06.07.2017 gün ve 2015/79-2017/297 sayılı hükmü bozan Dairemizin 05.11.2018 gün ve 2018/3488-2018/4253 sayılı ilamı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında ve özellikle taraflar arasında imzalanan 16.12.2012 tarihli ön protokol başlıklı sözleşmenin, 4. maddesine göre arsa sahiplerinin tamamıyla yapılacak kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ön sözleşme, başka bir anlatımla arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi vaadi niteliğinde olup, kat karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinin tapuda pay devrini de içermeleri nedeniyle resmi şekilde yapılması ve ön sözleşmenin şeklinde TBK'nın 29/II. maddesi hükmünce ileride kurulacak sözleşmenin şekline bağlı olması ve adi yazılı şekilde yapması nedeniyle geçersiz olması nedeniyle geçersiz...

                pay oranı ve veraset ilamındaki payları oranında davalılara ödenmesine, Tapuda Takyidat var ise bedele yansıtılmasına, bu hususta Ziraat Bankası Siirt Şubesine derhal resen müzekkere yazılmasına, davacı kurumca fazla yatırılan 101.312,17 TL'nin kuruma iadesine, bu hususta Ziraat Bankası Siirt Şubesine derhal resen müzekkere yazılmasına, dava Konusu parselin fen bilirkişisi raporunda gösterilen ve yukarıda belirtilen kısımlarının tapusunun iptali ile davacı T1 adına tapuya tesciline ve baraj göl sahası içinde kalması nedeniyle 3402 sayılı Kanunla 16/C maddesi uyarınca tapudan terkinine" karar verilmiştir....

                Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Olayımıza gelince; davalı,dava konusu 404 ada 121 nolu parselden 26.04.2011 tarihinde 5.000 TL bedel karşılığı 2/5 pay satın almıştır. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen tapu harç ve masraflarının toplamından ibarettir. Önalım davalarında görevli mahkemenin belirlenmesinde kural olarak davaya konu edilen payın yada payların tapuda gösterilen satış bedeli ile davalının bu pay satışı sebebiyle tapuda yapılan harç ve masrafları tutarı satış bedeline ilave edilmek suretiyle bulunacak miktara göre belirlenir....

                  Davalı yüklenici muristen aldığı hisseden bir kısmını dava dışı ..., ... ve ...’e devretmiş, adı geçen üçüncü kişilerin her birisi tapuda 15/100 hisse sahibi olmuşlardır. Davalı yüklenicinin halen üzerinde 25/100 hisse mevcut olup, buna karşılık inşaatta bağımsız bölümü bulunmadığından adına kayıtlı hissenin iptali ile davacı arsa sahibi mirasçılar ve diğer hissedarlar adına tesciline karar verilebilmesi için yükleniciden pay satın alan üçüncü kişilerin davada taraf olması zorunludur. O halde mahkemece tapuda pay sahibi olarak görünen ..., ... ve ... davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması ve sonucuna göre hüküm teşkil edilmesi gerekirken bu yön gözetilmeyerek, davada taraf olmayan kişiler hakkında da tescil hükmü kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu