Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilirkişi raporu ile de anlaşılacağı üzere konutun halen teslim edilmediği, davacının ödemiş olduğu bedel de dahil olmak üzere taşınmazın dava tarihi itibariyle rayiç bedelinin 475.000,00 TL olduğu, tapu iptali ve tescilin mümkün gözükmediği, terditli olarak açılan davada tapu iptali ve tescili mümkün olmadığından ve dava konusu edilen taşınmazın malikinin davalı şirket olduğu, davalı şirketin yap-satçı konumunda olduğu, Yargıtay kararları doğrultusunda bu durumda rayiç bedel talebinde bulunulabileceği kabul edildiğinden, rayiç bedel yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiş ancak şekle aykırı yapılan sözleşmeden dolayı yine sözleşmeye dayanılarak kira kaybı tazminatının istenemeyeceği, aynı şekilde yüz ölçümü eksikliğinden dolayı değer kaybı tazminatı koşullarının oluşmadığı zaten inşaatın tamamlanmamış olduğu, bilirkişi heyeti tarafından hesaplanan rayiç değerinde taşınmazın sözleşmede vasıflandırılmış yönleriyle belirlendiği bu nedenle yüz ölçümü eksikliğinden dolayı herhangi...

'ye de yöneltmiş, satın aldığı ve adına tapuda tescil edilen dairenin tapu kaydındaki ipotekler ve hacizler nedeni ile ayıplı bulunduğunu iddia ederek tapu kaydındaki ipoteğin ve hacizlerin kaldırılmasını yani bu hukuki ayıbın giderilmesini, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin tahsilini istemiştir. İddia olunan bu hukuki ayıp niteliği gereği sınırlandırma alacaklılarını etkilediğinden zorunlu olarak dava davalı T7 Albaraka Türk ....A.Ş.ye de yöneltilmiştir. Tüketicinin aldığı mal ya da hizmetten faydalanma olanağını azaltan ya da tamamen ortadan kaldıran hukuki yasaklama ya da sınırlamaların varlığı halinde hukuki ayıp söz konusu olur. Özetle bu dava; tüketicinin davalı yüklenici satıcı şirket ile yaptığı sözleşmeyle satın aldığı ve tapuda adına kayıtlı maldaki hukuki ayıbın giderilmesi veya bedel istemine ilişkin olup somut olayda 6502 Sayılı Tüketici Kanunu hükümleri uygulanacaktır....

'ye de yöneltmiş, satın aldığı ve adına tapuda tescil edilen dairenin tapu kaydındaki ipotekler ve hacizler nedeni ile ayıplı bulunduğunu iddia ederek tapu kaydındaki ipoteğin ve hacizlerin kaldırılmasını yani bu hukuki ayıbın giderilmesini, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin tahsilini istemiştir. İddia olunan bu hukuki ayıp niteliği gereği sınırlandırma alacaklılarını etkilediğinden zorunlu olarak dava davalı T8 Albaraka Türk ....A.Ş.ye de yöneltilmiştir. Tüketicinin aldığı mal ya da hizmetten faydalanma olanağını azaltan ya da tamamen ortadan kaldıran hukuki yasaklama ya da sınırlamaların varlığı halinde hukuki ayıp söz konusu olur. Özetle bu dava; tüketicinin davalı yüklenici satıcı şirket ile yaptığı sözleşmeyle satın aldığı ve tapuda adına kayıtlı maldaki hukuki ayıbın giderilmesi veya bedel istemine ilişkin olup somut olayda 6502 Sayılı Tüketici Kanunu hükümleri uygulanacaktır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL - İPOTEĞİN TERKİNİ Taraflar arasındaki ipoteğin terkini, tapu iptali ve tescil olmazsa bedel istemli dava sonunda Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 27/11/2020 tarihli, 2020/286 Esas ve 2020/616 Karar sayılı ilam yasal süre içerisinde davalı şirket vekili ve davalı ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 20/01/2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine davalı ... Bankası A.Ş. vekili Avukat......, temyiz eden davalı ... vekili Avukat ......, davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ......geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: I....

    Köyü 557 sayılı parselin kendilerine ait olduğunu, tapu kaydının 3573 sayılı yasa hükümlerine göre oluştuğunu, tapu kaydının oluştuğu tarihteki mevzuata göre tapu kaydının beyanlar hanesine “3573 sayılı Yasa kapsamında olup, veriliş amacı dışında kullanılamaz, miras dahil bölünemez, veriliş tarihindeki yüzölçümü küçültülemez, aksi taktirde Hazinece geri alınır” şeklinde şerh konulduğunu, 3573 Sayılı Yasada, 4086 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten sonra, bu şerhin yasal dayanağı kalmadığını, bu nedenle tapu kaydının beyanlar hanesinde mülkiyet hakkını kısıtlayan tüm şerhlerin silinmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, tapunun beyanlar hanesindeki 04.03.2003 gün ve 2052 yevmiye numaralı “3573 Sayılı Yasa kapsamında olup verilip amacı dışında kullanımaz, miras dahil bölünemez, veriliş tarihindeki yüzölçümü küçültülemez aksi taktirde Hazinece geri alınır” yolundaki şerhin terkinine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir....

      in tapu tahsis belgesi aldığını duyduklarını ileri sürerek müvekkillerinin satın aldığı kısımların dava konusu taşınmazdan ifraz edilmek suretiyle tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tescilini, olmadığı taktirde güncel değerlerinin davalı ...'ten yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş; 12.02.2016 tarihli son celsede, müvekkilleri ... ve ... yönünden davayı takip etmediklerini belirterek bu davacılar yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasını istemiştir. Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Hazineye ait olduğunu, diğer davalıya verilmiş bir tapu tahsis belgesi bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., davacıların taşınmazın durumunu bilerek bir kısım yerleri satın aldıklarını ve bu yerlerin zilyetliğini kendilerine devrettiğini, ancak davacılara tapu devri hususunda bir taahhüddünün bulunmadığı gibi kendisinin de tapu alamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

        Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kooperatif üyeliğine dayalı tapu iptal tescil, bu olmadığı taktirde taşınmaz değerinin ve gecikme tazminatının davacıya faiziyle ödenmesi, kira alacağı ve geç teslim tazminatı talebi istemlerine ilişkindir. ... 14. Asliye Ticaret Mahkemesince, taraflar tacir olmadığı gibi dava konusu ihtilafın da ticari olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, yüklenici-müteahhitten konut alan şahıslar ile yüklenici arasında çıkan ihtilafların tüketicinin korunması hakkındaki kanunda düzenlendiği, tüketici kanununda düzenlenen hususlardaki ihtilaflara bakma görevinin de tüketici mahkemelerinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 16....

          Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.10.2003 tarihinde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, bu talep kabul edilmediği takdirde alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, alacak talebinin kısmen kabul-kısmen reddi ile, taleple bağlı kalınarak harici satışa konu taşınmaz bölümü için 10.000 TL nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte miras hisseleri oranında davalılardan tahsiline, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhtesat bedeline ilişkin talebinin reddine dair verilen 17.09.2013 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, harici satıma dayalı tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde bedel istemine ilişkindir....

            Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; paydaşlar arasında muhdesat iddiası bulunmadığına göre, taşınmazın kullanımı nazara alınarak bilirkişi raporunda gösterildiği şekilde arsa ve bina üzerinden farklı pay hesabı yapılması ve bilirkişi raporuna atıfta bulunularak satış bedelinin dağıtılmasına karar verilmesi doğru değildir. Ortaklar arasında muhdesat iddiasında bulunan olmadığından satış bedelinin tapu kaydındaki ve mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında paydaşlara dağıtılacağının gözetilmemesi de yerinde olmayıp yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir....

              nın m. 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu md. 26) Geçersiz satışa dayalı olarak davacı dairenin devrini yani tapunun iptâli ile adına tescilini isteyemez ise de, dairenin iş bedeli karşılığı verildiği ve yüklenicinin edimini yerine getirdiği taktirde dairenin devri kararlaştırıldığına göre, davacı yüklenici iş bedelini talep edebilir. Bu durumda iş bedelinin hesaplanması ve hüküm altına alınması gerekmektedir. Taraflar arasında eser sözleşmesinin ilişkisi bulunduğu, sözleşmenin götürü bedel olan 90.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı da tartışma konusu değildir. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK.'nın 365. maddesi uyarınca götürü bedelle yapılan sözleşmelerde iş bedelinin fiziki oran kurularak hesabı gerekmektedir....

                UYAP Entegrasyonu