Evvel 1302 tarih, 23 sıra numaralı tapu kaydı, tedavülleriyle birlikte Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından getirtilerek dosya arasına alınmıştır....
Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de, İdari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Somut olayda; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde yersel yazım yapıldığı ve tapu maliki olarak görünen kişinin nüfusta kaydının bulunmadığı, ölü kişinin nüfus siciline tescilinin de mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin uyumlu hale getirilebileceği nüfus kayıtları bulunmamakla birlikte, tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece “dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında tapu maliki olarak görünen ... ile davacıların murisi ... oğlu ... ...'...
Bu nedenle; 1- Davacının dayanağı 11.09.1968 tarih 29 numaralı tapu kaydı ile davalı Hazine ve tespitin dayanağı 15.09.1953 tarih 14 numaralı tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerini gösterir şekilde ayrıntılı kayıtları ile varsa kroki ve haritalarının Mahalli Tapu Müdürlüğünden (Eski yazı tapu kayıtları varsa Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından) ayrı ayrı sorulup getirtilmesi ve ayrıca, 2- Davacının dayanağı 11.09.1968 tarih 29 numaralı tapu kaydının oluşumuna esas ihale evrakları ve eklerinin bulunduğu yerden getirtilmesi, 3- Davacının dayanağı 11.09.1968 tarih 29 numaralı tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediğinin mercilerinden sorulması, revizyon gördüyse revizyon gördüğü taşınmazlara ait kesinleşme durumunu gösterir şekilde onaylı kadastro tutanak örneklerinin ve tutanakları kesinleşmiş ise tapu kayıtlarının getirtilmesi, 4- Dosyada mevcut Milli Savunma Bakanlığı'nın yazı cevabında belirtilen ve aynı taraflar arasında görüldüğü...
Bozma ilamımızda, bu davanın açılabilmesi için 2981 sayılı Kanun hükümleri gereğince davacı adına düzenlenmiş bir tapu tahsis belgesi bulunması, ayrıca tescile karar verilebilmesi için de yukarıda belirtilen koşulların gerçekleşmiş olması gerektiği, davacı tarafından usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir tapu tahsis belgesi sunulmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuş ise de davacı, tapu tahsisinin yapılmadığı aşamada tapu tahsis belgesi sahibi ...’ten, tapu tahsis belgesi alındıktan sonra da ...’in mirasçılarından hak sahipliğini temlik aldığından artık tapu tahsis belgesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunabilecektir. Nitekim davacı ...'ten devralmış olduğu tapu tahsis belgesinden kaynaklanan hakka dayanarak davayı açmıştır....
Öte yandan, davalı Hazinenin dayanağı olan ve çekişmeli taşınmazın tespitine esas alınan 24.02.1975 tarih 372 sayılı tapu kaydının oluşma nedeni dikkate alınarak, davacı tarafın dayandığı ve tescil ilamı ile oluşan 09.04.1951 tarih 51 sıra numaralı tapu kaydının davalı Hazine tarafından açılan tapu iptal davasına konu olup olmadığı da araştırılmamıştır....
Mahkemece öncelikle dayanak tapu kaydının geldi kaydı olan Mart 333 tarih 16 nolu tapu kaydı getirtilmeli, tapu kaydının kadastro sırasında herhangi bir parsele revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ile kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilmeli; önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek iki harita mühendisi veya olmadığı takdirde iki tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, mahalli bilirkişiler eliyle tapu kaydı mahallinde uygulanmalı, tapu kaydında okunan sınırlar zeminde belirlenmeli, dayanak tapu kaydı sabit sınırlı olmadığından 20/c maddesi gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamının belirlenmesi gerekir. 3402 sayılı Kanunun 20. maddesi, “tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde; A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerine uygulanması...
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekalet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu Sicil Müdürlüğü de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;Davacı vekili, 2257 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında, kayıt maliki .'in isminin "...", .'in isminin ".",..'in isminin ise ". olarak tashihini istemiş, ayrıca 2257 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında malik olarak gözükmeyen .'in paydaş olarak tapu kaydına isminin eklenmesine ve tapu kaydında paydaş gözüken "... kızı ."in isminin tapu kaydından terkinine karar verilmesini istemiştir. Tapu sicil müdürlüğü dışındaki davalılar vekili davayı kabul etmiş, tapu sicil müdürlüğü cevap vermemiştir.Mahkemece, tüm talepler bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece, öncelikle dayanak tapu kaydının geldi kaydı olan Mart 333 tarih 16 nolu tapu kaydı getirtilmeli, tapu kaydının kadastro sırasında herhangi bir parsele revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ile kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilmeli; önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek iki harita mühendisi veya olmadığı takdirde iki tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, mahalli bilirkişiler eliyle tapu kaydı mahallinde uygulanmalı, tapu kaydında okunan sınırlar zeminde belirlenmeli, dayanak tapu kaydı sabit sınırlı olmadığından 20/c maddesi gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamının belirlenmesi gerekir. 3402 sayılı Yasanın 20. maddesi, “Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde; A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerine uygulanması...
Tapu kaydının diğer gittisi olan 10.01.1965 tarih ve 10 sıra nolu tapu kaydı ise 11028 metrekare olarak kök kayıttaki aynı hudutlarla 1/2 pay maliki ...'ın ölümü ile mirasçılarına intikal ile mirasçılardan müdahil davacılardan ... ve ...'ın payları intikal ile adlarına tescil edilmiştir. Diğer tedavül kaydı taksimen tek tapu maliki adına oluşurken 1965 tarih 10 sıra numaralı tedavül kaydında ise 1/2 pay ... oğlu ... üzerinde kalmıştır. Mahallinde yapılan keşifte, taşınmazda her iki tapu kaydının malikleri ... ve ... mirasçılarının zilyet bulunduğu haber verilmiştir. Mahkemece tapu kayıtlarındaki tesis ve tedavüllerindeki farklılık üzerinde durulmamış, tapu kayıtları üzerinde inceleme yaptırtılmamıştır. Tapu kaydı, tüm tedavüllerindeki hudutları ile ayrı ayrı zemine uygulanmamış; kapsamaları belirlenmemiştir. Ayrıca dosyada mevcut nüfus kayıt örnekleri ve veraset ilamlarına göre davacı ... ...'ın diğer tapu maliki ...'in 1969 yılında ölen...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Davacıların delil olarak tutundukları Hafik ilçesi ... Köyü, Eğneli mevkii,10.5.1951 tarih 58, 60 ve 66 numaralı tapu kayıtları ile ......