WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zaman bakımından görev başlığını taşıyan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 26. maddesinde, askı ilan süresi içinde açılan davaların yanında, tespitten önceki haklara dayanarak asli müdahil olarak davaya katılanların iddialarına dair uyuşmazlıkların da Kadastro Mahkemesinde incelenip karara bağlanacağı belirtilmiş olup, somut olayda davacının tespitten önceki satın alma iddiasına dayalı olarak eldeki davayı açtığı, dava ve karar tarihi itibariyle taşınmazın kadastro tespitinin henüz kesinleşmemiş olduğu, şu halde davacı tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan eldeki davanın, Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan davaya katılma talebi niteliğinde olduğu, Fethiye Kadastro Mahkemesi’nin 2013/70 Esas, 2013/194 Karar sayılı dava dosyasında verilen kararın kesinleşmiş olmasının, eldeki dosya davacısı ... yönünden bağlayıcı olmadığı anlaşılmaktadır....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15.09.2022 TARİHLİ ARA KARAR NUMARASI : 2022/348 ESAS DAVA KONUSU : Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı Tapu İptali-Tescil KARAR : İlk derece mahkemesince verilen 15/09/2022 tarihli ara karara karşı davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup, yapılan ön inceleme neticesinde; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların kök murisi olan Musa Alınak'ın 02.02.1940 tarihinde vefat ettiğini, Musa'nın oğlu olan Memet'in ise 01.02.1959 tarihinde vefat ettiğini, Memet'in vefatı ile geriye Hatice Aktaş,Fatma Yıldız ve Musa Almak isimli mirasçılarının kaldığını, davacıların Hatice ve Fatma mirasçıları olduğu, davalıların ise Musa Almak'ın mirasçıları olduğu, Sivas ili Merkez İlçesi İşhan Köyü 557 parsel sayılı taşınmazın ortak muris olan Memet Alınak'tan miras kalmasına rağmen sadece Memet'in oğlu, davalıların mirasbırakanı...

    Davacı Hazine tarafından tapu iptali ve tescil istemiyle dava açılmış olup, çekişmeli taşınmaz Belediye tarafından yapılan parselasyon çalışması ile bir çok parsele ayrılmış ve bunun üzerine davacı Hazine vekili 20.5.2010 tarihli beyan dilekçesi ile dayanak tapusu içerisinde kalıp da parselasyon yapıldıktan sonra 3. kişilere satışı yapılan taşınmazlar bakımından davasını tazminat talebine dönüştürmüş, kalan bölümler yönünden ise tapu iptal ve tescil talebiyle davasına devam etmiştir. 18.05.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (M) harfi ile tanımlanan ve tapuda davalı ... adına kayıtlı 296 ada 11 parsel sayılı 354,74 metrekarelik bölümün tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, raporda (F) harfi ile gösterilen ve belediyece yapılan imar parselasyon çalışmalarında yol olarak terkin edilmiş olan 1.605,24 metrekarelik bölümünün davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğine göre; tazminata konu edilen bölümler dışında kaldığı anlaşılan...

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi T7 Zonguldak ili Alaplı ilçesi Mollabey köyünde kain 121 ada 23 parsel sayılı taşınmazdaki 3/5 hissesinin tamamını oğlu olan davalı T5 muvazaalı bir şekilde devretmiş olduğu için açmış olduğumuz dava, tespitten önceki hukuki sebeplere dayalı tapu iptali ve tescili davası niteliğinde kabul edilip hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı şeklindeki usul ve yasaya aykırı gerekçe ile hiçbir araştırma ve yargılama yapılmaksızın usulden reddedildiğini, gerekçeli kararın taraflarına 14.06.2022 tarihinde UETS vasıtasıyla tebliğ edilmiş olup, dava konusunun tespitten önceki hukuki sebeplere dayandığı iddiası ile reddedilmesi usul ve yasalara aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti 19/12/1996 tarihinde kesinleşmişse de, söz konusu taşınmaz 1984 yılında T7 tarafından oğlu T5 1.000.000- TL bedel karşılığında murisin açıkça muvazaalı işlemine dayalı olarak devredilmiş, davalı adına...

      Ahmet Gülübük'ten adi belge ile para karşılığı satın ve teslim aldığı tarlanın davalılar Bedia, Esra Elif Selman İbrahim ve Ali ve Ayşe ile birlikte hissedar olarak göründüğünü, davalılar ile bu durumu çözmeye defalarca yetenmiş fakat bir nece alamadıklarını, müvekkilinin bu tarlayı eski malik rahmetli Ahmet Gülübük'ten satın ve teslim aldığını, Ahmet Gülübük mirasçıları bu alım satımı bildikleri için tapu kaydının iptali ile tescile izin vereceklerini müvekkiline söylediğini, müvekkilinin bu nedenle tapu iptali ve tescili için o zamanlar dava açmadığını, dava konusu taşınmazın davalıların hissesinin tescilde devrinin önlenmesi için tapu kaydına tedbir konulmasına, davalılar adına görünen tapu kayıtlarının iptali ile müvekkil adına tescilen karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Davacı ..., tespitten önceki satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu kaydının iptali ile taşınmazın bir bölümünün adına tescili, olmadığı taktirde bu bölüm üzerine ev yapıp ağaç dikmiş olması nedeniyle ev ve arsa değeri olarak 50.000 TL, ağaç değeri olarak 5610 TL (fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla) tazminatın davalılardan tahsili istemiyle, tapu maliki ... ile taşınmazı kadastro tespitinden önce satın aldığını öne sürdüğü ...’in mirasçılarına karşı dava açmıştır....

        DELİLLER: Dava dilekçesi,davalı savunması, kadastro tutanak örnekleri, tapu kayıt örnekleri, yapılan keşif ve sonrası alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Somut olayda davacı çekişmeli taşınmazın bir kısmının uzun yıllardır kendi zilyetliğinde olmasına rağmen kadastro sırasında 128 ada 3 parsel içerisinde tespit edildiğini öne sürmesine göre dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu açıktır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden taraftan gelen olmadı. Aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat ... geldi. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucunda ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1242 ada 12 parsel sayılı 484.100,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına dayalı olarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları tespitten önceki nedenlere dayalı olarak taşınmazın murisleri Hamdi Boztaş'a ait olduğunu öne sürerek davalı adına oluşan tapu kaydının iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/04/2021 NUMARASI : 2020/251 ESAS, 2021/259 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

          Dava dilekçesi içeriğine göre, davacı, tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların mülkiyetinin, kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların da aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği; bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleştiği 1958 yılından eldeki davanın açıldığı 2016 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde...

            UYAP Entegrasyonu