Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Somut olayda, davacı dava dilekçesine ekli olarak 23/10/2007 tarihli harici satış senedini dosyaya sunmuştur. Satış senedine göre, dava dışı ... vekili ... dava konusu 1609 ve 1610 parsel sayılı taşınmazdaki 2 dükkanı 5.000,00 TL karşılığında davacı ...'na sattığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz ... Belediyesi adına 19/10/1993 tarihinde tapulama yolu ile tescil edilmiş olup, harici satımın yapıldığı 2007 tarihinde tapuya kayıtlı bir taşınmaz olduğundan bu sebeple 1609 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir....

    Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir. Davacı, dava konusu taşınmazın mülkiyeti Hazineye ait olsa da davacı ve davalı taraf harici satış senedine dayanarak talepte bulunduklarına ve tanık beyanları ve mal müdürlüğünün 17.03.2016 ve 21.03.2016 tarihli yazı ve ekleri de bu beyanları doğrular nitelikte olduğuna göre her iki tarafın ayrı ayrı şahsi hakka dayandığı anlaşıldığına göre, davacının şahsi hakka dayalı olarak elatmanın önlenmesi talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, dava salt zilyetliğe dayalı bir dava olmayıp, hakka dayalı bir davadır....

      Mahkemece davanın harici satış ve zilyetliğe dayalı mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat talebi olarak değerlendirildiği görülmektedir. Tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışı TMK'nun 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 ( 818 sayılı BK'nun 213. madde 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60. ve 89 maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK'nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu husus 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesinde "taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır" şeklinde açıklanmıştır. Bu nedenle davacı tarafın resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz....

        Harici satış senedinde yer alan satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi göz önünde tutularak tefe-tüfe endeksleri, altın ve dövizdeki fiyat artışları ile işçi ve memur maaşlarındaki artışlar ve bunlara benzer ekonomik etkenler gözetilerek satış tarihinden dava tarihine kadar güncelleştirilmek suretiyle hüküm altına alınması, dosyanın tomarıyla bir Bankacı, bir Hukukçu ve bir Mali Müşavir veya Muhasebeciden oluşan üçlü bilirkişi kuruluna verilerek konuya ilişkin gerekçeli tarafların ve Yargıtay'ın denetimine açık rapor istenmesi gerekirken, geçersiz satışa değer verilerek yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          Harici taksimin, araştırma ve incelemesi yönünden tarafların göstereceği tanıklar ile dinlenmeyen tespit bilirkişilerinden taksimin hangi tarihte kimler arasında yapıldığı, hangi taşınmazların taksim dışı bırakıldığı, taksimde her bir mirasçıya verilen yerlerin tespit gününe kadar taksime uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı, tespit günü itibarı ile taksimin bozulup bozulmadığı olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, kadastro sırasında ortak kök miras bırakandan kalan ve kişiler adına kesinleşen her bir parselin kesinleşme nedeni üzerinde ayrı ayrı durularak harici taksime etkisi yönünden değerlendirilmeli, harici taksim sırasında satış senedine konu edilen taşınmazların durumu da açıklattırılmalı, bu şekilde yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerek, satışa, gerekse harici taksime değer verilip verilmeyeceği kesin olarak saptandıktan sonra varılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : 1- Köy karar defterinin 22.06.1966 gün ve 364 sıra numaralı sayfasında yer alan ev arsalarıyla ilgili krokinin varsa temin edilerek dosyasına konulması, 2- Köy tarafından yapılan harici satış senedine ilişkin başkaca evrak olup olmadığının Sinekli Köyü Tüzel Kişiliğinden araştırılarak varsa ilgili evrakın dosya içerisine konulması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 07.06.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

              Kadastro sonucu Kahramanmaraş İli, Andırın İlçesi, Çığşar Köyü çalışma alanında bulunan 124 ada 13 parsel parsel sayılı 620,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak Hatice Loğoğlu adına 29.7.2002 tarihinde tespit ve 31.01.2012 tarihinde tapuya tescil edilmiş, daha sonra satın alma nedeniyle T3 adına 27.12.2012 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Davacı T1, 13.7.2004 tarihli harici satış senedine ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bir bölümüne yönelik tapu iptal ve tescil istemiyle 25.11.2016 tarihinde dava açmıştır. Dava, 2002 yılında tespiti yapılan taşınmaza yönelik tespit sonrası ancak kesinleşme öncesi yapılan harici satın alma ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/06/2018 NUMARASI : 2015/562 2018/788 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil ( harici satışa dayalı tapu iptal ve tescil veya tazminat isteğine dayalı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; kendisinin davalı ile 26/08/1981 yılında şahitler huzurunda ve dedelibaba mahallesi muhtarı tarafından onaylanan ve ekte suretini sundukları ferağ vaadi satış senedi başlıklı sözleşmeyi karşılıklı olarak okuyup mutabakata vararak imzaladıklarını, iş bu sözleşme gereğince davalı yanın tapuda adlarına müseccel Kale mah....

              Mahkemece açıklanan hususlar gözetilerek davacının tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken harici senede değer verilerek yazılı şekilde kabule karar verilmesi doğru olmamıştır. Ancak davacı tarafın, tapu iptali ve tescil isteğinin yerinde görülmemesi halinde terditli olarak alacak isteğinde de bulunduğu anlaşılmaktadır. Kural olarak geçersiz sözleşmeye dayalı taşınmaz alım satımlarında herkes verdiğini geri alır. Ekim 1940 tarih 10/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre harici satışın hüküm ifade etmemesi halinde satış parasının istenebileceği açıktır. Bilindiği üzere, geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin malvarlığından diğerinin malvarlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil KARAR Dava dilekçesinde davacı, 25.08.1968 tarihli haricen düzenlenen satış senedine dayalı olarak dava konusu 368 ada 257 ve 258 parsellerin kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının iptal ve tescilini talep etmiş ise de; 06.10.2009 tarihli oturumda davacı dava sebebini ıslah ederek, dava konusu taşınmazlara uymadığı için satış senedine dayanmadığını ve dava konusu taşınmazlar için yurt dışından babasına para gönderdiğini adına taşınmazları satın alması gerektiği halde, babasının taşınmazları kendi adına alarak, kadastro çalışmaları sırasında da adına kaydettirdiğine ve böylece davacı inanç sözleşmesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğuna göre, (05.02.1947 tarih ve 1945/20 E, 1947/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı) 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi hükmü gereğince, hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek Yargıtay (14.)...

                  UYAP Entegrasyonu