Başkanlığının 23.02.2010 tarih 300 sayılı ve 01.04.2010 tarih, 2010/546 sayılı Belediye encümen kararları ile 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar uygulamasına tabi tutularak 239 ada 5, 124 ada 3, 239 ada 7 ve 245 ada 4 sayılı imar parsellerinin meydana getirildiğini, ancak ... Belediyesince yapılan imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiklerini, böylece imar parsellerinin sicil kayıtlarının yolsuz tescil niteliğine dönüştüğünü ileri sürerek; tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, davacının davasının kabulüne, davalı ... adına kayıtlı ... ilçesi ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 11.02.2019 gün ve 2016/18357 Esas, 2019/1097 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalılar vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı Hazine vekili, 1311 (1034) sayılı parsel olarak ......
Belediye Encümeni'nin 05.11.1990 tarih, 3013 sayılı kararı uyarınca toplam 1.469.000,00TL bedel karşılığında satıldığını, tapudaki tescil işleminin gerçekleştirilemediğini, taşınmazın bu zaman zarfında birden fazla imar uygulamasına tabi tutularak 1323 ada 75 ve komşu parsellerine şuyulandırıldığını belirterek, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsel ya da parsellerde belediye adına kayıtlı 113/399 payının tapu kaydının iptali ile miras hisseleri oranında davacılar adına tescilini talep etmiş; daha sonra yargılama aşamasındaki ıslah beyanı ile tapu iptali ve tescil talebi yanında ikinci kademede imar uygulaması sonucu davalı ... adına tescil edilen ve davalı ... uhdesinde kalan 40m2'lik kısmın bilirkişi marifetiyle tespit edilecek değerinin davalı belediyeden tahsili ile davacılara miras payları oranında ödenmesini talep etmiştir. Davalı vekili, satışın geçersiz ve usule aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.2.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 1.5.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... imar uygulaması sonucu oluşan 15 ada 47 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki binanın, imardan önceki tapu kaydına göre kendisine ait 15 ada 8 parsel içinde kaldığını, imar ile 15 ada 8 ve davalı hazineye ait olan 15 ada 9 parsel sayılı taşınmazların tevhit edilerek 15 ada 47 parsel olarak müşterek şekilde taraflar arasında tapuya tescil edildiğini belirterek, taşınmaz üzerindeki binanın arsa değerinden yüksek olması nedeniyle Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanılarak temliken tescil isteminde...
Mahkemece, davalı Belediye tarafından yapılan imar uygulamasının yok hükmünde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu kabul ve değerlendirmenin doğru olduğu söylenemez. Bilindiği gibi, tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. Hemen belirtmek gerekir ki; imar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Bu durumda; dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/11/2014 NUMARASI : 2012/400-2014/581 Uyuşmazlık dava dışı 3.kişiye ait gecekondunun davalı belediyeye ait taşınmaz üzerinde iken imar uygulaması sonucunda davacı hazineye ait taşınmaz üzerinde kalması sonucunda, 3.kişi tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda hazineye ait tapu kaydının bir bölümünün iptal edilmesi nedeniyle davacı hazine tarafından davalı belediye aleyhine açılan tazminat istemini ilişkin olup, açıklanan niteliği uyarınca uyuşmazlığın imar uygulamasından kaynaklanmasına göre, inceleme görevi Yargıtay 14.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 11.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Belediyesi hakkında husumet yokluğundan davanın reddine, çekişme konusu taşınmaza dayanak imar uygulamalarının idari yargıda iptal edildiği gerekçesi ile tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne " dair verilen hükmün, davacı Hazine vekili ve davalı ... vekilince temyizi üzerine; Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin,13.12.2012 tarih, 2012/4676 Esas, 2012/15075 Karar sayılı ilamıyla "...mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulamanın hüküm kurmaya elverişli olduğunu söylebilme olanağı yoktur....
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ve fer'i müdahiller vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, 5737 sayılı Yasanın 17. maddesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Belediyesi ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
O halde; dava konsu imar parsellerinin dayanağı olan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiği ve bu hükmün kesinleştiği, böylece imar sicil kayıtlarının dayanaksız kalarak yolsuz tescil durumuna düştükleri tartışmasızdır. Diğer taraftan, anılan imar uygulamasından sonra Belediye Meclisi tarafından 01.11.2001 tarih ve 138 sayılı kararıyla 1/5000 ölçekli Nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı onaylanmış olup, anılan bu kararın düzenleyici işlem olduğu ve bu imar planı uyarınca yapılmış yeni bir uygulama işleminin bulunmadığı; farklı bir ifadeyle, dava konusu taşınmazların yeni bir imar düzenlemesine tabi tutulmadıkları ve mevcut durum itibariyle yolsuz tescil durumundaki imar sicil kayıtlarının iptali ile kadastral parsellerin ihyası yönünde tescile hükmedilmesi gerektiği açıktır. Öte yandan; 3194 Sayılı İmar Kanunu düzenlemeleri kamu düzenine ilişkin bulunduğundan kazanılmış hak olgusundan sözedilemez....