Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/166 Esas, 2020/268 Karar sayılı dava dosyasında verilen Tapu İptali Ve Tescil (Önalım Hakkından Kaynaklanan) talebinin karar verilmesine yer olmadığına, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; Tapu İptali Ve Tescil (Önalım Hakkından Kaynaklanan) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...Dava, ön alım hakkından kaynaklanan Tapu İptali ve Tescil talebine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/107 Esas, 2020/215 Karar sayılı dava dosyasında verilen Tapu İptali Ve Tescil (Önalım Hakkından Kaynaklanan) talebinin kısmen kabulüne karşı, davacı vekili ile davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; Tapu İptali Ve Tescil (Önalım Hakkından Kaynaklanan) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...Dava, ön alım hakkından kaynaklanan Tapu İptali ve Tescil talebine ilişkindir....
Sayılı dosyası üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinin de esaslı bir hata olduğunu, bu hata da müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin ön alım davası neticesinde adına tescil ettirdiği hisseler için eldeki davanın açılmasında hukuki yarar olmadığı gibi, yasal olarak şufa hakkını kullanan müvekkili tarafından adına tescil ettirilen taşınmaz hisselerinin iptali de mümkün olmadığını, yerel mahkemece eksik incelemeyle karar verildiğini belirterek yerel mahkeme kararının talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Dava, Tapu İptali ve Tescil (Önalım Hakkından Kaynaklanan) davasıdır....
Somut olayda; mahkemece, dava konusu 3789 ada, 3 parsel sayılı taşınmazda 13/03/2009 ve 24/03/2009 tarihli satışların iptaline ilişkin davasının kabulüne, davalı adına tapudaki kaydın iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, bu satışlara ilişkin ön alım bedeli ve tapu masraflarının bankadaki işlemiş faizi ile birlikte karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiştir. Hüküm sonucunda davacı adına tesciline karar verilen payın miktarı açık ve infaza elverişli şekilde gösterilmemiştir. Ayrıca, depo edilen bedelden ödenmesi gereken önalım bedeli ve tapu masraflarının miktarı belirtilerek davalı adına ödenmesine karar verilmesi gerekirken miktar belirtilmeden hüküm kurulmuştur....
Taraflar arasındaki ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Düzce ili, ........
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/03/2020 NUMARASI : 2018/257 2020/128 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Önalım Hakkından Kaynaklanan) KARAR : Erzin 2....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/663 Esas sayısında kayıtlı ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasının sonucunun beklenilmesi, bu suretle mülkiyet ihtilafının giderilmesi gerektiğini beyan etmiş ve ön alım davasının kabulüne karar verilmesi halinde davacının artık paydaş olamayacağından ön alım davasının reddine karar verilmesi halinde ise davacının yalnızca şahsi hak sahibi olabileceğinden işbu davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Şti. ön alım hakkı nedeniyle kendi adına tescilini sağladığı ve bu kararın 19/06/2013 tarihinde kesinleştiğini ancak diğer davalının açmış olduğu bu davanın karara çıkmasından dolayısıyla taşınmazın davalı adına tescilinden önce müvekkil idareye borçlu olan ...’ın müvekkil idare lehine tapu kaydına haciz şerhi işlendiğini, bu nedenle davacı idare tarafından diğer davalı ... Elektrik İnşaat Pazarlama San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine ön alım hakkının muvazaalı olarak kullanıldığı iddiası ile tapu iptalini ve önceki malik olan ...adına tescilini aynı davada bunun mümkün olmaması halinde alacak bedelinin tazminini, birleşen dava da ise davacı idare tarafından davalı borçlu ... aleyhine yine muvazaalı işlem nedeniyle tapu iptal ve tescilini talep ettiği ve mahkemenin 2013/644 Esas sayılı dosyası ile açılan bu dava arasında bağlantı bulunması nedeniyle birleştirilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18/05/2015 gününde verilen dilekçe ile ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 27/11/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ön alım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili; davacının 362 parsel sayılı taşınmazın hissedarı olduğunu, davalı ...'un 22.05.2013 tarihinde taşınmazın 1/16 hissesini, davalı ...'...
Maddesini esas alarak karar verdiğini, Oysa ki, uygulanması gereken kanun özel kanun niteliğiyle 5403 sayılı kanun olması gerektiğini, yerel mahkeme hakkaniyete uygun karar vermediğini, davacıların davalarında haklı olduğunu düşünsek bile, satış akdi ile dava tarihi arasında kanunun ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, uzunca bir süre geçtiğini, satış akdi ile dava tarihi arasında 2 yıla yakın bir süre geçtiğini, gerçeği yansıtmayan tapu sicilindeki satış bedelinin, ön alım bedeli olarak kabul edilmesi, ön alım hakkının kullanıldığı tarih ile satış günü arasında geçen sürede gayrimenkulün değerinde enflasyon ve diğer objektif nedenlerle meydana gelen artışların gözetilmemesi, hukukun amacı olan adaletin somutlaşmasını önlediği ve çıkar dengesini bozduğu kabul edilmekte ve ön alım hakkı sahibinin sebepsiz zenginleşmesine, davalının fakirleşmesine sebep olduğunu, yerleşik içtihatlara göre, satış tarihi ile dava tarihi arasında 1 yılı aşan bir zaman geçmişse, ön alım hakkı sahibi davacının...