Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1981 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 1988 yılında 3402 Sayılı Yasanın 4. madde hükmüne göre yapılıp dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... Yönetimi, .... Köyü 854 parsel sayılı 6000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kısmen, yörede yapılan ve 4/3/1993 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman tahdidinin içinde kaldığını belirterek tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu parselin ... bilirkişi raporunda B ile gösterilen 2874 m2 lik kısmının tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya gore dava, tapu iptali ve tescil davası niteliğindedir....
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Yasaya göre 1952 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 3302 sayılı Yasaya göre 1988 yılında yapılıp 31.01.1991 tarihinde askı ilanı yapılarak 31.07.1991 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulama çalışmaları bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve dava konusu taşınmazın 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince orman sınırı dışarısına tarla niteliği ile çıkartıldığı, ancak eylemli orman olduğundan 4999 sayılı Yasa ile değiştirilen 6831 sayılı Yasanın 11/5. maddesi gereğince ve talep üzerine Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından Orman Genel Müdürlüğü'ne tahsis edildiği ve niteliğinin de idari yoldan orman olarak düzeltildiği, orman olarak tescil edilen taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağı anlaşıldığına göre, yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 1049 sayılı parselin, fen bilirkişinin 13/07/2012 tarihli rapor ve krokide (A) ile gösterilen 6829,75 m2'lik alanın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla aynı parsel numarası olarak Hazine adına, (B) ile gösterilen 17470,25 m2'lik alanın tapu kaydının iptali ile aynı Köy son parsel numarası olarak davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve Hazine tarafından (B) bölüme yönelik, davalı gerçek kişi tarafından ise (A) bölüme yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 16/03/2006 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulması bulunmaktadır....
renkle işaretli 2461,82 m²’lik bölümün tarla niteliğiyle davacı adına, ... renkle işaretli bölüm çıktıktan sonra geriye kalan 492500,80 m²’lik bölümün orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir Dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır. Davacı tarafından, Orman Yönetimi aleyhine 104 ada 1 sayılı orman parseli için tapu kaydının iptali ve tescil davası açılmış, mahkemece davanın esasına girilerek kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava tarihi itibariyle çekişmeli taşınmaz orman niteliğiyle Hazine adına tapuda kayıtlıdır. Ormanlarda intifa hakkı Orman Yönetimine, ... mülkiyet ise Hazineye ait olup, tapu iptali ve tescil davalarında davalı sıfatı tapu kayıt malikindedir. Davalı parsel tapuda Hazine adına kayıtlı olduğu halde Hazineye husumet yöneltilmemiştir....
Bölgede 29.09.1993’de kesinleşen orman kadastrosu sırasında orman kadastrosu uygulanmamış sahada yeralmıştır. 1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, Hazinenin aşağıdaki bentin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Dava tapulama dışı kalan yerin tescili ile birlikte daha önce ... adına hükmen tescile karar verilen ve tapuya tescil edilen 4387 parselin tapu kaydının iptali istemine ilişkin olup alınan bilirkişi raporuna göre tescili istenen taşınmazın komşu 4387...
Davacı Hazine, 2009 yılında açtığı dava ile çekişmeli taşınmazın 6831 Sayılı yasanın 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığını belirterek tapu kaydının iptaline ve Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmektedir. Her yasanın yürürlüğü döneminde ilgili bulunduğu davalardaki uyuşmazlıklarda uygulanması temel bir usul kuralıdır. Somut olayda da 1962 yılında yapılan kadastro tespitine karşı Orman Yönetiminin itirazı üzerine Tapulama Mahkemesince 6831 Sayılı Yasanın muvakkat 1. maddesi gereğince Tarım Bakanlığından görüş sorulmuş ve taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğuna dair bakanlık yazısı esas alınarak davanın reddine karar verilmiş, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve niteliğinin tarla olduğu hususu kesinleşmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın çalılık olan niteliğinin meyve bahçesi olarak düzeltilmesine, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki Hazine'nin kullanımında olduğuna ilişkin şerhin iptali ile beyanlar hanesine davacılar ... ve arkadaşlarının kullanımında bulunduğu şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 3402 sayılı Yasa'nın Ek-4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunduğundan husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı gerçek veya tüzel kişilere yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda çekişmeli 103 ada 155 parselin kullanım kadastro tutanağının beyanlar hanesinde; taşınmazın eylemli ormana dönüştüğü belirtilmiştir....
Yönetimi dava dilekçesi ile..... parsel sayılı taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kaldığını belirterek tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın yanlış tersimat işlemi sonucu orman sınırları içerisinde gösterildiği ve taşınmazın gerçekte orman sınırları dışarısında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı ... Yönetimi tarafından istinaf yoluna başvurulmuş,..... Dairesince taşınmazın 1943 yılında gerçekleştirilen orman tahdidi sonucu oluşan orman sınırları içerisinde kaldığı gerekçesiyle HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ...... kararının kaldırılmasına, davacının davasının kabulüne, dava konusu..... bulunan 1442 parsel nolu 23.650,00 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydının iptaline, taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından 1949 yılında kesinleşmiş orman kadastro harita ve tutanaklarına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucu çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro harita ve tutanaklarının içinde kaldığının belirlendiği, ancak; yörede daha sonra yapılan arazi kadastrosunda orman kadastro haritasına uyulmayarak aslı orman olan çekişmeli parselin yanlışlıkla özel mülk olarak Hazine adına tespit ve tescil edildiği, davacıya bir hak sağlamayacağı, kesinleşen orman sınırı içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptalini ve orman olarak tescili için Orman Yönetimi tarafından her zaman dava açabileceğine ve davacının dayandığı tapu kaydının o yere ait olduğu kabul edilemeyeceği gibi, 1949 yılında kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kalan tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde...