Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 31.03.2011 tarih ve 2010/630 E. – 2011/433 K. sayılı kararı ile ... İli, ... İlçesi, ... Köyü 9320 ada, 9 parsel nolu taşınmaz ile aynı köy 10417 ada, 2 parsel, aynı köy 9321 ada, 20 parsel nolu taşınmazların aynen taksimi mümkün olmadığından açık artırma suretiyle satılarak ortaklığın giderilmesine karar verildiği, kararın 19.11.2015 tarihinde kesinleştiği, ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/349 E. sayılı dosyasında ise, önalım hakkından kaynaklı tapu iptali ve tescil davası açıldığı, dava tarihinin 25.11.2015 olduğu görülmüştür. TMK'nun 733/1. maddesine göre; cebri artırmayla satışlarda ön alım hakkı kullanılamaz. Somut olayda, şikayetçi hissedarın diğer hissedara karşı önalım davası ortaklığın giderilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra açılmış olup, anılan davada cebri icra yolu ile satışı önlemeye ilişkin bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından cebri icra yolu ile satışı engellemez....
Somut olayda; davacı tarafça dava konusu taşınmazın davalı borçlu T3 tarafından alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla diğer davalı akrabası T4 Özyakan üzerine geçirilmesine sebebiyet verildiğinin ileri sürülerek İİK 277 vd. maddeleri gereğince taşınmazla ilgili tasarrufun iptaline ve dava konusu taşınmazlar üzerine İİK 283. madde gereğince alacak sınırlı kalmak üzere cebri icra yoluyla takip yapma hakkı tanınmasına, mahkeme aksi kanaatte olur ise muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tazminata yönelik karar verilmesi talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça dava dilekçesinde İİK'nun 277 vd. Düzenlemesi bulunan tasarrufun iptaline yönelik iddialar ileri sürülerek öncelikle İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesi talep edilmektedir. Dava dilekçesinde terditli talep olarak ise İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi tanınmasına yönelik bu talebin yerinde görülmemesi halinde TBK'nun 19....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 132 ada 21 parsel sayılı taşınmazdaki 8/12 payına davalı ...’den aldığı borcun teminatı olmak üzere ipotek tesis edildiğini, okur yazar olmayıp tapudaki işlemin mahiyetini anlamadığını, davalıların cebir ve tehdit ile kendisinden açık senetler alarak borçlandırdığını, yapılan icra takibi sonucu anılan payın alacağa mahsuben davalı ...’e cebri icra satışı ile geçtiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, taşınmazın yapılan takip sonucu alacağa mahsuben cebri icra marifetiyle edinildiğini, davanın süresinde açılmadığını ve iddiaların doğru olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır....
İcra Müdürlüğü'nün 2006/199 sayılı dosyasındaki alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken, icra dosyası belirtilmeksizin sadece “tasarrufun iptali ile davacıya cebri icra yapabilme yetkisi tanınmasına şeklinde hüküm kurulması doğru değil resen bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün 1. bendinde yer alan “tasarrufun iptali” ifadesinden sonra gelmek üzere “Uşak 2....
a satış ve devir yapılan taşınmazlar üzerinde tasarrufun iptali ile davacıya cebri icra yetkisi verilmesi yolunda davanın kabulü, Ancak halen 4. ve 5. kişiler olarak davalı gösterilen kişilerin üzerine kayıtlı taşınmazların devrinde borçlu ile aralarında muvazaa ilişkisini gösteren unsurlar çekişmeye uygun açıklıkta ve kesinlikte ıspatlanamadığından tapu siciline güvenen iyi niyetli kişiler olarak yorumlanarak adlarına kayıtlı taşınmazlara yönelik cebri icra yetkisi tanınması yolundaki davacı talep ve davasının reddine karar vermek yoluna gidilmiş, Bilirkişi raporu ile saptanan taşınmazın bedelleri karşısında cebri icra yolu ile davacı icra takibi dosyasındaki alacağının karşılanmaması halinde aciz belgesinde belirtilen 201.113,42 TL davacı alacağının davalı ...'...
Dava dilekçesi içeriğinden, dosya kapsamından davanın muvazaalı tasarruf işlemi iptaline yönelik olduğu açık olduğu halde mahkemece talebin tapu iptali ve tescil olarak kabulü ile buna göre hüküm kurulması doğru olmamıştır. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçeye, satış bedeli ile gerçek değeri arasında misli fark bulunmasına, satışın takip sonrası yapılmış olmasına göre, taraflar arasındaki işlemin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu anlaşıldığından talep hakkında İİK'nın 283/1 maddesi kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle tasarrufun iptali ile davacıya cebri icra yetkisi verilmek üzere davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur; HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçeler ile; 1- Davalılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, Torbalı 1....
yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve tapu kaydının iptali ile takyidatlardan ari şekilde davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Bu nedenle; Mahkemece, İİK'nın 283. maddesi gereğince tapu kaydının iptaline gerek kalmaksızın, davacının icra takibine konu alacaklarını alabilmesi için dava konusu taşınmazın haczi ve satışı konusunda davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2007/1189 sayılı icra dosyası üzerinden 14.05.2010 tarihinde yapılan satış sonunda ... parseldeki ...'e ait 2/3 hissenin davacıya satıldığı ve ihalenin kesinleştiği anlaşılmıştır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 705. maddesi uyarınca taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescil ile olur. Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılırsa da, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır. Aynı hakka ilişkin olarak taşınmaz ile ilgili dava açmak da tasarrufi bir işlem olduğundan mülkiyet tapu kütüğüne tescil edilmedikçe davaya devam edilemez....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/3579 esas sayılı dosyasındaki asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi verilmesine” ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ...'ya geri verilmesine, 20/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....