WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TERKİN Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ... ada .... parsel sayılı taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından ... ilçesinde kıyı-kenar çizgisi tespit çalışmalarının tamamlandığını, buna göre nizalı parselin 415,28 m2 lik kısmının kıyıda kaldığını ileri sürerek, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan 415,28 m2 lik bölümüne ilişkin tapu kaydının iptali ile kıyıya terkine karar verilmesini istemiştir....

    , davacının tapu iptali ve tescil talebi yönünden davacı olamayacağını, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'na göre kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olması nedeniyle tapu kaydının iptali ve terkin isteme yetkisinin hazineye ait olduğunu, idarenin işlem yapmamasına karşı başvurulması gereken yargı yolunun idari yargı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının fonksiyon gaspı niteliğinde olduğunu, tapu henüz iptal edilmediği için zararın doğmadığını, kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kumsal niteliğindeki taşınmazın arsa olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, uygun emsalin incelenmediğini, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması olgusunun taşınmazın değerine olan olumlu ve olumsuz etkilerinin değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur....

      Kıyılarla sahil şeritlerinin kullanım amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir." hükmü yer aldığını, taşınmazın bulunduğu alanda Manavgat Irmağı kıyı kenar çizgisi uygulaması Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 1977 yılında yapılmış ve 31/08/1977 tarihinde kesinleştiğini, davalı taşınmazda yapılan kıyı kenar uygulamasının ve imar uygulamasının yasalar çerçevesinde yapıldığını, dava konusu taşınmazda 31/08/1977 tarihinde kıyı çalışması yapıldığını ancak günümüze kadar tapusunun iptal edilmediğini, Devletin hüküm ve tasarrufu altına alınarak kamunun kullanımına açılmadığını, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece Davanın KABULÜ ile, 1- 161.259,41 TL....

      Medeni Kanunun 641. maddesi hükmüne göre kıyılar Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdendir. Bu tür yerlerin zamanaşımı ve zilyedlikle kazanılması mümkün değildir. Kıyı denizin uzantısı (ve mütemmim cüzü) olduğuna göre böyle bir yer özel mülkiyet konusu yapılamaz. Bu itibarla öncelikle kıyı alanının, kıyı şeridinin yani denizin uzantısı sayılan ve halkın kullanımına açık olan, nitelik itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kıyı kenar çizgisi ile sınırlanan alanın tespiti gerekir. Kıyı kenar çizgisi; deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, kıyı çizgisinden sonraki ve kara yönünde su hareketlerinin oluşturduğu kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırını ifade eder. Kıyı kenar çizgisinden kıyı çizgisine kadar olan kısım özel mülkiyete konu olmayan kıyı alanını (kıyı şeridini) oluşturur....

        Ancak; Kadastro Müdürlüğünce taşınmazın tamamının kıyı kenarda kalması nedeniyle kıyıya terk edilmiş kadastro parseli olduğu görülmüştür. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin getirtilip incelenen 2003/431 E. - 682 K. sayılı dava dosyasında ise davacı adına tapuda kayıtlı ... köyü 502 parsel sayılı 85 m² yüzölçümlü taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı tesbit edildiğinden, kıyı vasfıyla tesbit dışı bırakılmasına ve davacı adına mevcut tapu kaydının iptaline karar verildiği, bu kararın Yargıtayca onanarak 30.12.2004 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Eldeki dava 25/09/2012 tarihinde açılmıştır. Tapu iptali tescil kararı 30.12.2004 tarihinde kesinleştiğine göre davanın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146. maddesinde belirtilen 10 yıllık dava, zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur....

          Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 5354 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kalması sebebiyle uğradığı zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalıdan işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile kıyıya terkinini talep etmiştir. II....

            Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/09/2014 tarihinde kesinleşen 2012/217 E. - 2012/263 K. sayılı kararıyla taşınmazın 184,24 m2'lik kısmının tapu kaydının kıyı kenar çizgisinde kaldığından iptal edildiği, 19/12/2008 tarihinde ise taşınmazın tapu kaydının tamamı yola terk edilmek üzere kamulaştırıldığından kapatıldığı, iş bu davayı davacının 20/01/2015 tarihinde, taşınmazın kıyı kenar çizgisine kalan 184,24 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ve bu kısım yönünden kamulaştırma bedelinin de alınamaması sebebiyle uğradığı zararın tazmini için açtığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ,ELATMANIN ÖNLENMESİ,YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 83 ada 56 parsel sayılı taşınmazın kısmen kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürüp, tapu iptali ve terkin, intifa hakkı sahibi davalı ... ile kayıt maliki olan diğer davalıların kıyıya vaki elatmalarının önlenmesi ile kıyıda kalan yapının yıkımı isteklerinde bulunmuştur. Davalılar .... ve ......,, davanın reddini savunmuşlar, diğer davalı ise bir savunma getirmemiştir. Davanın kabulüne dair verilen karar Dairece " 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen hükmü, 3. maddesi ile eklenen geçici 10. maddesi hükmü gözetildiğinde kadastro tespitinin kesinleştiği tarih olan 18.3.1947 tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 Sayılı Yasanın 12....

                (Muhalif) KARŞI OY Davacı ... ...si'nin açtığı dava ile, davalı adına tapuya kayıtlı taşınmazın bir bölümünün 3621 sayılı Kıyı Kanunu kapsamında kalan Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan kıyı alana tecavüzlü olduğu belirtilerek; bu bölümün davalı adına mevcut tapu kaydının iptali ile bu bölümün tapu sicilinden terkinine karar verilmesi istenilmiştir. Davalı taşınmazı tapu kaydına güvenerek 1969 yılında üçüncü kişiden satın aldığını; bedelinin ödenmeden taşınmazın tapu kaydının iptal edilmesinin mülkiyet hakkını koruyan TC....

                  CEVAP Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olması nedeniyle davacının tapunun iptali yönünden talepte bulunamayacağını, uzlaşmaya ilişkin başvuruda bulunmadığını, davanın görevsiz mahkemede açıldığını ve idari yargının görevli olduğunu, taşınmazın tapusu henüz iptal edilmediği için davacının zararının doğmamış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tamamının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine ve taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmının tapu kaydının iptali ile tapu sicilinden terkinine, kalan kısmının ise Hazine adına tesciline karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

                    UYAP Entegrasyonu