WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacıların kardeşi ve murisin mirasçısı ...’ya da aynı tarihli ve aynı parselde 38 kapı numarası ile tapu tahsis belgesinin verildiği Gülfe’nin buna dayalı olarak adına tapu kaydı oluşturduğu dosyadaki tapu kaydı ve tapu tahsis belgesinden saptanmıştır. Davalı ... vekili tarafından verilen 03.11.2009 tarihli cevap dilekçesinde ise, 266 sayılı parseldeki taşınmaz nedeniyle ... tarafından da tapu tahsis belgesinin alındığı Asım’ın halk arasındaki isminin Ümit olduğu ve kendisine ait tapu tahsis belgesinin bulunduğu açıklanmıştır. Gerek dava dilekçesi ve gerekse açıklanan davalının cevap dilekçesinin kapsamı ile dosya arasında bulunan ...’ya ait 266 sayılı parselde verilen 38/A kapı numaralı taşınmazla ilgili 07.05.1987 tarihli tapu tahsis belgesi söz konusu olduğundan ve davacı Ümit (Asım) en azından sözü edilen 38/A kapı numaralı tapu tahsis belgesine dayalı olarak dava açtığından dosyanın temyiz inceleme merci Yüksek Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait olmaktadır. Ne var ki 14....

    Tapu sicilindeki yanlışlıklardan kaynaklanan davalarda yasal hasım, kayıtları tutmakla görevli ve sorumlu tapu sicil müdürlükleridir. Bu nedenle dava doğrudan tapu sicil müdürlüğüne yöneltilmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.3.1999 tarihli ve 1999/14-165-149 sayılı kararı da bu yöndedir. Uygulamada davaların sıkça “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek açıldığı görülmektedir. Hazine vekili, 4353 sayılı kanunun 18.maddesine göre kanuni temsilci sıfatıyla idareyi temsil eder. Bu nedenle “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek dava açıldığında, davanın husumet yokluğundan reddi yerine dava dilekçesinin doğru hasım olan “Tapu Sicil Müdürlüğüne” tebliğinin sağlanması ve bundan sonra davaya devamla bir hüküm kurulması gerekir. Somut olayda, “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek dava açıldığı görülmüştür....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Talep, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Davacı; mirasbırakanlarının nüfus kütüğünde “... kızı ..., ... oğlu ..., ... oğlu ..., ... kızı ... ...” olarak kayıtlı oldukları halde 539 ada 23 ve 44 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında “... kızı ... ... , ... oğlu ... ... , ... oğlu ... ... ve ... kızı ... ...” yazıldığını ileri sürüp, tapu maliklerinin isim ve soyisimlerinin nüfus kayıtlarına göre düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur....

        Mahkemece; davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümünü kapsadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, davacı dayanağı tapu kaydı ile komşu parsellere uygulanan tapu kayıtları tesisinden itibaren dayanağı olan kayıt ve belgelerle getirtilmemiş ve keşif sırasında uygulanarak davacıların dayanağı tapu kaydının kapsamı yöntemince belirlenmemiş, dava konusu taşınmazın tespiti tapu kaydına dayalı olarak yapılmasına rağmen tespit sırasında uygulanan tapu kaydı tesisinden itibaren dayanağı olan kayıt ve belgelerle getirtilmemiş ve keşif sırasında uygulanmamıştır....

          çekişmeli taşınmazların tapu kaydı malikleri arasında haricen taksim edilip edilmediği, çekişmeli taşınmazların tamamının murise düşüp düşmediği hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, öncesi 13.01.1943 tarih 39 ve 13.01.1943 tarih 40 numaralı tapu kayıtları ile murise ait iken 14.05.1982 tarih 10 ve 11 numaralı tapu kayıtları ile Sabahattin ve Şuayip’e intikal eden tapu kayıtları kayden paya ilişkin olsa da tapu kayıtlarının zeminde taşınmazların tamamına ait olduğunun kabul edilmesi gereğine değinilmiştir....

            Köyü Nisan 1961 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydının tesisine esas Doğubayazıt Sulh Hukuk Mahkemesinin 1959/32 Karar sayılı dosyasının bulunamadığı anlaşılmış ve Tapu Sicil Müdürlüğüne yazılan yazıda tapu kaydının cilt ve sayfa numaraları belirtilmediğinden söz edilerek iade edilmiştir. Oysa, tapu kaydının cilt numarasının 39, sayfa numarasının ise 56 olduğu tapu kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Söz konusu mahkeme ilamı ile tescil krokisinin ... Köyü Nisan 1961 tarih 1 ve 2 sıra numaralı tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğü'nde bulunan tapu dosyalarında mevcut bulunması gerekir. Tapu Sicil Müdürlüğü'ne yeniden yazı yazılarak yukarıda sözü edilen cilt ve sahife numaraları da belirtilmek suretiyle ......

              in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.Davacılar, miras bırakanlarının kayden maliki olduğu 2484 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “Bekir Mirasçıları” olarak yazılı bulunan “Bekir” ile murisleri Bekir'in aynı kişi olduğunun tespiti ile tapu kaydının bu şekilde düzeltilmesini ve dava konusu taşınmazdaki elbirliği halindeki mülkiyetin paylı mülkiyete çevrilmesi isteğinde bulunmuşlar;yargılama sırasında verdikleri ıslah dilekçesinde ise dava konusu taşınmazı paylı mülkiyete çevirme taleplerini atiye bıraktıklarını diğer taleple ilgili olarak da dava konusu taşınmazın tapu kaydında “Bekir Mirasçıları” olarak geçen kaydın baba hanesine “..................” adı eklenerek tapu kaydının bu şekilde düzeltilmesini istemişlerdir.Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne,tapu kayıt maliki...

                uygulanan Mayıs 1969 tarih 59, Mayıs 1977 tarih 1 ve Nisan 1982 tarih 2 sıra nolu tapu kayıtlarının, 3307 ada 4 parsel sayılı taşınmaza kadastro sırasında uygulanan Haziran 1964 tarih 87 ve Ekim 1971 tarih 4 sıra numaralı tapu kayıtlarının, 3307 ada 5 parsele kadastro sırasında uygulanan Aralık 1978 tarih 2 sıra nolu tapu kaydının, 3307 ada 6 parsele kadastro sırasında uygulanan Ekim 1978 tarih 1 sıra nolu tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile birlikte (tapu kayıtlarının tapu kütüğünün sayfa fotokopisi olmayacak) Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek, dosya içine konulması; Ayrıca, dava dosyasının H.Y.U.Y.’nın 433/3. maddesi ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliğine uygun olarak tarih ve işlem sırasına göre düzenlenip, dizi pusulasına bağlandıktan sonra gönderilmesi gerekmektedir....

                  Tapu uygulamasına göre davalıların tutunduğu tapu kayıtları çekişmeli taşınmazlara ait olmakla birlikte kuzey hududunda okunan ve mevki ismi belirten "Keli" sınırı nedeniyle tapu kaydı gayri sabit sınırlı olup, miktarıyla geçerlidir. Ne var ki; mahkemece sözü edilen kayda miktarı ile kapsam tayin edilmediği gibi ... tutanaklarında tapu kayıt maliklerinden (Şubat 1326 tarih 231 sıra tapu kaydı maliki) ...’in 1939 yılında öldüğü belirtildiği halde tespit tarihi itibari ile tapu kaydının hukuki kıymetini yitirip yitirmediği araştırılmamış, miktar fazlası yönünden de zilyetlik yönünden yapılan yetersiz araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulmuştur....

                    Hal böyle olunca sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, davacı tarafın anılan parseller yönünden tutunduğu 15.09.1983 tarih ve 10, 11, 12 nolu tapu kayıtları tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli ve bundan sonra yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları ve teknik bilirkişinin katılımı ile dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmak suretiyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı ile zemine uygulanmalı, uygulamada tapu kaydının haritası yoksa tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri esas alınmalı, tapu kaydında tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde, bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı ve uzman bilirkişiye tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, böylece tapu kayıtlarının...

                      UYAP Entegrasyonu