Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içine getirtilen tapu kayıt örneklerine göre; davalıların miras bırakanı ... oğlu ... ile dava dışı İdris adına 20.12.1933 tarih 73 sayılı tapu kaydında 16 hisse itibariyle 1 hisse kayıtlıdır. Ayrıca 21.09.1976 tarih 85 sayılı tapu kaydında ise 15/32 hisse .... oğlu .... ve diğerleri adlarına eşit paylar ile kayıtlı olup bu tapu kaydında davalıların murisi ... oğlu ...'in 15/32 payın 1/3'ünde de hissesi olduğu sabittir. Davalıların murisi ... oğlu .... adına 21.09.1976 tarih 85 sayılı tapu kaydında 15/32 pay itibariyle 1/3 hissesi sonuç olarak 30.11.1988 tarih 33 sayılı tapu kaydına gitmiş; akabinde yapılan intikal ve satış işlemleri sonucunda 21.09.1976 tarih 85 sayılı tapu kaydından ... mirasçılarına gelen tüm paylar kayden satış yoluyla davacıya geçmiştir. Ne var ki; davalıların murisi ... oğlu ......

    Özellikle taşınmazlara doğudan komşu 7 sayılı parsele uygulanan tapu kaydı tesisinde 1.3.1957 tarih ve 12 sıra numaralı tapu ile Mübadeleye tabi Rumlardan kaldığından Hazine adına oluştuğu ve tesiste taşınmaz yönünü “...elindeki tarla” olarak okuduğu, bu tapu kaydının ifrazın sonucu oluşan tapu kayıtlarından Hazinenin açık artırma ile satışı suretiyle şahıslar adına tapu kaydı oluştuğu, komşu 7 parsele uygulanan bu tapudan ifrazen oluşan tapu kaydı bu kez taşınmazlar yönünü “Hazineye ait 10 parsel no müfrez arsa” okuduğu halde 1.3.1957 tarih ve 12 sıra numaralı tapu kaydının tüm gittileri ve haritası getirtilerek “10 nolu müfrez arsa” tespit edilmemiş, varsa tapu kaydı getirtilerek kimin uhdesinde olduğu araştırılmamış,kaydın kapsamı belirlenmemiştir....

      Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, davacının dayandığı cilt:5, no:4, haziran 1936 tarihli tapu kaydının revizyon gördüğü taşınmazın 13 ve 14 numaralı parseller olduğu belirtilmiş ise de, kadastro tutanaklarının tetkikinde ilgili tapu kaydının 14 numaralı parsele uygulandığı, 13 numaralı parselin belgesizden iktisap edildiği anlaşılmaktadır. Keza tapu kaydının şarken hark, ..., ..., ... ..., ...., ... ... ... okuduğu, ancak mahkemece yapılan keşifte hudutların tam olarak belirlenemediği, tapu kaydının sınırlarları itibariyle gayri sabit veya sabit hudutlu olup olmadığının anlaşılamadığı, dolayısıyla dava konusu taşınmazın davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı anlaşılamamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez....

        Bu durmda, tapu kadastro çalışmalarından kaynaklanan yazım hatası bulunmadığına göre Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesinin davada uygulama yeride bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, tapu kayıtlarındaki hatalı yazımın mahkeme kararından kaynaklanması, davacıların tapu kayıt maliki ...'nın mirasbırakanları ..., tapu kayıt malik ...'nın mirasbırakanları ... olduğunun tespitini talepler etmiş olmaları nedenleriyle, Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesinin davada uygulama yeri olmadığı gibi davacıların davadan önce tapu müdürlüğüne yaptıkları başvurununda reddedildiği gözetildiğinde, mahkeme kararının bozulması ve işin esası hakkında inceleme yapılması gerektiği görüşünde olduğumdan, çoğunluğun mahkeme kararının onanması yönündeki görüşüne katılamıyorum....

          Anılan maddede, "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Kanunun açık hükmü dikkate alındığında tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olmasıdır. (Yargıtay HGK'nun ... sayılı ilamları). Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir....

            Somut olayda davacı, murisine ait gayrimenkulün tapu kaydında malik isminin nüfus kaydına uygun olmadığını belirterek tapu kaydındaki ismin düzeltilmesini talep etmiştir. Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarında Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde belirtilen ve kütükte bulunması zorunlu olan kimlik bilgilerinden tapu malikinin adı ile soyadı, baba adındaki yanlışlıkların düzeltilmesi istenebilir. Çekişmesiz yargı işlerinin neler olduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/1 maddesinde belirtilmiştir. Ancak bu sayma sınırlı olmadığından yasa maddesinde sayılmayan fakat çekişmesiz yargı ölçütlerini taşıyan diğer işlerin de çekişmesiz yargı işi olarak kabulü gerekir. Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davasında, davacı taraf tapu kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesini talep etmekte olup bu tür davalarda hasım gösterilen Tapu Sicil Müdürlüğü (Hazine) ile aralarında bir uyuşmazlık yoktur....

              Somut olayda davacı, murisine ait gayrimenkulün tapu kaydında malik isminin nüfus kaydına uygun olmadığını belirterek tapu kaydındaki ismin düzeltilmesini talep etmiştir. Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarında Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde belirtilen ve kütükte bulunması zorunlu olan kimlik bilgilerinden tapu malikinin adı ile soyadı, baba adındaki yanlışlıkların düzeltilmesi istenebilir. Çekişmesiz yargı işlerinin neler olduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/1 maddesinde belirtilmiştir. Ancak bu sayma sınırlı olmadığından yasa maddesinde sayılmayan fakat çekişmesiz yargı ölçütlerini taşıyan diğer işlerin de çekişmesiz yargı işi olarak kabulü gerekir. Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davasında, davacı taraf tapu kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesini talep etmekte olup bu tür davalarda hasım gösterilen Tapu Sicil Müdürlüğü (Hazine) ile aralarında bir uyuşmazlık yoktur....

                Çekişme konusu taşınmazlar tapu kaydı ve harici taksim nedeniyle tespit ve tescil edilmişlerdir. Tespite esas tapu kayıtlarından Eylül 1980 tarih ve 9 sıra numaralı tapu kaydı 8428/153600 payın davacı adına muris ....'nin hibesinden tescil edilmiştir. Tapu kayıtları mülkiyet belgesi olup, tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsadığının saptanması halinde, zilyetliğe bakılmaksızın çekişmeli taşınmazın tapu kayıt maliki adına tescili gerekir. Ne var ki, mahkemece dosya arasına alınan tespite esas Eylül 1980 tarih ve 9 sıra numaralı tapu kaydı çekişme konusu taşınmazlara uygulanmamış, tespite esas diğer tapu kayıtları da hiç getirtilmemiştir. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için öncelikle tespite esas tapu kayıtları ile tüm komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve uzman bilirkişiler huzuruyla keşif icra edilmelidir....

                  Mahkemece; davacılar dayanağı olan tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsadığı, ancak tapu kaydında maliklerin paylarının belli olmadığı, tapu kayıt malikleri arasındaki ilişkinin iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğu ve tüm ortakların birlikte dava açması gerektiği; davacıların kendi başlarına dava açma yetkilerinin bulunmadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli olmadığı gibi değerlendirme de dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dosyada bulunan 12.03.1958 tarih 21 sıra numaralı tapu kaydının ...Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 29.07.1957 tarih ve 1957/202 sayılı kararı ile Haşim oğulları ..., ... ve ... adına oluştuğu ve tapu kayıt malikleri arasındaki ilişkinin müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Tapu kaydındaki pay oranlarının belirtilmemiş olması tapu malikleri arasındaki ilişkinin iştirak halinde mülkiyet olduğunu göstermez....

                    Sözü edilen tapu kaydının dayanağı tescil krokisinde kenar uzunlukları yazılı olup, buna göre krokinin uygulanması mümkün olduğu gibi, mahkemece yapılan kayıt uygulaması da yeterli değildir. Davacı dayanağı tapu kaydının doğu sınırında İbrahim Biter yazılı olduğu halde, eylemli olarak taşınmazın doğusunda yol bulunmaktadır. Tapu kaydının oluştuğu tarihte... sınırının neresi olduğu belirlenmeden tapu kaydına kapsam tayin edilmesine olanak bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu