Görülüyor ki; yapılan son yasal düzenlemeler yıllardır süregelen “tapu iptal davası” uygulamasını bir anda değiştirmiştir. Artık yönetmeliğin bu yeni maddesine göre, tapu kadastro komisyonlarınca verilen tapulara iptal davası açılmayacak ve bu tapulara değer verilecektir. Yeni düzenlemenin temelinde vatandaşların AİHM’den ve Yargıtay’dan tazminat talep etmeleri ve mülkiyet hakkı ihlali yapıldığı gerekçesi ile özellikle AİHM’nin devleti tazminat ödemeye mahkum etmesinin yattığı söylenebilir. Bu düzenlemelerle artık tapu iptal davaları açılmayacak ve araziler hakkında tazminat talebi istenmeyecek duruma gelmiştir. Sonuç itibariyle bu gelişmelerden sonra orman sınırları içinde kaldığı gerekçesi ile tapusu iptal edilen vatandaşlar, iç hukuk yollarında tazminat talep etmeye ve yapılan inceleme ve değerlendirmelerin sonrasında, uygun bulunması halinde de belli bir miktar tazminat almaya hak kazanmışlardır....
Görülüyor ki; yapılan son yasal düzenlemeler yıllardır süregelen “tapu iptal davası” uygulamasını bir anda değiştirmiştir. Artık yönetmeliğin bu yeni maddesine göre, tapu kadastro komisyonlarınca verilen tapulara iptal davası açılmayacak ve bu tapulara değer verilecektir. Yeni düzenlemenin temelinde vatandaşların AİHM’den ve Yargıtay’dan tazminat talep etmeleri ve mülkiyet hakkı ihlali yapıldığı gerekçesi ile özellikle AİHM’nin devleti tazminat ödemeye mahkum etmesinin yattığı söylenebilir. Bu düzenlemelerle artık tapu iptal davaları açılmayacak ve araziler hakkında tazminat talebi istenmeyecek duruma gelmiştir. Sonuç itibariyle bu gelişmelerden sonra orman sınırları içinde kaldığı gerekçesi ile tapusu iptal edilen vatandaşlar, iç hukuk yollarında tazminat talep etmeye ve yapılan inceleme ve değerlendirmelerin sonrasında, uygun bulunması halinde de belli bir miktar tazminat almaya hak kazanmışlardır....
-Dava, kooperatif ortaklığına bağlı tapu iptal ve tescil, mümkün olmazsa tazminat, manevi tazminat ve kira alacağı istemlerine ilişkindir. Yapı kooperatiflerinin amacı anasözleşmeye uygun olarak akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeleri halinde anasözleşmeye uygun oturmaya elverişli bir konut teslim etmektir. Kooperatife karşı parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortakların tapu iptali ve tescil isteme hakları bulunmamaktadır. Anasözleşme uyarınca akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortaklar ise kooperatiften ... uygulamaları doğrultusunda tazminat isteyebilirler. Somut olayda, davacının normal ödeme yapan bir ortağa göre ödemelerinin eksik olduğu, bu nedenle tapu iptali tescil talebinde bulunamayacağı açıktır. Bu durumda, aşağıda formüle edilen şekilde tazminat hesabı yapılarak sonuca gidilmelidir....
"İçtihat Metni" ... 5.Tüketici Mahkemesi KARAR Davacı, davalılardan ...’den satın almış olduğu bağımsız bölümün, adı geçen davalı tarafından kendisinden mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak diğer davalıya tapudan devredildiğini belirterek, öncelikle davalılardan ... adına kayıtlı olan taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescili, olmadığı takdirde ise tazminat istemiyle dava açmış olup, mahkemece muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle tapu iptal tescil talebinin reddine, tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş, hüküm, “muvazaa iddiasına dayalı tapu iptal tescil isteminin reddedilmiş olması” yönünden davacı tarafından da temyiz edilmiş olduğundan, kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.5.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.03.2002 ve 31.05.2002 gününde verilen dilekçeler ile tapu iptali tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın tapu iptal tescil istemi yönünden kabulüne dair verilen 06.08.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili Vardı vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, davacı tüketici harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalı tarafa yükletilmesine, 17.06.2010 tarihinde oybirliği...
Dava konusu edilen olayda taşınmazın tapu kaydının iptali nedeniyle eski malikince dava açılmış ise de; 26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkındaki Yasanın “2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar” başlıklı 7.maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerinde 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtlarının bedel alınmaksızın geçerli kabul edileceği ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmelerinin terkin edilerek tescillerinin aynen devam edeceği, bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılamayacağı açılan davalardan...
İdare Mahkemesinin 2003/1194 Esas sayılı ile dava açtığı, davasının süre aşımı yönünden red edildiği, davacının tapu tahsis belgesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil ve terditli olarak tazminat talebinde bulunduğu, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda mahalinde keşif yapılmış, bilirkişi raporu aldırılmış, tapu tahsis belgesinin iptal edilmesi karşısında davacının geçerli bir tapu tahsis belgesi olmadığından her iki talebi yönünden davanın reddine yönelik karar verildiği, verilen kararın davacı vekili tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2017/2127 esas ve 2020/8027 karar sayılı ilamında: ''Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir....
Somut olayda, tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesiyle bir zarar oluştuğu kabul edilebilirse de, 26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 19.04.2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Yasanın “2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtlarının bedel alınmaksızın geçerli kabul edileceği ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmelerinin terkin edilerek tescillerinin aynen devam edeceği, bu nitelikteki taşınmazlar...
Mahkemece, tapu iptal ve tescil davası reddedilmiş, tazminat talebi için ise bir davalı yönünden kabulüne karar verilmiş ve davalılar lehine 70.771,... TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. O halde, kabule göre, davası reddedilen tapu iptal ve tescil talebi, terditli talep olduğu halde, bu talep üzerinden davalılar lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir. ...)Bozma nedenlerine göre, davalı ... ve davacı vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....
Davaya konu Mersin ili, Mut İlçesi, Geçimli Mahallesi, 101 ada, 823 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tescil edilmiş iken Mut Orman İşletme Müdürlüğünce Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/167 E- 2013/363K sayılı dosyası ile açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği ve kararın 30/12/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla taşınmazın kadastro tespitinin yapılması ile buna göre tapu sicilinin oluşturulması ve tutulmasından doğan zararlardan TMK 1007 maddesi uyarınca devletin sorumluluğu bulunmaktadır....