İddianın içeriğinden ve ileriye sürülüş biçiminden davanın yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde TMK’nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteğine ilişkin olduğu ve bu tür bir davanın da genel mahkemelerde görüleceğinde kuşku yoktur. Ne varki, iptal tescil davalarının kayıt maliki aleyhine, TMK 1007. maddesi gereğince tapu sicilinden kaynaklı maddi hata nedeniyle uğranılan zararın tazminine yönelik davaların da hazineye karşı açılması gerekmekte olup eldeki davada ise husumet Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilmiştir. Bu durumda, davada hem tapu iptali ve tescil hem de terditli olarak talep edilen tazminat istekleri bakımından dava doğru hasıma yöneltilmediğinden davanın dinlenmesine olanak bulunmamaktadır. Davanın reddedilmesi bu gerekçe ve sonucu itibariyle doğrudur. Davacının temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.50....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkin olup, mahkemece, tazminat isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı, çekişme konusu 376 parsel sayılı taşınmazdaki satış yoluyla edindiği payının, tarafı olmadığı kadastro tespitine itiraz davası sonucu kadastro mahkemesince verilen ve kesinleşen ilama istinaden iptal edilerek bir kısım davalılar adına sicil kaydının oluşturulduğunu, bu şekilde hakkının yok edildiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğinde bulunmuştur. Davalı İdare, davanın reddini savunmuş, diğer davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir. Somut olayda; kesinleşmemiş kadastro komisyon kararına dayalı olarak ve tapu kaydına davalı olduğuna ilişkin her hangi bir şerh konulmaksızın dava konusu 376 parsel sayılı 31700 m²'lik taşınmazın 12.11.1976 tarihinde 1/2 payının ..., 1/2 payının... adına tescil edildiği; 1/2 pay sahibi ...'...
Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....
Bu durumda, açılan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2. birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtildiği üzere; “İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları” ve “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında, idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin 25.02.2019 tarihli ve 2018/820 Esas, 2019/117 Karar ve 28.05.2020 tarihli ve 2020/56 Esas, 2020/309 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır. Buna göre; davacının, ilk talebi olan tapu iptal ve tescil talebi bakımından dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın tapu iptal ve tescil talebi hiç yokmuş gibi tazminat talebi ile ilgili karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil-tazminat istekli dava sonunda yerel mahkemece asıl davada davacı Kartal Tapu Müdürlüğünün davasının aktif taraf ehliyeti yokluğundan reddine; birleştirilen davada, davacı ...’ün iptal tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin birleştirilen davada davalılar Tapu Müdürlüğü, ... ve ... yönünden kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl davada davacı /birleştirilen davada davalı Tapu Müdürlüğü tarafından duruşma istekli ve feri müdahil ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.09.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Sema Selçuk geldi, temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi,...
Davacı tarafından bilirkişi raporu ile taşınmaz bedeli belirlendikten sonra tazminat isteği arttırılmamış, bu yönde ıslah dilekçesi verilmemiştir. Yapılan yargılama sonucunda Mahkeme, 14.1.2015 tarihli kararın gerekçesinde 8.6.2012 tarihli ön inceleme duruşma tutanağına atıf yapılarak davanın yalnız tazminat bakımından görüldüğüne işaret edip, tapu iptal- tescil isteğinin neden reddedildiğini belirterek 10.000TL tazminat talebini kabul etmiş, dahili davalı bakımından davayı husumet yokluğundan reddetmiştir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesi (kapatılan)18.4.2018 t, 2015/5995E- 2018/2864K sayılı ilamı ile özetle “ mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’i talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz amir hükmü gereği. Tapu iptali ve tescil isteminin red nedenlerinin gerekçeli kararda belirtilmesi ve daha sonra diğer terditli istem konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gereklidir....
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; katıldığı ihale neticesinde üç adet taşınmaz satın aldığını, ihalenin Danıştay kararıyla iptal edildiğini, daha sonra davalı idare tarafından her bir parsel için tapu iptal ve tescil davaları açıldığını ve davaların kabul edilerek kesinleştiğini, taşınmazları satın almak için ödediği bedellerin iade edildiğini ancak zararının taşınmazların tapu iptal ve tescil kararların kesinleştiği tarihteki gerçek değeri kadar olduğunu...
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; katıldığı ihale neticesinde üç adet taşınmaz satın aldığını, ihalenin Danıştay kararıyla iptal edildiğini, daha sonra davalı idare tarafından her bir parsel için tapu iptal ve tescil davaları açıldığını ve davaların kabul edilerek kesinleştiğini, taşınmazları satın almak için ödediği bedellerin iade edildiğini ancak zararının taşınmazların tapu iptal ve tescil kararların kesinleştiği tarihteki gerçek değeri kadar olduğunu...
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; katıldığı ihale neticesinde üç adet taşınmaz satın aldığını, ihalenin Danıştay kararıyla iptal edildiğini, daha sonra davalı idare tarafından her bir parsel için tapu iptal ve tescil davaları açıldığını ve davaların kabul edilerek kesinleştiğini, taşınmazları satın almak için ödediği bedellerin iade edildiğini ancak zararının taşınmazların tapu iptal ve tescil kararların kesinleştiği tarihteki gerçek değeri kadar olduğunu...