sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemeyeceği ve o yerin mülkiyetinin tapu sahiplerine intikal etmeyeceği, 1744 Sayılı Yasanın 2/6 maddesi gereğince çıkartılan ve 22 Temmuz 1974 tarihli Resmi Gazete Yayınlanarak yürürlüğe giren "Orman Sınırları Dışına Çıkartılacak Yerler Hakkında Tüzüğün"ün 34. maddesinin "Orman Kadastro ekipleri; düzenleyecekleri tutanaklarda orman sayılmaması gerektiği ve tapulu bulunduğu halde, orman sınırları içine alınmış ve sahibi tarafından itiraz edilmediği için orman sayılan yer haline dönüşmüş ve fakat 6831 Sayılı Orman Yasasının değişik 2. maddesine göre orman sınırı dışına çıkarılması gerekli olan yerleri, tapu sahibi kimliğini, tapunun tarih ve numarasını yazmak suretiyle ayrı bir madde halinde belirler....
Bu nedenlerle; mahkemenin, 2. madde çalışmalarının kesinleştiği ve hakdüşürücü sürenin gerçekleşmesi nedeniyle davacıların orman kadastrosunu iptal ettirme imkanlarının bulunmadığı, 2/B madde uygulamasına konu olsa bile bir yerin orman sınırı dışına çıkarılması için de yönetimi zorlayıcı dava açma hakkının bulunmadığı yönündeki her iki gerekçesi de doğrudur. Bundan ayrı olarak davacı taraf taşınmazın tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürmüşse de dava konusu taşınmaz, 1941 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kaydı yasal değerini yitirmiştir. Kamu malı olan orman niteliğindeki taşınmazlar hakkında, özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümleri uygulanamaz....
Taşınmazın öncesinin orman sayılan yer olması ve 1744 Sayılı Yasanın 2/1. maddesi gereğince 15.10.1961 tarihinden önce nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yer orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemez ve o yerin mülkiyeti tapu sahiplerine intikal etmez.Davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenle yerinde değildir. Davalı tarafın temyiz itirazlarına gelince; aynı gün dairede temyiz incelemesi yapılan ve seri dosya niteliğinde bulunan dosyalarda davanın önemi ve değeri, vekilin sarf ettiği emek ve mesai dikkate alındığında mahkemece davalı vekilleri lehine, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 31. maddesi hükümleri gözönönünde bulundurularak vekalet ücreti takdir edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
Taşınmazın öncesinin orman sayılan yer olması ve 1744 Sayılı Yasanın 2/1. maddesi gereğince 15.10.1961 tarihinden önce nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yer orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemez ve o yerin mülkiyeti tapu sahiplerine intikal etmez.Davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenle yerinde değildir. Davalı tarafın temyiz itirazlarına gelince; aynı gün dairede temyiz incelemesi yapılan ve seri dosya niteliğinde bulunan dosyalarda davanın önemi ve değeri, vekilin sarf ettiği emek ve mesai dikkate alındığında mahkemece davalı vekilleri lehine, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 31. maddesi hükümleri gözönönünde bulundurularak vekalet ücreti takdir edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
Bu nedenlerle; mahkemenin, 2. madde çalışmalarının kesinleştiği ve hakdüşürücü sürenin gerçekleşmesi nedeniyle davacıların orman kadastrosunu iptal ettirme imkanlarının bulunmadığı, 2/B madde uygulamasına konu olsa bile bir yerin orman sınırı dışına çıkarılması için de yönetimi zorlayıcı dava açma hakkının bulunmadığı yönündeki her iki gerekçesi de doğrudur. Bundan ayrı olarak davacı taraf taşınmazın tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürmüşse de dava konusu taşınmaz, 1941 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kaydı yasal değerini yitirmiştir. Kamu malı olan orman niteliğindeki taşınmazlar hakkında, özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümleri uygulanamaz....
Bu nedenlerle; mahkemenin, 2. madde çalışmalarının kesinleştiği ve hakdüşürücü sürenin gerçekleşmesi nedeniyle davacıların orman kadastrosunu iptal ettirme imkanlarının bulunmadığı, 2/B madde uygulamasına konu olsa bile bir yerin orman sınırı dışına çıkarılması için de yönetimi zorlayıcı dava açma hakkının bulunmadığı yönündeki her iki gerekçesi de doğrudur. Bundan ayrı olarak davacı taraf taşınmazın tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürmüşse de dava konusu taşınmaz, 1941 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kaydı yasal değerini yitirmiştir. Kamu malı olan orman niteliğindeki taşınmazlar hakkında, özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümleri uygulanamaz....
Taşınmazın öncesinin orman sayılan yer olması ve 1744 Sayılı Yasanın 2/1. maddesi gereğince 15.10.1961 tarihinden önce nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yer orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemez ve o yerin mülkiyeti tapu sahiplerine intikal etmez.Davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenle yerinde değildir. Davalı tarafın temyiz itirazlarına gelince; aynı gün dairede temyiz incelemesi yapılan ve seri dosya niteliğinde bulunan dosyalarda davanın önemi ve değeri, vekilin sarf ettiği emek ve mesai dikkate alındığında mahkemece davalı vekilleri lehine, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 31. maddesi hükümleri gözönönünde bulundurularak vekalet ücreti takdir edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
Bu nedenlerle; mahkemenin, 2. madde çalışmalarının kesinleştiği ve hakdüşürücü sürenin gerçekleşmesi nedeniyle davacıların orman kadastrosunu iptal ettirme imkanlarının bulunmadığı, 2/B madde uygulamasına konu olsa bile bir yerin orman sınırı dışına çıkarılması için de yönetimi zorlayıcı dava açma hakkının bulunmadığı yönündeki her iki gerekçesi de doğrudur. Bundan ayrı olarak davacı taraf taşınmazın tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürmüşse de dava konusu taşınmaz, 1941 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kaydı yasal değerini yitirmiştir. Kamu malı olan orman niteliğindeki taşınmazlar hakkında, özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümleri uygulanamaz....
madde uygulaması bağlamında kadastral çalışmalar yapıldığını, bu çalışmalar sonucunda 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman vasfında olmadığı, orman vasfını kaybettiği, 2B madde uygulamasına konu yapılabileceğinin tespit edildiğini, ancak 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki P.I. ile gösterilen kısmın 2B madde uygulamasına konu yapılamayacağını, çünkü bu alanın halen orman vasfını haiz olduğunu, 1956, 1957, 1986 ve 2005 tarihli memleket haritalarına göre belirtilen alanda meşe baltalığının gözüktüğünü, uydu görüntülerinde hiçbir kullanımın olmadığının açıkça belli olduğunu, davaya konu yapılan bu alanın 2B parselinden çıkarılarak orman olarak bırakılması gerektiğini, beyanla, 62 nolu orman kadastro komisyon başkanlığı tarafından Şırnak ili, Güçlükonak ilçesi, Çevrimli köyünde kain 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki P.I. ile gösterilen kısmın orman vasfını haiz olmadığından bahisle 2B çalışmasına konu yapılabileceğine dair yapılan tespite itirazlarının kabulünü, bu kısmın orman vasfı...
dava açılmadığı, kesinleşen orman sınırları içinde kalan eski tapu kayıtları yasal değerini yitireceğinden, böyle bir yer makiye ayrılmış olsa bile o yere ait eski tapu kayıtlarına değer verilemeyeceği, kamu malı niteliğindeki ormanların özel şahıslar adına tescil edilmesinin yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı (H.G.K.'...