Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anılan karar davacı ve davalılardan Şevkiye tarafından istinaf edilmiş, dairemizce 23/06/2020 tarih, 2020/202- 637 esas karar sayılı ilam ile, " davacının ön alım hakkına ilişkin talebi açıklatılarak, eğer ön alım hakkına dayalı olarak da tapu iptal tescil talebi varsa bu davaya bakmakta görevli olması nedeniyle işin esasının incelenmesi, TMK'nun 194 ve 223/2 maddelerine dayalı olarak intifa hakkının ve tapu kaydının iptaline ilişkin talepleri yönünden ise tefrik kararı verilerek, dava dilekçesinin mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddi ile dosyanın görevli Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır." gerekçesi ile mahkeme kararının sair yönler incelenmeksizin kaldırılmasına karar verilmiştir....

Ancak; 1)Dava konusu taşınmazın tapu kaydında davalılardan ... hissesinde dava dışı ... lehine intifa hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır.Bu nedenle, tapu kaydında lehine intifa hakkı bulunan ...'i davaya dahil etmesi için davacı idareye süre verilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra, taşınmaz bedelinin intifa hakkı sona erinceye kadar bir milli bankaya çıplak mülkiyet sahibi davalı adına yatırılarak bu bedelin nemalarından intifa hakkı sahibinin yararlanmasına, intifa hakkı sona erdiğinde davalı tapu malikine ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2) Tapu kaydındaki haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru görülmemiştir.Bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 22/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyada mevcut 20.06.2013 tarih ve 25766 yevmiye numaralı tescil istem belgesinde yer alan "72.000,00 TL bedelle intifa hakkının tamamından çıplak mülkiyet malikleri lehine terkini talep ederim." ibaresinin intifa hakkının 72.000,00 TL bedelle terkin edildiğinin açık göstergesi olduğunu, dava konusu intifa hakkının bedelsiz olarak terkin edilmesi söz konusu olmamasına rağmen Mahkemenin Yargıtay bozma kararına karşı direnmek yerine, bozma kararından bağımsız bir gerekçe ile intifa iade talebinin reddine karar vermesinde hukuka uyarlık bulunmadığını ve ayrıca söz konusu tescil istem belgesinde kalan süreye ilişkin bedelin alındığı yönünde bir ibare de bulunmadığını, terkin senedinde yer alan bedelin intifa tesis bedeli olmayıp terkine esas bedel olduğunu ve söz konusu bedelin intifa tesisi bedeli olarak kabulü için ibarenin "72.000 TL bedelli intifa hakkının tamamından" şeklinde olması gerektiğini, ancak terkin senedinde açıkça "...

      a intifa hakkı yerine 500/1600 hisse için mülkiyet hakkı tescil edldiğinin anlaşıldığını , bu sebeplerle Büyküçekmece 19 pafta 1025 parseldeki gayrimenkulun 500/1600 hissesi ile ilgili olarak tapu kaydının dayanak veraset ilamı doğrultusunda düzeltilmesine karar verilmesine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesini talep ve dava etmiştir....

      Bölge Tapu Sicil Müdürlüğünün … no'lu sayfadaki … ada, … parselde kayıtlı gayrimenkul üzerinde 33 yıl süre ile davacı lehine "Bağımsız ve sürekli üst hakkı" tesis edilerek, tapu sicilinde taşınmaz olarak tescil edildiği ve tapu senedinin düzenlendiği, üst hakkı tesisine ilişkin resmi senet tanzim edilip, herbir dönem için ayrı ayrı üst hakkı bedeli taksit tutarları belirlenerek ödeme planına bağlandığı anlaşılmıştır....

        Bu kapsamda davacının dayandığı intifa hakkına ilişkin düzenlemeler değerlendirilecek olursa: Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir (TMK m.795). İntifa hakkı, bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK m.796)....

        Ancak; Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; Tapu kaydında göre, dava konusu taşınmazın ½ hissesi üzerinde dava dışı ... oğlu ..., ½ hissesi üzerinde dava dışı ... kızı ... lehine intifa hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle; tapu kaydında lehine intifa hakkı bulunan ... oğlu ... ve ... kızı ...’ı davaya dahil etmesi için davacı idareye süre verilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra, taşınmaz bedelinin intifa hakkı sona erinceye kadar milli bir bankaya çıplak mülkiyet sahibi davalı adına yatırılarak bu bedelin nemalarından intifa hakkı sahiplerinin yararlanmasına, intifa hakkı sona erdiğinde davalı tapu malikine ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmediği, Anlaşıldığından; Kapatılan 18....

          Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. 1)Dava konusu taşınmazın tapu kaydında davalılardan ...’a ait hissede dava dışı ...oğlu ... lehine intifa hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, tapu kaydında lehine intifa hakkı bulunan ... oğlu...'...

            İntifa hakkı 01.01.2002 tarihinden sonra kurulmuş ise, 4721 sayılı TMK'nın 700. maddesi uyarınca "Bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa; satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı, buna ilişkin paya düşecek bedel üzerinde devam eder." hükmü haizdir....

            Taşınmazların tapu kayıtları üzerinde yapılan incelemede, dava konusu taşınmazlardan 1146 ada 134 parselin avlulu kargir ev, 135 parselin ise arsa vasfı ile Emin oğlu İbrahim AKKURT adına tescil gördüğü ve askı ilan süresinin sonunda kadastro tespitinin 13/08/1952 tarihinde kesinleşmesiyle tapu maliki olduğu, üzerlerinde Yenicuma Cami ve Hatibi lehine Trabzon Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1953/525 Esas ve 1954/3 karar sayılı kararı gereğince 05/02/1954 tarihinde tescil edilmiş sükna hakkı bulunduğu, bu hakkın tescilinden sonra 14/03/1976 tarihinde İbrahim Akkurt tarafından kızı olan davacıya satıldığı ve taşınmazların halen davacı üzerine kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Mülga Medeni Kanunun 748- 750. maddeleri ile düzenlenen sükna hakkı, yasal tarifiyle bir evde oturmak yahut onun bir kısmını işgal etmek hakkıdır. Bir tür irtifak hakkı olan sükna hakkı irtifak haklarının, intifa hakkı kolunda yer alıp şahsi irtifak haklarındandır....

            UYAP Entegrasyonu