"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT (TAPU SİCİLLERİNİN TUTULMASI KAYNAKLI) Dava, tapu sicilinin usulüne uygun tutulmaması nedeniyle doğan zararın giderilmesine yönelik olarak açılan tazminat davası (TMK.md.1007) niteliğinde olmakla, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 24.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yasa’nın genel gerekçesinde de, paralel hükümler olmakla birlikte, özellikle 12/3. maddesinin gerekçesinden tapulama/kadastro yoluyla oluşan sicillerin sık sık bozulmaması, tapu sicilinde sürekli bir düzen sağlamak amacıyla, kayıtlara karşı açılacak davaların hak düşürücü süreyle sınırlandırılmış olduğu, bu sürelerin kamu düzeni düşüncesiyle kabul edildiği, anlaşılmıştır. Buradan amaçlananın tapu sicillerinin sağlıklı olması, sık sık değişmesinin engellenmesi ve özellikle kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak sicillerin devamlılığının sağlanmasıdır. (Süleyman Sapanoğlu, tapu iptal ve Tescil Davaları, 2010 baskı, 2. cilt, sh. 1510) . Burada kastedilenin tapu sicillerinin değiştirilmesini öngören tüm davalar olduğu, bunlardan kadastrodan önceki nedene dayalı olanların hak düşürücü süreye tabi olup, kadastrodan sonraki nedenlere dayalı olarak açılan davalarda ise, 3402 Sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde yazılı bulunan 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmadığı anlaşılmaktadır....
Gerçekten de, Anayasanın 40 ncı maddesinin 3. fıkrasında “kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da kanuna göre Devletçe tazmin edilir.” hükmü öngörülmüş, keza Anayasanın 129 ncu maddesinin 5. fıkrasında “memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği” açıklanmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Knunu'nun(TMK) 1007. maddesi bu bağlamda yorumlandığında, tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan Devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği anlaşılmaktadır. Devletin sorumluluğunda, tapu sicilinin tutulması sırasında sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de, eylem ya da işlemin kusura dayanması gerekmez. Zira, Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davacı kuruma ait 3 parsel sayılı taşınmazın 5335 Sayılı Yasa ile TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğüne Ait Taşınmazların Satışı ve Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümleri uyarınca 12.04.2007 tarihinde davalıya ihale edildiğini, ancak dava dışı ......
Hemen belirtilmelidir ki, tapu sicillerinin tutulması bir takım prensiplere bağlı olup; bunlardan ilki tescil, ikincisi sicilin güvenilirliği ( aleniliği ), diğeri Hazine'nin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise; geçerli bir hukuki sebebin bulunması, bir başka ifadeyle, illetten mücerret olmamasıdır. Oluşan bir sicil kaydının korunabilmesi bakımından, illetini teşkil eden geçerli bir sebebin olması zorunludur. O halde, M.. S.. ve ... Tekstil ... Yağ Tarım San.Tic.AŞ. adına oluşan sicilin hukuki mesnedi, ihaledir. O halde, ihalenin iptali ile sicilin hukuki dayanaktan yoksun kalacağı ve Türk Medeni Kanunu'nun 1025.maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği sabittir....
Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın husumet yokluğunda reddi gerektiğini, dava konusu tazminata ilişkin iddialar tapu sicillerinin yanlış tutulmasından kaynaklı olup husumetin tapu kadastro müdürlüğü yerine hazineye yönetilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, tapu ve tapu sicillerinden kaynaklı davalarının tamamında husumet, tapu ve kadastro müdürlüklerine yönetilmesi gerektiğini, dava konusu taleplerinin idare mahkemelerine başvurulması gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kabulü ile, davacının dava konusu taşınmazları tapuda satın aldığı bedel ve tarih dikkate alındığında (3.300,78.-TL bedelden) fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 100....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1027 KARAR NO : 2022/189 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MAHKEMESİ TARİHİ : 19/02/2020 NUMARASI : 2016/557 2020/129 DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : Şile Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/557 Esas ve 2020/129 Karar sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla tüm dosya incelendi....
bilgileri olmaması nedeniyle eski kayıtların uygulanamadığını ve taşınmazların bu nedenle tescil harici bırakıldığını, yapılan işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık olmadığını, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğuna dair Medeni Kanunun 1007. maddesinin uygulanmasında haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler kusur dışında kıyasen uygulanacağını, devletin sorumluluğu için aranacak koşullar özetle, ortada tapu sicillerinin tutulmasından ötürü bir zararın olması, zararla tapu sicilinin tutulması arasında bir nedensellik bağının bulunması ve zararın tapu sicilinin hukuka aykırı biçimde tutulmasından doğması olduğunu, tapu sicilinin tutulmasında hukuka aykırılık yoksa Devletin sorumluluğunun da söz konusu olmayacağını, kadastro çalışmaları ve faaliyetleri sırasındaki işlemler tapu sicili tutma kavramı içerisinde değerlendirilemeyeceğini, gerek dava konusu taşınmazların kadastro çalışmalarında tescil harici olarak tespit görmesi, gerekse idarece yapılan...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1455 KARAR NO : 2022/1997 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/03/2021 NUMARASI : 2019/234 ESAS, 2021/143 KARAR DAVA KONUSU : Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen Tazminat KARAR : Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda numarası yazılı dava dosyasının istinaf incelemesi sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Yalova ili, Merkez ilçesi, Safran Köyü, 121 ada 105 sayılı parselin maliki iken Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/355 esas sayılı dosyasında verilen karar ile eylemli orman olduğu gerekçesiyle toplam 12.169,02 m2 ye ilişkin tapusu iptal edilerek hazine adına tesciline karar verildiği, Yalova 1.AHM nin 2017/355 esas sayılı dosyasında verilen kararın 18/03/2019 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmaz müvekkiline ait iken Yalova 1....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Tazminat talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince uyuşmazlık hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmuştur. Kararı davalı T7 Başkanlığı vekili istinaf etmiştir. Davalı T7 Başkanlığı vekili yargılama giderlerinden sorumlu olmadıklarına ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde; Davacı vekili, davacının kendisine ait olan Adana ili Seyhan ilçesi Kabasakal Köyü 250 parseldeki taşınmazı 17/06/1997 tarihinde edinmiş olduğunu, ilgili taşınmazın iş bu tarihte T7 bağlı olup ilçe belediyesince imar uygulamasına maruz kaldığını, T5 tarafından Adana 1....