Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dolayısıyla, tapu kaydına dayanak kadastro tutanağında yazılı olmayan doğum tarihinin, tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan bilgilerden olması nedeniyle, tapu kaydında doğum tarihi düzeltilmesi mümkün değil ise de; ortaya çıkan tereddütü ortadan kaldırmak üzere bu gibi durumlarda, tapu malikinin, davacı ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilebileceği nazara alınarak, “tapu malikinin davacı ile aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi” şeklinde bir hüküm kurulması gerekir. Bu şekilde bir tespit hükmünün usul ekonomisine de uygun düşeceği tartışmasızdır. Hal böyle olunca, doğum tarihi düzeltilmesi talebi ile ilgili olarak istemin yazılı şekilde kabulü de doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ile hükmün BOZULMASINA, 29.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Bu nedenle de mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde aşağıdaki yöntem izlenerek saptanmalıdır. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır....

      Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakan ...’ın 193 ada 9 parsel sayılı taşınmazın kayıt maliki olduğunu ileri sürerek, murisi ile tapu kaydı malikinin aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, 4. Hukuk Dairesince; “davacının istemi tapu kayıt maliki ile murisinin aynı kişiler olduğunun tespiti olduğuna göre, davacı, murisi olduğunu iddia ettiği kişiye ait veraset belgesini ibraz etmek durumundadır. Dosya arasında, davacının tapu kayıt maliki ve murisi olduğunu iddia ettiği kişi ile arasında mirasçılık durumunu gösterir veraset belgesi bulunmadığı gibi, davacı ...’nın muris ile soy bağını gösteren nüfus kayıtları da getirtilmemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU MALİKİNİN TESPİTİ Taraflar arasında görülen tespit davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, kayıt maliki ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanı ... oğlu ...'nın 1890 yılında soyadı kanunundan önce öldüğünü, ölümünden sonra 1950 yılında ... Asliye Hukuk Mahkemesine veraset ilamı almak için başvurulduğunu ve ... oğlu ...'...

            Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; tapu kütüğüne malikin adı, soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası dışındaki nüfus bilgilerinin ilavesi veya düzeltilmesi mümkün değil ise de idari yoldan tapu kaydında tasarrufta bulunulamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacı ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Mahkemece, Dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemeler yapılarak, tapu kayıt maliki "......

              Dava, tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki 20/60 hisse maliki "... oğlu ..." ile ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1997/354 esas, 1999/471 karar sayılı kök veraset ilamındaki 3. grup olarak adı geçen" ... oğlu ..."'in aynı kişiler olduğunun tespitini talep etmiştir. İncelenen dosya kapsamına göre; dava konusu taşınmazın 21/06/1994 tarihinde hükmen tescil edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan inceleme davanın kabulü için yeterli değildir. Hükmen tescil edilen bu kaydın davacıların murisi "... oğlu ..."e ait olduğunu kabulü için öncelikle tescile esas karar ile tüm evrakların celp edilip incelenmesi gerekir. Mahallinde keşif yapılarak tanıklar dinlenmeli, davacıların murisi ile tapu malikleri arasındaki bağlantı hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....

                Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Somut olayda ise ıslah dilekçesi ile dava tapu kayıt maliki ile murisin aynı kişi olduğunun tespiti davasına dönüştürülmüş, mahkemece davanın kabulü ile, tapu kayıt malikinin muris Hüseyin oğlu Mustafa olduğunun tespitine karar verilmiştir. Tapu Müdürlüğünün yasal hasım olarak yer aldığı bu davalarda mahkemece resen araştırma ilkesi geçerli ise de mahkemece toplanan deliller karşısında davanın haklılığı ispat edilememiş ve davacı tarafça ispata yeterli delil sunulmamış ise davanın reddi gerekir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, davacının murisi ile tapu kayıt malikinin aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. Mahkemece de bu yönde değerlendirme yapılarak hüküm kurulmuş olup, davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarihli ve 1 sayılı Kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 4.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 4.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 01.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, tapu kayıt malikinin muris ile aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 01.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu