Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesince: “…davanın TMK’nın 713/2 nci maddesinde açıklanan kayıt malikinin tapu kütüğünde kim olduğunun anlaşılamaması sebebine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, davacı tarafından daha önce kayıt malikinin murisi olduğu iddiasıyla açtığı isim tashihi davasının ispat edilemediğinden reddedilmesi kararından hareketle, kayıt malikinin bilinen kişi olduğunun kabul edilmesinin doğru olmadığı, bu tür davalarda, gerek tapu sicilinin doğru tutulmasından doğan sorumluluk gerekse son mirasçı sıfatıyla TMK'nın 501 inci maddesi uyarınca Hazinenin davalı olarak gösterilmesinin zorunlu olduğu, mahkemenin husumet yokluğundan davanın reddine karar vermesinin doğru olmadığı, mahkemece davanın niteliği göz önünde bulundurularak, dava konusu taşınmazın ilk oluştuğu tarihten itibaren tapu kayıtları, kadastro tutanağının tüm dayanaklarıyla birlikte getirtilmesi, tarafların delillerinin toplanması, kayıt malikinin kanun anlamında bilinen kişi olup olmadığının belirlenmesi...

    Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de, idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda, tapu malikinin davacının murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki, Soyadı Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce ölen kişiler soyadı alamayacaklarından, bunlar yönünden asıl olan nüfus kayıtlarına göre tapu kayıtlarının düzeltilmesi ise de bu kişilerin tapuda mirasçılarının adlarına intikal yaptırabilmesi açısından tapu kaydında adı geçenlerle aynı kişi olduğunun tespitinin istenilmesinde hukuki yarar bulunduğu kabul edilmelidir. Hâl böyle olunca mevcut duruma göre tapu maliki olarak görünen ‘... Karısı ...’nin ölüm tarihinin 1921 yılı olduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır....

      Somut olayda davacı, mirasbırakanı Hasan İbriç oğlu Ali'nin tapu kaydında belirtilen Ali ile aynı kişi olduğunun tespitini talep etmiştir. Mahkemece, usulünce yapılan inceleme ve araştırma sonucunda; kolluk araştırması, keşif, tanık beyanları, mahalli bilirkişi beyanları ile tapu kaydında Sarı Hasan oğlu Ali olarak belirtilen kişi ile davacının murisi Hasan ve Arzu oğlu Ali'nin aynı kişi olduğunun anlaşıldığı kadastro tutanağında ismi geçen kişiler ile murisin mirasçılarının aynı kişiler olduğu hususları göz önünde bulundurularak ilk derece mahkemesince yazılı şekilde kabul kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak mahkemece verilen hükümde " Davanın KABULÜ ile, Antalya İli Serik İlçesi Yukarı Kocayatak Mahallesi'nde bulunan 237 ve 238 nolu parselde hak sahibi olan ölü Ali mirascıları (Sarı Hasan oğlunun) davacının murisi Hasan ve Arzu oğlu 01/07/1836 doğumlu T.C....

      İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Turhal Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/1104 esas, 2022/472 karar sayılı kararında:"Davacı vekili dava dilekçesi ile dava konusu yerlerin tapu malik bilgilerinin hatalı olarak Havva Mirasçıları olarak yazıldığını, tapu malik bilgilerinin Havva Aydın olarak düzeltilmesini talep ettiği görülmüş olup; dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının tapu müdürlüğünden celp edilerek incelenmesinde, tapu maliki olarak Havva Mirasçıları yazdığının göründüğü, davacının tapu malikinin mirasçısı olduğuna ilişkin veraset ilamının dosya arasına sunulduğu; taşınmazın bulunduğu yerde kayıt maliki Havva Mirasçıları isimli başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığının, taşınmazın çevrede kimin adına kayıtlı olarak bilindiği ile kimin kullanımında olduğunun araştırılması için mahkememizce kolluğa yazılan yazıya verilen cevap ile, bahsi geçen taşınmazların kimin adına kayıtlı olduğunun veya kimin kullanımında olduğunun tespit edilemediğinin bildirildiği; mahkememizce...

      Öncelikle belirtmek gerekir ki, tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi için açılan davalardaki amaç, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun hâle getirilmesi olduğundan, bu yöndeki istemler kendi içinde tapu kayıt maliki ile davacı ya da murisinin aynı kişi olduğunun tespiti istemini de taşımaktadır. Bilindiği üzere, taşınmazların kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı, cinsiyeti, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1027. maddesine göre ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, Tapu Sicili Tüzüğü kuralları uyarınca resen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazım hataları) dışında, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararı ile düzeltebilir....

      Mahkemece, Soyadı Kanunu yürürlüğe girmeden önce ölenlerin soyadı almalarının ve tapu kaydına soyadı yazılması isteği içeren davalarının dinlenmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin verilen karar Dairece; “ talebe konu taşınmazların maliki ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, aynı kişi oldukları tespit edildiği takdirde " nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de, idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda, tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmesi gerektiği gözetilerek ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması...

        Ayrıca, nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazın tapu kaydında malik olarak görünen "... ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kimlik bilgileri düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmeli, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma sonucu, yetersiz zabıta araştırması ve tanık beyanları ile mülkiyet nakline sebep olacak şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Tapuda malik görünen kişinin 25.06.1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesinden önce ve soyadı almadan öldüğü anlaşıldığından tapu kaydına soyadı ilave edilmesi söz konusu olamaz. Bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde, "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereğince mahkemenin bu yönde bir tespit kararı vermekle yetinmesi gerekir. Eldeki davada tapu kayıt maliki “......” ile davacıların murisi “... oğlu ...’in” aynı kişi olduğu tapulama tutanaklarındaki açıklama ile ispat edilmiştir. Ne var ki bu kişinin nüfus kayıtlarına göre soyadı bulunmadığından tapu kaydı “... oğlu ...” olarak düzeltilemeyeceğinden tapu maliki ile davacıların murisinin aynı kişi olduğuna ilişkin bir tespit hükmü kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre; tapu kayıt maliki “...kızı ... ...” ile ilgili düzeltmenin hüküm kısmında “...kızı ... ...” şeklinde yapılması da yerinde değildir....

            Mahkemece düzeltilmesi istenen kimlik bilgisine sahip bir başka kişi bulunup bulunmadığı nüfus müdürlüğünden sorulmalı, aynı kimlik bilgisine sahip kişi var ise bu kişi, taşınmazı ve müşterek maliklerini bilen tanıklar dinlenmeli, tüm deliller toplandıktan sonra gerekirse taşınmazlar başında keşif yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma sonucu mülkiyet nakline sebep olunacak şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; HUMK'nun 74. maddesi uyarınca, hakim her iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez. Davacıların, sadece tapu kaydında murislerinin baba adının düzeltilmesi talep edilmesine rağmen, mahkemece tapu kayıt malikinin baba adının "..." olarak düzeltilmesi şeklinde talep dışında hüküm tesisi de doğru olmamıştır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİT Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, 10014, 7149, 2649, 3248, 1981, 1901, 9565, 2256 ve 3943 parsel sayılı taşınmazların maliki olarak tapu kaydında yer alan "....." ile kendi miras bırakanları 01.07.1926 doğumlu, ..... kimlik numaralı "....'ın aynı kişi olduğunu, fakat aynı isimde birden fazla kişinin olması nedeniyle adlarına tapuda intikal işlemlerinin yapılamadığını ileri sürerek murisleri ile kayıt malikinin aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

                UYAP Entegrasyonu