Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...
Nüfusta soyadı almadan ölmüş kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin soyadı eklenmek suretiyle düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Davaya konu olayda mevcut duruma göre artık nüfus siciline soyadının eklenmesi mümkün olmayan ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de düzeltilemeyen murisin maliki olduğu tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece "dava konusu taşınmazın tapu kaydında tapu maliki olarak görünen ''... oğlu ...'' ile davacının murisi ''... oğlu ... ...'' 'in aynı kişi olduğuna kanaat getirilmesi halinde ''... oğlu ...'' ile davacının murisi ''... oğlu ... ...'' 'in aynı kişi olduğunun tespitine şeklinde bir tespit hükmü kurulması gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ÇORLU SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/09/2014 NUMARASI : 2013/843-2014/1273 Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Yağmur .........'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kayıt maliki ile mirasbırakanın aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları adına kayıtlı ... ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile paylı malik olduğu 22 ada 72 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarında murisleri “Ahmet oğlu H. Ş.'in” kimlik bilgilerinin “Ahmet oğlu H.” olarak yazıldığını ileri sürerek, taşınmaz malikinin mirasbırakanları olduğunun tespitini istemişlerdir. Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
ile davacıların murisi ... 3.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/671 esas 554 karar sayılı veraset ilamında belirtilen ... kızı, 1326 doğumlu ...' ün aynı kişi olduğunun tespitine” ifadelerinin yazılmasına; öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA 21/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....
Kanun'un açık hükmü dikkate alındığında tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hâli; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının olanaksız olmasıdır [Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (HGK) 10.04.1991 tarihli ve 1991/8-51 E., 194 K.; 15.04.2011 tarihli ve 2011/8-111 E., 2011/180 K. sayılı kararları]. Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda yazılı malikin kim olduğunu anlayamayacağı hâllerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. 17. Bilindiği üzere, tapu maliki belli, bilinen ve muayyen bir kişi veya kişilerdir. Tapu kütüğü ancak bu şekilde oluşturulur. 17.08.2013 tarihli ve 28738 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Tapu Sicil Tüzüğü'ne göre; taşınmaz malın maliki gerçek kişi ise adı, soyadı, baba adı; tüzel kişi ise tam olarak unvanı ve edinme sebebi tapu kütüğü denilen defterin malik sütununa yazılır....
Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile aynı kişi olduğu iddia edilenin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. Somut olayda, dava konusu 677 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 17.09.1970 tarihli 2705 yevmiye numaralı akit tablosunda kayıt malikinin “... ve ......
Kayıt malikinin, tanınmıyor, hatırlanmıyor olması, adresinin tespit edilememesi, tebligat yapılamaması, uzun yıllar önce taşınmış ya da ölmüş olması, mirasçılarının belirlenememesi gibi hususlar o kişinin tapu kütüğünde maliki bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesini gerektirmez. Yine, tapu sicili ekindeki kadastro tutanağı, tedavül (el değiştirme) ve bunlara esas kayıt ve belgelerden tapu malikine ilişkin bilginin mevcut olması durumunda da bilinmeyen kişi olarak kabul edilmez. Somut olaya gelince, kadastro tutanağından davaya konu taşınmazın kayıt maliki Kudsi Kocabakkal'ın isim ve soyisminin belli olduğu, edinme sebebinin ayrıntılı olarak (732 nolu vergi kaydına dayalı) ifade edildiği ayrıca davaya konu taşınmazı 1937 yılından beri kullandığının da belirtildiği, dolayısıyla kayıt malikinin kanunun amaçladığı anlamda bilinen ve yaşamış kişi olduğunun kabulünün gerektiği anlaşılmıştır....