Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kayıt malikinin, tanınmıyor, hatırlanmıyor olması, adresinin tespit edilememesi, tebligat yapılamaması, uzun yıllar önce taşınmış ya da ölmüş olması, mirasçılarının belirlenememesi gibi hususlar o kişinin tapu kütüğünde maliki bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesini gerektirmez. Yine, tapu sicili ekindeki kadastro tutanağı, tedavül (el değiştirme) ve bunlara esas kayıt ve belgelerden tapu malikine ilişkin bilginin mevcut olması durumunda da bilinmeyen kişi olarak kabul edilmez. Somut olaya gelince, kadastro tutanağından davaya konu taşınmazın kayıt maliki Kudsi Kocabakkal'ın isim ve soyisminin belli olduğu, edinme sebebinin ayrıntılı olarak (732 nolu vergi kaydına dayalı) ifade edildiği ayrıca davaya konu taşınmazı 1937 yılından beri kullandığının da belirtildiği, dolayısıyla kayıt malikinin kanunun amaçladığı anlamda bilinen ve yaşamış kişi olduğunun kabulünün gerektiği anlaşılmıştır....

Defterdarının kayyım olarak atandığı, davacı vekilinin tapu maliki olduğu iddia edilen ... kızı...'nin dosyada bulunan mirasçılık belgesinden davacı ...'in ... kızı...'nin mirasçılarından olduğu, mahkemece davacı tanığı olarak mirasçılardan ...ın tanık olarak dinlendiği anlaşılmaktadır. Kayyımlığın kaldırılmasına karar verilebilmesi; tapuda malik görünen '... kızı ...ile sunulan veraset belgesindeki '... kızı ...' nin aynı kişi olduklarının ve davacı ...'in de adı geçenin mirasçısı olduğunun her türlü tereddütten uzak duraksamaya yer vermeksizin belirlenmesi ile mümkündür. Mahkemece, dosya içeriği ve toplanan delillere göre davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırmayla tapu malikinin davacının murisi ile aynı kişi olup-olmadığı duraksamaya yer vermeksizin belirlenememiştir. Yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. O halde; mahkemece, davacıya, Tapu Müdürlüğü ve ... taraf gösterilerek, tapuda malik görünen ile ... 2....

    Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....

      Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....

        Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİT Taraflar arasında görülen tespit davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kayıt malikinin davacının miras bırakanı ile ayni kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir....

            nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kayıt malikinin davacının miras bırakanı ile ayni kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/1 maddesinde; “Çekişmesiz yargı, hukukun mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır” hükmüne yer verilmiş; bu ölçütler ise ilgililer arasında uyuşmazlık olmayan haller, ilgililerin ileri sürebileceği herhangi bir hakkın bulunmadığı haller ve hakimin re’sen harekete geçtiği haller olarak ifade edilmiştir. Kanunda çekişmesiz yargı işlerinin neler olduğu önce genel çerçevesi belirlenerek, daha sonra da mümkün olduğunca sayılarak belirtilmiştir....

              Bu tür işlerde, talep eden taraf ile hasım gösterilen Tapu Müdürlüğü arasında bir uyuşmazlık yoktur. Tapu Müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Gerçekte, yargılamada taraf değil, sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemiyeceği gibi, ilgili tarafın davayı kabulü de sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı söz konusu değildir. Diğer taraftan, 382. maddenin 2-ç/1. fıkrasında "Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması" çekişmesiz yargı işi olarak sayılmış olup, niteliği itibariyle tapu kayıt maliki ile davacıların murisinin aynı kişi olduğunun tespiti işleri de bu tanıma uymaktadır....

                Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de, İdari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Somut olayda; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde yersel yazım yapıldığı ve tapu maliki olarak görünen kişinin nüfusta kaydının bulunmadığı, ölü kişinin nüfus siciline tescilinin de mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin uyumlu hale getirilebileceği nüfus kayıtları bulunmamakla birlikte, tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece “dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında tapu maliki olarak görünen ... ile davacıların murisi ... oğlu ... ...'...

                  Kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir, bunun yanı sıra ortaklardan her birinin yararlanabileceği ön görüldüğünden el birliği mülkiyetinde ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ile ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Bu taleplerde kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu hususunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması gerekir. Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazın tapu kayıtları, kadastro tutanakları, kadastrodan sonra edinilmiş ise buna ilişkin tüm belgelerin birlikte değerlendirilir. Dava konusu taşınmazın tapu kaydında malik olarak görülen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, buna göre tüm kayıtlar değerlendirilerek işlem yapılmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu