(HGK'nun 10.04.1991 tarih 1991/8-51 E. 194 K. sayılı ilamı) Kütükteki bilgi ve belgelerden gerekli dikkati gösteren herkesin tapu malikinin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış ya da hayali ismin yazılmış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna varılmalıdır. Diğer yönden, kayıt malikinin veya mirasçılarının ve bunların adreslerinin bilinmemesi, tanınmamaları, kendilerine tebligat yapılamamış olması, o kişinin bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesini gerektirmez. Kayıt maliki...'nin kim olduğunun açıkça bilindiği, ölü veya sağ olmasının sonuca etkisinin bulunmadığı, sonuç itibariyle ...'nin maliki tapu kütüğünde kim olduğu anlaşılamayan kişi olarak nitelendirilmesinin dosya kapsamına uygun düşmeyeceğinden, bilinen kişi olduğunun kabulü gerekmiştir....
in aynı kişi olduğunun ve davacıların murisi olduğunun belirlendiği, her ne kadar bu tespit kararı dava konusu 7 no.lu parsele ilişkin olmasa da, her iki parselin kadastro tespit tutanağındaki tanımlamaların aynı olması ve ... ... 20....
a ait olduğunu ancak, tapu kaydında 33 ada 11 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “...” 33 ada 21 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında '... O. ... oğlu'' yazılı olduğunu belirterek murisinin soyadının “Şarapnal” olarak düzeltilmesini talep etmiştir. Kayıt malikine ait açık nüfus kayıtlarında kayıt malikinin soyadının bulunmadığı sabittir. Kimlik bilgileri ancak nüfus kaydına göre düzeltilebileceğinden o kişinin öncelikle soyadı almış olması gerekir. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir....
in nüfus kaydında tapu maliki olduğu iddia edilen kişinin adının "..." ve soyadının "..." olarak yazdığı oysa tapu malikinin adının "..." ve soyadının "..." olduğu anlaşılmakla bu kişilerin aynı kişi olup olmadığına ilişkin yapılacak kolluk araştırması sonucu toplanan bilgi ve belgelerin dosyaya konulmasından, Sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kanunun açık hükmü dikkate alındığında tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olmasıdır. (Yargıtay HGK'nin 10.04.1991 tarihli ve 1991/8-51 Esas, 194 Karar ve 15.04.2011 tarihli ve 2011/8-111 Esas, 2011/180 Karar sayılı ilamları). Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. Ayrıca tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir....
Somut olayda mahkemece tapu kayıt malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olup olmadığını belirlemek amacıyla gerekli araştırmanın yapıldığı, dosyadaki diğer deliller, hakimin olaya ilişkin vicdani kanaat ve takdiri hep birlikte değerlendirildiğinde tapu kayıt malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğuna ilişkin hüküm kurmaya yeterli delile ulaşıldığı, bu nedenle mahkemenin kayyımlığın kaldırılması kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır....
Bu saptama yapılırken; nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik s kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır. Somut olayda, duruşmada dinlenilen tanıklar davacıların iddialarını doğrulamıştır....
Dava, tapu kayıt maliki ile murisin aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. İsim düzeltme davaları, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan HMK.nun 12.maddesi uyarınca, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Böyle bir davayı tapu maliki ile mirasçıları açabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Tapu Müdürlüğü vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kayıt maliki ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olduklarının tespiti isteğine ilişkindir. Davacı, 1112 ada 18 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanı “... kızı ...” adına kayıtlı olduğunu, dava dışı mirasçılarla birlikte tapu müdürlüğünden intikal ve satış işlemlerinin yapılması için talepte bulunduklarını ancak kayıt malikinin kimlik bilgileri tespit edilemediğinden işlemlerin gerçekleştirilemediğini ileri sürerek kayıt maliki ile mirasbırakanının aynı kişi olduklarının tespitini istemiştir....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/03/2015 NUMARASI : 2014/499-2015/201 Taraflar arasında görülen tespit davası sonunda, yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Tapu Müdürlüğü vekilince yasal süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. .. raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. KARAR Dava kayıt maliki ile davacıların mirasbırakanının aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanlarının malik olduğu 151 sayılı parselin tapu kaydında “Mustafa Kabakulakoğlu Durmuş” olan kaydın yanlış yazıldığını ileri sürerek, tapu kaydının Durmuş oğlu Mustafa Kabakulakoğlu” olarak düzeltilmesini istemişlerdir. Davalı tapu müdürlüğü, taşınmaz malikinin tanınmadığı, yaşayıp yaşamadığı ve mirasçılarının bilinmediğini, taşınmazın kayyım aracılığı ile idare edildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuş, davalı kayyım davaya cevap vermemiştir....