Bu nedenle; 1-Davalı veraset ilamı dosyaya sunulan aynı kişiler olup olmadığının tesbiti amaçıyla yapılan geri çevirme sonrası araştırma yetersiz olup bu nedenle adı geçen kişilerin aynı kişi olup olmadıkları araştırılarak aynı kişi değil iseler; adı geçen davalılar ile tapu kayıt malikleri arasındaki bağlantıyı gösterir belgenin (veraset ilamı vd. belgelerin) ilgililerden getirtilmesinden, 2-Afşin Sulh Hukuk Mahkemesine ait 2012 Esas sayılı kararın tapuya işlenip işlenmediğinin tesbiti ile tapu kaydının temininden, 3-Geri çevirme kararı ile dosya arasına alınan belgelerden ölü olduğu anlaşılan G.. H..'...
Bu nedenle de aşağıdaki yöntem izlenerek araştırma yapılmalıdır. 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı,kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...
ın kadastro tespit tutanağında nüfus bilgilerinin verilmiş olduğu, kayıt malikinin tanınmıyor olması onun bilinmeyen bir kişi olduğu anlamına gelmediği gibi tapu kaydına esas belge ve kayıtlarda malike ilişkin bilgilere yer verilmesi halinde kayıt malikinin bilinen bir kişi olduğunun kabulünün gerekeceği bu nedenle, kayıt malikinin bilinen bir kişi olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığına işaret edilerek bozma kararı verilmiş, davacı vekili tarafından süresi içinde kararın düzeltilmesi isteminde bulunulmuştur. Davacı vekilinin dava dilekçesindeki anlatımına göre, dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesine göre açılan kadastro tespiti öncesi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine ve tespit sonrası TMK’nin 713/2 maddesine göre bilinmeme nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...
Davacı ... kayıt malikinin kimlik bilgilerinin tespiti ile kaydın düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkemece tespit hükmü kurulmuş, kaydın düzeltilmesi istemi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bilindiği gibi, tapu kaydında isim düzeltme davaları aynı zamanda kayıt malikinin kimlik bilgilerinin tespitini de içeren davalardır. Düzeltme istemi kayıt malikinin gerçek kimlik bilgilerinin tespitine bağlı olarak sonuçlandırılır. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek sadece tespit hükmü kurulmuş, düzeltme istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu yön doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 24.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Ayrıca "tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malik, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs değildir. Somut olaya gelince; davaya konu parselin evveliyatı 3453 sayılı parselin tapulama tutanağının incelenmesinden, taşınmazın, revizyon gören 17.6.1935 tarih ve 338 numaralı tapu kaydına istinaden ¼ payının tespitinin yapıldığı, tespit yapılırken, ¼ tespit malikinin Ali oğlu Mustafa'nın kayınvalidesi olduğunun da belirtildiği, aynı şekilde ......
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında mahkemece kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması gerektiğini, kimlik bilgileri düzeltilirken taşınmaz malikinin değişmemesi, dolayısıyla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerektiğini, davacı tanıklarının beyanlarının konuyu açıklamaya yeterli olmadığını, Yargıtay’ın yerleşik hale gelmiş kararlarına göre, kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılması gerektiğini, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması gerektiğini, bu tür davalarda, gerek kayıtlar arasında bağlantı sağlanarak davacı tarafın iddia ettiği kişi ile tapu malikinin aynı kişi olup olmadığı tereddüde yer vermeyecek şekilde kesin olarak saptanması gerekmesine rağmen mahkemece bu konuda...
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaz malikinin değişmemesi açısından kimlik bilgileri düzeltilirken kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması gerektiğini, düzeltilecek tapu kaydının tüm dayanakları ile birlikte getirilmesi gerektiğini, kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanaklarıyla bağlantı oluşturacak şekilde incelenmesi gerektiğini, gerekirse kök kayıtların da istenmesi gerektiğini ileri sürerek açılan davanın reddi ile mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Bu itibarla çekişmesiz yargı işi olan tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarına sulh hukuk mahkemelerince bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. , davaya konu taşınmazın tapu kaydında soyadının kayıtlı olmadığından davacı tarafından aynı kişi olduğunun iddia edildiği, ihtarın çözülebilmesi için tapu kaydında malik olarak kayıtlı ile aynı kişi olup olmadığının yeni mülkiyet tespitini gerektirdiği, davanın mülkiyet aktarımına neden olmayan tapuda düzeltim davalarından bulunmadığı, davalı ... müdürlüğününde bu davada yasal hasım olmadığı mülkiyet tespiti yapılacağı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 383. maddesine göre, çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemeleridir....
ın aynı kişi olduğunun TESPİTİNE" ifadelerinin yazılmasına; öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA 28/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....