O hâlde, taşınmazda malik olmayan mirasbırakanın tapu sicil kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesine karar verilmesi mümkün değildir. Ne var ki; kimlik bilgilerindeki eksiklikten dolayı taşınmazın kamulaştırma bedelinin ödenmeyecek olması sebebi ile davacıların bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu tartışmasız olup, bu gibi durumlarda çekişme konusu taşınmazın tapu maliki ile mirasbırakanın aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verileceği kuşkusuzdur. Hâl böyle olunca; çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince ve asıl davayla birleşen ... 14. Asliye hukuk Mahkemesinin 2013/307 Esas sayılı dosyasının davacısı tarafından, taşınmaz malikinin muris ... olduğunun “tespitine” karar verilmesi istemi de göz önüne alınarak, davacı asıl ve birleştirilen ... 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MURİSİ İLE KAYIT MALIKİNİN AYNI KİŞİ OLDUĞUNUN TESPİTİ Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemenin görevsizliğine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 22.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 1483 parsel sayılı taşınmazın maliki...'nın soyadının düzeltilmesi için açılan davanın kabul edildiğini ancak kimlik bilgilerinin yetersiz olması nedeniyle tapuda düzeltme işleminin yapılamadığını ileri sürerek tapu kayıt maliki ile miras bırakanı... ve .... oğlu 1902 doğumlu .....'ın aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu kayıt malikinin davacının miras bırakanı ile aynı kişi olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ...’nın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....
Bu tür işlerde, talep eden taraf ile hasım gösterilen Tapu Müdürlüğü arasında bir uyuşmazlık yoktur. Tapu Müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Gerçekte, yargılamada taraf değil, sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemiyeceği gibi, ilgili tarafın davayı kabulü de sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı söz konusu değildir. Diğer taraftan, 382. maddenin 2-ç/1 fıkrasında "Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması" çekişmesiz yargı işi olarak sayılmış olup, niteliği itibariyle tapu kayıt maliki ile davacının ya da murisinin aynı kişi olduğunun tespiti işleri de bu tanıma uymaktadır....
nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kayıt malikinin davacının miras bırakanı ile ayni kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/1 maddesinde; “Çekişmesiz yargı, hukukun mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır” hükmüne yer verilmiş; bu ölçütler ise ilgililer arasında uyuşmazlık olmayan haller, ilgililerin ileri sürebileceği herhangi bir hakkın bulunmadığı haller ve hakimin re’sen harekete geçtiği haller olarak ifade edilmiştir. Kanunda çekişmesiz yargı işlerinin neler olduğu önce genel çerçevesi belirlenerek, daha sonra da mümkün olduğunca sayılarak belirtilmiştir. Ancak bu sayma sınırlı olmadığından yasa maddesinde sayılmayan fakat çekişmesiz yargı ölçütlerini taşıyan diğer işlerin de çekişmesiz yargı işi olarak kabulü gerekir....
Bu durumda mahkemece tapu malikinin, kim olduğu tapu kütüğünden anlaşılamayan, soyut, hayali bir kişi olarak kabulü doğrudur. Dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalara göre tapu malikinin tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan kişi olarak kabulü doğru bulunduğuna, taşınmazın tamamının 35-40 yıldır davacının malik sıfatı ile zilyet ve tasarrufunda bulunduğu, Ahmet oğlu Vehbi isminde bir kişinin olmadığı yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından ifade edildiğine, TMK'nun 713/2. maddesine göre tapunun hukuki değerini kaybettiği ve davacı lehine kazanma koşullarının oluştuğu belirlendiğinden davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazının reddiyle hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır....
Bu saptama yapılırken; nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır. Mahkemece tescile esas dayanak kayıtlar getirtilmeden mülkiyet nakline yol açacak şekilde tesis edilen hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Kaldı ki, dava konusu 173 ada 9 parsel sayılı taşınmaz 20.11.1966 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 13.10.1340 tarih 136 ve 965 tarih 67 sıra nolu tapu kayıtlarına göre ... oğlu ... (40/80 hisse) ..., ..., ... ve ... adlarına tespit edilmiş, tutanakların itirazsız kesinleşmesi üzerine 02.07.1968 tarihinde 40/80 hissesinin ...oğlu ... adına tapu kaydı oluşmuştur. Dayanak olan 13.10.1340 tarih ve 136 sıra nolu tapu kaydında malik olarak ... belirtilmektedir. Bu halde, tapuda adı ve baba adı yazılı bulunan tapu malikinin, kadastro tutanağı ve tedavül gören tapu kaydındaki bilgilere göre baba adı belli olduğu gibi, bilinmeyen kişilerden olmayıp, tanınan ve bilinen kişi olduğu anlaşılmaktadır. Kayıt malikinin mirasçılarının belirlenememesi, kimliğine ait bilgilerin elde edilememesi, adresinin tespit edilememesi gibi hususlar, o kişinin tapu kütüğünde maliki bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesini gerektirmez....
Bu tür işlerde, talep eden taraf ile hasım gösterilen Tapu Müdürlüğü arasında bir uyuşmazlık yoktur. Tapu Müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Gerçekte, yargılamada taraf değil, sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemiyeceği gibi, ilgili tarafın davayı kabulü de sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı söz konusu değildir. Diğer taraftan, 382. maddenin 2-ç/1. fıkrasında "Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması" çekişmesiz yargı işi olarak sayılmış olup, niteliği itibariyle tapu kayıt maliki ile davacıların murisinin aynı kişi olduğunun tespiti işleri de bu tanıma uymaktadır....