WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, ticaret sicilinden tasfiye nedeniyle terkin edilen şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 643. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye istemine ilişkindir. Mahkemece, davacıların aktif husumet ehliyetleri bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı tarafça, ipotek fekki için yasal yollara başvurulacağından tasfiye ile sicilden terkin edilen şirketin sicil kaydının ihyasına karar verilmesi talep edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; davacılara miras yolu ile irsen intikal ettiği belirtilen taşınmaza ilişkin tapu kaydında T7 lehine 27/07/1995 tarihinde tesis edilen ipotek kaydı T7 ŞB.'...

Ancak; 1)Dava tarihi 20.06.2011 olduğu halde gerekçeli karar başlığında 02.09.2014 yazılması, 2)Tapu kaydındaki ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, 3)Bozma ilamı öncesi tespit edilen 11.065,78 TL bedelden acele el koyma bedelinin mahsubu ile kalan 1.325,68 TL’ye 21.10.2011 tarihinden ilk karar tarihi olan 23.05.2013 tarihine kadar, bozma ilamı sonrası oluşan fark 5.612,01TL kamulaştırma bedeline ise 21.10.2011 tarihinden son karar tarihi olan 26.11.2015 tarihine kadar yasal faiz yürütülmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde bakiye bedele 20.10.2011 tarihinden karar tarihine kadar faiz işletilmesine hükmedilmesi, Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a)Gerekçeli karar başlığında dava tarihi olarak yazılı olan (02.09.2014) tarihinin çıkartılmasına, yerine (20.06.2011) tarihinin yazılmasına, b)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki ipotek şerhinin...

    Mahallesi 391 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-f maddesi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesine ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa ödenmesine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı, taraf vekilleri yapılan istinaf başvurusunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince davalı vekili yönünden kısmen kabulü ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasının faize ilişkin bendinin HMK'nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1-Tespit edilen kamulaştırma bedeline 09.01.2018 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, faiz başlangıç tarihinin 09.01.2017 olarak belirtilmesi, 2-Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması Doğru değil ise de, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14....

      Vakfı" adına tescil edildiğini, taşınmazın kaydında ise ... lehine 27.01.1931 tarih ve 147 yevmiye No.lu işlemle şerhedilmiş bir (1) yıl süreli, 920,00 ETL (Eski Türk Lirası) borç karşılığı ipotek bulunduğunu, taşınmazın vakıf adına tescil edildiği tarihe kadar fek edilmediği gibi, vakfa intikalinden bugüne kadar da 20 yılı aşkın zaman geçmesine rağmen ipotek alacaklısı ...'un kendisi veya kanuni varisleri tarafından hak iddiasıyla müvekkili idareye müracaat eden olmadığını, ipotek alacaklısının ve ipoteğin konulma nedeninin açıklanamadığı durumlarda devleti temsilen Hazineye davanın yöneltilmesinin yeterli olduğundan bahisle huzurdaki davada husumetin Hazineye yöneltildiğini ileri sürerek; ... Vakfı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydındaki 27.01.1931 tarih ve 147 yevmiye sayılı ipotek şerhinin kaldırılmasını, (gerek duyulduğunda bedelin bloke edilmesi veya tayin edilecek kayyım hesabına yatırılması suretiyle hüküm tesisini) talep etmiştir. II....

        Ancak; Tapuda bulunan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinin dördüncü paragrafında yer alan "tespitine" sözcüğünden sonra gelmek üzere "tapu kaydında bulunan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına," ibaresi yazılmak suretiyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek HUMK.nun 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Ancak; Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan haciz şerhleri dava açılmadan önce (13.05.2008 tarihinde) terkin edilmiş olduğundan mahkemece "taşınmaz üzerindeki haciz miktarı kadar depo ettirilen bedelin hacizler üzerine kaydırılmasına, hacizlerin bu şekilde tapu kaydından terkinine" hükmedilmesi doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1 nolu bendinin 2. Paragrafı olan "Taşınmaz üzerindeki haciz miktarları kadar depo ettirilen bedelin hacizler üzerine kaydırılmasına, hacizlerin bu şekilde tapu kaydından terkinine" ifadesinin metinden çıkartılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 07.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkememizce şirketin kayıtları getirtilmiş olup, bu kayıtlardan şirketin tasfiyeye girdiği, tasfiyesini tamamladığı, --- tarihinde de tasfiye sonunda --- terkin olduğu; tasfiye memurunun da davalımız --- olduğu anlaşılmıştır. İcra dosyası ve tapu kaydı incelenmiş olup, davacı adına kayıtlı olan taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğu, ihyası istenen şirketin ipotek alacaklısı olduğu; davacımız olan şirketin ipoteğin fekki için icra takibi başlattığı ancak takibin yürüyebilmesi için şirketin yeniden ticaret siciline tescili gerektiği görülmüştür. İpoteğin fekki dava yoluyla istenebileceği gibi ipotek bedeli yatırılmak suretiyle icra müdürlüğünden de talep edilebilir. Davacımızın ipotek borçlusu olması nedeniyle dava ve takip hakkı mevcut olup, icra takibini tercih ettiği anlaşılmaktadır. İpoteğin kaldırılmasında davacının menfaati bulunduğundan başlattığı icra takibinin devamı yönünden iş bu davayı açmakta da hukuki menfaati vardır. Bu sebeple ihya şartları mevcuttur....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan ipotek şerhlerinin bedele yansıtılmaması doğru değil ise de bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (2) nolu bendinin sonuna “tapudaki ipotek şerhinin bedele yansıtılmasına” tümcesi eklenmek suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine, 23.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan, sınırlı bir ayni haktır. Türk Medeni Kanunu maliklerin mülkiyeti satış yoluyla devretmeleri sırasında doğan alacaklarını koruma gereği duyduğundan alacaklarını teminat altına alabilmeleri için taşınmaz üzerinde ipotek tesis hakkı sağlamıştır. Alacak sona erdiği halde, alacaklı, terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yoluyla isteyebilir. Kuşkusuz kurulan ipoteğin temelini, ipotek akit tablosu teşkil eder....

                  İpotek tesisi için, rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın (ipotek sözleşmesinin) bulunması Türk Medeni Kanununun 856.maddesi hükmünce de tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Kuşkusuz, alacak sona erdiği halde, alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile mahkemeden isteyebilir. Somut olaya gelince; Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, 15.07.2003 günlü ipotek sözleşmesinin davalı tarafından davacıya 38807 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 60/686 arsa paylı 1.normal kat 5 numaralı meskenin satışı sebebiyle kurulduğu anlaşılmaktadır. Resmi senette, satışın 11.milyar TL üzerinden yapıldığı, satış bedelinden 1.milyar TL’nin peşin ödendiği, kalan 10.milyar TL için de 5 yıl süreli ipotek (rehin sözleşmesi) kurulduğu görülmektedir. İpotek akdinin tesis nedeni ortadan kalkmadan ipoteğin terkini düşünülemez....

                    UYAP Entegrasyonu