Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi TMK'nın 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. Somut uyuşmazlıkta; Kahramanmaraş ili Pazarcık ilçesi Osmandede mahallesi 50 ve 73 parsellerdeki taşınmazlarının tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini talep edilmiştir. Haciz şerhi taşınmazın tasarruf yetkisinin kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmazın aynına ilişkindir. Taşınmazın aynına ilişkin davalarda HMK'nın 12/1 maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Kesin yetki kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir. Bu husus aynı zamanda HMK'nın 114/ç maddesi gereğince dava şartıdır. Haczin kaldırılması istenen taşınmazlar Pazarcık ilçesi sınırları içerisinde bulunduğundan davaya bakmakta yetkili mahkeme Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemeleridir....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 16.02.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki haciz şerhlerinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı eksikliğinden usulden reddine dair verilen 18.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.2011 tarihli ve 2011/360 Esas, 2011/282 Karar sayılı kesinleşmiş önalım hükmü ile davacılar adına tesciline karar verilen taşınmazlar üzerinde önceki malikin borcu için tedbir kararından sonra konulan haciz şerhlerinin kaldırılması istemine ilişkindir....

    GEREKÇE: Dava, tapu kaydındaki haciz şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile Antalya ili, Kepez ilçesi, Varsak mahallesi 1218 ada 20 parsel 7 nolu bağımsız bölüme davalı T3 lehine konulmuş bulunan haczin fekkine karar verilmesi üzerine davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 349. maddesinde; "Taraflar, ilamın kendilerine tebliğinden önce, istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edemez. Başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya, bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur." düzenlemesi bulunmaktadır....

    kaldırılmasını talep ettiğini, icra müdürlüğünce bu talep kabul edilerek haczin kaldırılmasına karar verildiğini ve 10.02.2015 tarihinde taşınmaz üzerindeki haczin Tapu Müdürlüğünce kaldırıldığını, borçlu vekilinin talebi doğrultusunda taşınmazın kaydına 28.05.2015 tarihinde yeniden haciz konulduğunu, bu haczin konulduğu tarihte taşınmazın davacı/3.kişi müvekkili adına kayıtlı olduğunu, bu nedenle haciz konulamayacağını, yine haczin yenilenmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, bu nedenle de haczin kaldırılması gerektiğini, aynı konuda açılmış dava neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesi'nin Yargıtay bozma ilamına uyarak 2020/1412 esas ve 2020/1600 karar sayılı kararı ile hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini beyanla taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmiştir....

    İstinaf Sebepleri Alacaklı istinaf dilekçesinde; şikayetçinin takibin tarafı olmadığını, bu nedenle haczin kaldırılmasını talep edemeyeceğini, nitekim icra dosyasından 3. kişilerin haczin kaldırılması taleplerinin kabulüne dair verilen icra müdürlüğü kararlarının, şikayet üzerine mahkemece kaldırıldığını ve mahkeme kararının onandığını, şikayetçinin tapu kaydındaki haczi görerek taşınmazı satın aldığını, dava dışı borçlu ile şikayet eden arasındaki icra takibi dışındaki sebeplerden doğan uyuşmazlıkların bu şikayette değerlendirilemeyeceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C....

      nun tapu kaydındaki hissesi üzerindeki haczin kamulaştırma bedeline yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak eklenmek üzere (Davalılardan ...'nun tapu kaydındaki hissesi üzerindeki haczin, hisse payına düşen kamulaştırma bedeline yansıtılmasına) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ancak; 1-Davalılardan ...’nın tapu kaydındaki hissesi üzerindeki haczin tespit edilen bedele yansıtılmaması, 2-Davacı idarenin harçtan muaf olduğu gözetilmeden aleyhine harca hükmedilmesi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak eklenmek üzere (Davalılardan ...'nın tapu kaydındaki hissesi üzerindeki haczin tespit edilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin yazılmasına, b)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; 9 nolu bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine (Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Ancak; Tapu kaydındaki haczin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1 nolu bendinin sonuna (tapu kaydındaki haczin hükmedilen bedele yansıtılmasına) kelimelerinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Ancak; 1-Davacılardan Muhlis Güneş’nin tapu kaydındaki hissesi üzerindeki haczin, tespit edilen bedele yansıtılmaması, Doğru olmadığı gibi, 2-13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı ile, 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda kabul ve ret miktarı üzerinden nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, a)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak eklenmek üzere, (Davacılardan Muhlis Güneş’in tapu kaydındaki hissesi üzerindeki haczin, tespit edilen ve davacının hissesine düşen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin yazılmasına, b) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının harca ilişkin 4 nolu bendin hükümden çıkartılmasına, yerine (Alınması gerekli 1.787,70TL nispi harçtan, peşin alınan 27,70 TL nin mahsubuyla 1.760,00 TL nin davalı idareden alınarak hazineye irad kaydına) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA...

              Ancak;Tapu kaydında yer alan haczin hükmedilen bedele yansıtılmaması,Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1 nolu bendinin sonuna (Tapu kaydındaki haczin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin eklenmesine,Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 27/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu