Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı idare vekilinin temyizine gelince; Tapu kaydındaki davalı ... payı üzerinde bulunan haczin, paya yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki davalı ... payı üzerindeki haczin, hükmedilen davalı payına yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davalıdan peşin alınan temyiz ve taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 22.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Ancak; 1)Dava konusu taşınmazın kamulaştırma yapıldığı tarihteki maliklerinden Emine Bil ve Hüdaverdi Bil’in paylarına karşılık gelen ve bedeline hükmedilen kısmın yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken el atılan kısmın tamamının terkinine karar verilmesi, 2)Tapu kaydındaki haczin bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; a)2 nolu bendindeki (1.652,35 m²’lik kısmının) ibaresinden sonra gelmek üzere (1.101,57 m²’sinin) ibaresinin yazılmasına, b)Ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki haczin bedele yansıtılmasına) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 19/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ancak; Taşınmazın tapu kaydındaki haczin bedele yansıtılmaması, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2 nolu bendinin sonuna (taşınmazın tapu kaydındaki haczin bedele yansıtılmasına,) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 18/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ancak; Tapu kaydındaki tüm davalıların hissesi üzerindeki ipoteğin ve davalılardan ...'un hissesi üzerindeki haczin tespit edilen bedele yansıtılmaması, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent eklenmek üzere, (Tapu kaydındaki tüm davalıların hissesi üzerindeki ipoteğin ve davalılardan ...'un hissesi üzerindeki haczin tespit edilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Şöyle ki; Tapu kaydındaki haczin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak, (taşınmazın tapu kaydındaki haczin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalılardan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 01.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dosyada taraf olmadığını, dosyada taraf olmadığından haczin kaldırılmasını talep etme hakkının olmadığını, ayrıca tapu iptali ve tescil davasında verilen ilamla ilgili olarak tescil kararı da haczinden sonra verildiğini, bu nedenle taşınmaz haciz şerhiyle birlikte üçüncü kişilere intikal edeceğini, taşınmaz haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olup, tapu iptali ve tescil ilamının incelendiğinde taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması yolunda bir hüküm kurulmadığının açık olduğunu, davaya konu taşınmaz üzerinde hacizlerinin devam ettiğini, taşınmaz için süresinde satış da istendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III....

              Tüketici Mahkemesinin 2018/552 Esas sayılı dosyasıyla tapu iptal ve tescili davası açıldığını ve bilahare istemin kabulüne karar verildiğini öne sürmüş ise de tescil kararı kesinleşse dahi tescil kararından önce konulan hacze etkisi yoktur. Ayrıca haciz konulan taşınmaz henüz davacı üçüncü kişi adına kayıtlı olmayıp borçlu adına kayıtlı olduğundan takipte taraf olmayan üçüncü kişinin haczin kaldırılması isteminde bulunamayacağı açıktır. Diğer taraftan taşınmaz üzerine konulan haczin muvazaalı olduğu yönündeki iddia yargılamayı gerektirip sonradan tapu iptal ve tescil kararına dayalı olarak taşınmazın maliki olan 3. Kişinin haczin kaldırılmasını ancak genel Mahkemelerden isteyebileceği, icra mahkemesinden isteyemeyeceği anlaşılmaktadır....

              Ancak; 1-Tapu kaydındaki haczin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, 2- Davacı idare harçtan muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedilmesi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Taşınmazın tapu kaydındaki haczin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin yazılmasına, b) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının harca ilişkin 7. bendinin çıkartılmasına, yerine ayrı bir bent olarak (Davacı idare haçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde davalıya iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 05.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın istinaf gerekçelerinin yersiz olup, mahkeme kararının doğru olduğunu, mahkemece gerekli ve yeterli araştırmaların yapıldığını, Kandıra Tapu Müdürlüğünden, Adapazarı Tapu Müdürlüğünden ve gerekse Tapu Kadastro T6 Daire Başkanlığından gerekli araştırmaların yapıldığını, kaldırılması talep edilen 97 numaralı haczin muhatabının miktarı ve hangi tarihte düşüldüğü tespit edilemediği gibi şerhe dayanak herhangi bir bilgi, belge ve evrakın da olmadığını, İcra İflas Kanunun ilgili maddeleri ve Yargıtay içtihatları karşısında, taşınmazlar üzerine konan haczin üzerinden 63 yıl geçtiğini, icra iflas kanununda satış için öngörülen 2 yıllık sürenin çoktan geçtiğini ve yasal sürede satış talep edilmediği göz önüne alındığında haczin terkinine yönelik mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                kaldırılmasını talep ettiğini, bunun üzerinde T3 haczin kaldırılması için yazı yazıldığını, bu yazıya rağmen haczin kaldırılmadığını, borcun ödenmesi ve zamanaşımı nedeniyle de haczin kaldırılması gerektiğini beyanla taşınmaz hissesindeki haczin kaldırılmasını talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu