Yönetimi, 20.11.2013 havale tarihli dilekçesi ile ..., ..., ... köyü 870 parsel sayılı 6468 m² yüzölçümlü taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı, öncesi ve eylemli durumu itibarıyla da orman olduğu iddiasıyla, davalı adına olan tapu kaydının iptali, orman niteliğiyle Hazine adına tescili, elatmanın önlenmesi, tapu kaydındaki 3. kişi ve kurumlar lehine olan şerhlerin silinmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, taşınmazın bilirkişi raporunda (C) harfi ile işaretli 2858.50 m² bölümünün tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tesciline, elatmanın önlenmesi isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1946 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 22.07.1987 tarihinde ilân edilip kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması, 1970 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır....
Somut olayda; 30553 ada 24 parsel tapu kaydının geldi kayıtlarının beyanlar hanesine miktar fazlası belirtmesi Hazine tarafından tutanağın kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre içerisinde işlendiğine, kadastro tutanağı 04.01.1955 tarihinde kesinleştiğine, dava ise, 17.07.2006 tarihinde açıldığına göre, hak düşürücü sürenin varlığı nedeniyle davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Diğer taraftan davacılar, Hazine’ye ait tarım arazilerinin satışı hakkındaki 4070 Sayılı, tapu fazlalıklarının Hazine’ye ait olduğuna ilişkin tapu kayıtlarında şerh bulunan taşınmaz mallardaki fazlalıkların bedeli karşılığı tapu maliki veya mirasçılarına satılmasına dair 4706 ve 4706 Sayılı Kanunda değişiklik yapan 4916 Sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvurulduğunu da ileri sürmemiştir....
Dava ise 20.11.2006 tarihinde açıldığından, davalı Hazine yararına olan belirtmenin kaldırılmasına ilişkin istemin dinlenme olanağı yoktur. Yargıtay Yüksek Hukuk Genel Kurulunun 18.02.2009 tarih ve 2009/14-12/79 sayılı kararı da aynı doğrultudadır. Diğer taraftan davacı, Hazine’ye ait tarım arazilerinin satışı hakkındaki 4070 Sayılı, tapu fazlalıklarının Hazine’ye ait olduğuna ilişkin tapu kayıtlarında şerh bulunan taşınmaz mallardaki fazlalıkların bedeli karşılığı tapu maliki veya mirasçılarına satılmasına dair 4706 ve 4706 Sayılı Kanunda değişiklik yapan 4916 Sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvurulduğunu da ileri sürmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece re’sen gözetilmesi zorunlu hak düşürücü sürenin varlığı nedeniyle davanın reddinde usul ve yasaya aykırılık yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... Yönetimi, yaylak olarak sınırlandırılan ... 477 ada 5 parsel sayılı taşınmazın, kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kaldığından yalylak olarak yapılan sınırlandırmasının iptali ile özel sicilindeki kaydın silinmesi istemiyle dava açmıştır....
Bu kabul tapu kaydındaki belirtmenin amacı ile çelişmektedir. Davacı muhdesatı satın aldığı iddiasına dayanmakta olup bu iddiasını da kanıtlayamadığına göre karşı davanın da reddi gerekirken kabulü doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1).bentte yazılı nedenlerle davacı ...'ın diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 13.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Özel kanun hükümleri saklıdır” hükmü gereğince, tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh yazılabilesi için, Medeni Kanunda bir hüküm olması veya özel kanunlarda bu konuda bir hükme yer verilmesi yahut Tapu Sicil Tüzüğünde bir düzenleme yapılmış olması gerekeceği, Tapu Sicil Tüzüğünün 60. maddesi gereğince de, kütüğün beyanlar sütununa ancak mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususların yazılabilmesine olanak sağlanmışsa da, yasal düzenlemelerdeki belirsizlikler nedeniyle Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü genelgeleriyle açıklayıcı olmak koşuluyla örneğin; bina yapılamaz beyanı, yıkım kararları, uygulanamayan mahkeme ilamları, orman içi binalar gibi belirtmelerde tapunun beyanlar sütununa işaretlenebileceği, çekişmeli parselin tapu kaydının beyanlar hanesine işlenen belirtmenin Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün yazısı üzerine işaretlendiği, belirtmenin yasal olmayan bir yolla kayda işlendiğini söylenemeyeceği gözetilerek, çekişmeli parselin (C) bölümünde bu şerhlerin yazılmasında yasaya aykırı...
kaydına konulan şerhlerin silinmesi, bu alanlar için Hazine tarafından dava açılmaması, açılan davlardan vazgeçilmesi ya da davaların durdurulması, tapusunun iptaline karar verilen taşınmazların tekrar tapu sahibine iadesi gibi konular düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, tapu kaydında yer alan 6831 sayılı yasanın 2/B maddesi uyarınca orman dışına çıkarılan alanda kaldığına dair belirtmenin terkini, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 20.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 10.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.03.2008 gününde verilen dilekçe ile belirtmenin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.11.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, beyanlar hanesindeki belirtmenin terkini isteğine ilişkindir. Davacı, 795 ada 34 parsel sayılı kat irtifakı kurulu taşınmazın tapu kaydında "3194 sayılı Kanununun 32 ve 42. maddeleri kapsamında bu parsel üzerindeki bina için ruhsat ve eklerine aykırı inşaat yapıldığından Bakırköy Belediyesince yıkım ve para cezası verildiği bildirilmiştir." şeklinde belirtme bulunduğunu, bu belirtmenin yasal dayanağının olmadığını ileri sürerek terkini isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
Somut olayda; 833 ada 9 parsel tapu kaydının beyanlar hanesine miktar fazlası belirtmesi Hazine tarafından tutanağın kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre içerisinde işlendiğine, kadastro tutanağı 04.01.1955 tarihinde kesinleştiğine, dava ise, 10.07.2003 tarihinde açıldığına göre, hak düşürücü sürenin varlığı nedeniyle davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Diğer taraftan davacılar, Hazine’ye ait tarım arazilerinin satışı hakkındaki 4070 Sayılı, tapu fazlalıklarının Hazine’ye ait olduğuna ilişkin tapu kayıtlarında şerh bulunan taşınmaz mallardaki fazlalıkların bedeli karşılığı tapu maliki veya mirasçılarına satılmasına dair 4706 ve 4706 Sayılı Kanunda değişiklik yapan 4916 Sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvurulduğunu da ileri sürmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece re’sen gözetilmesi zorunlu hak düşürücü sürenin varlığı nedeniyle davanın reddi yerine, istemin yazılı bazı gerekçelerle hüküm altına alınması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....