Davacı, 1090 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki apartmanın 3 nolu bağımsız bölümünü 20.01.1994 tarihinde müteahhit ... ’ndan satın aldığı, taşınmazın orman sınırları içinde kaldığını, orman rejimi dışına çıkarılmadığını, tapu kaydına “orman sınırları içinde kalmıştır” şerhinin konulduğunu 6831 Sayılı Yasaya muhalefet suçundan hakkında Sulh Ceza Mahkemesinde dava açılmasıyla birlikte öğrendiğini, taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılması ve tapu kaydının beyanlar hanesindeki orman şerhinin silinmesi istemiyle dava açmıştır. Davanın devamı sırasında; çekişmeli taşınmazla ilgili orman kadastro komisyonunca yapılan orman sınırlarının, 2/B madde uygulamasının hatalı olduğunun, tapu kaydının beyanlar hanesindeki orman şerhinin kaldırılmasının gerekli olduğunun tespitine karar verilmesi istemiyle dava dilekçesini ıslah etmiştir....
Davacı, 1090 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki apartmanın 6 nolu bağımsız bölümünü 20.01.1994 tarihinde müteahhit ... ...’ndan satın aldığı, taşınmazın orman sınırları içinde kaldığını, orman rejimi dışına çıkarılmadığını, tapu kaydına “orman sınırları içinde kalmıştır” şerhinin konulduğunu 6831 Sayılı Yasaya muhalefet suçundan hakkında Sulh Ceza Mahkemesinde dava açılmasıyla birlikte öğrendiğini, taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılması ve tapu kaydının beyanlar hanesindeki orman şerhinin silinmesi istemiyle dava açmıştır. Davanın devamı sırasında; çekişmeli taşınmazla ilgili orman kadastro komisyonunca yapılan orman sınırlarının, 2/B madde uygulamasının hatalı olduğunun, tapu kaydının beyanlar hanesindeki orman şerhinin kaldırılmasının gerekli olduğunun tespitine karar verilmesi istemiyle dava dilekçesini ıslah etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydındaki şerhin silinmnesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., 11.03.2008 tarihli dilekçesiyle ......
Köyü 943 parselin tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline, tapu kaydındaki davalı ... lehine konulan zilyetlik şerhinin terkinine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan ancak, orman rejimi dışına çıkartıldığı gerekçesiyle davalı ... yararına zilyetlik şerhi konularak Hazine adına tarla niteliğiyle tesbit ve tescil edilen taşınmazın tapu kaydındaki tarla vasfının terkini ile orman niteliği ile tescili ve kütüğün beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin silinmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve çekişmeli ......
Somut olayda; 45163 ada 3 parsel tapu kaydının geldi kayıtlarının beyanlar hanesine miktar fazlası belirtmesi Hazine tarafından tutanağın kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre içerisinde işlendiğine, kadastro tutanağı 04.02.1944 tarihinde kesinleştiğine, dava ise, 11.04.2007 tarihinde açıldığına göre, hak düşürücü sürenin varlığı nedeniyle davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Diğer taraftan davacılar, Hazine’ye ait tarım arazilerinin satışı hakkındaki 4070 Sayılı, tapu fazlalıklarının Hazine’ye ait olduğuna ilişkin tapu kayıtlarında şerh bulunan taşınmaz mallardaki fazlalıkların bedeli karşılığı tapu maliki veya mirasçılarına satılmasına dair 4706 ve 4706 Sayılı Kanunda değişiklik yapan 4916 Sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvurulduğunu da ileri sürmemiştir....
Somut olayda; 10006 ada 3 parsel tapu kaydının geldi kayıtlarının beyanlar hanesine miktar fazlası belirtmesi Hazine tarafından tutanağın kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre içerisinde işlendiğine, kadastro tutanağı 17.04.1945 tarihinde kesinleştiğine, dava ise, 20.11.2006 tarihinde açıldığına göre, hak düşürücü sürenin varlığı nedeniyle davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Diğer taraftan davacılar, Hazine’ye ait tarım arazilerinin satışı hakkındaki 4070 Sayılı, tapu fazlalıklarının Hazine’ye ait olduğuna ilişkin tapu kayıtlarında şerh bulunan taşınmaz mallardaki fazlalıkların bedeli karşılığı tapu maliki veya mirasçılarına satılmasına dair 4706 ve 4706 Sayılı Kanunda değişiklik yapan 4916 Sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvurulduğunu da ileri sürmemiştir....
Diğer taraftan davacılar, Hazine’ye ait tarım arazilerinin satışı hakkındaki 4070 Sayılı, tapu fazlalıklarının Hazine’ye ait olduğuna ilişkin tapu kayıtlarında şerh bulunan taşınmaz mallardaki fazlalıkların bedeli karşılığı tapu maliki veya mirasçılarına satılmasına dair 4706 ve 4706 Sayılı Kanunda değişiklik yapan 4916 Sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvurulduğunu da ileri sürmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece re’sen gözetilmesi zorunlu hak düşürücü sürenin varlığı nedeniyle davanın reddi yerine, istemin yazılı bazı gerekçelerle hüküm altına alınması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 06.03.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Somut olayda; 5495 ada 1 parsel tapu kaydının geldi kayıtlarının beyanlar hanesine miktar fazlası belirtmesi Hazine tarafından tutanağın kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre içerisinde işlendiğine, kadastro tutanağı 02.04.1958 tarihinde kesinleştiğine, dava ise, 21.02.2007 tarihinde açıldığına göre, hak düşürücü sürenin varlığı nedeniyle davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Diğer taraftan davacılar, Hazine’ye ait tarım arazilerinin satışı hakkındaki 4070 Sayılı, tapu fazlalıklarının Hazine’ye ait olduğuna ilişkin tapu kayıtlarında şerh bulunan taşınmaz mallardaki fazlalıkların bedeli karşılığı tapu maliki veya mirasçılarına satılmasına dair 4706 ve 4706 Sayılı Kanunda değişiklik yapan 4916 Sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvurulduğunu da ileri sürmemiştir....
Somut olayda; 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının geldi kayıtlarının beyanlar hanesine miktar fazlası belirtmesi Hazine tarafından tutanağın kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre içerisinde işlendiğine, kadastro tutanağı 18.5.1944 tarihinde kesinleştiğine, dava ise, 12.7.2006 tarihinde açıldığına göre, hak düşürücü sürenin varlığı nedeniyle davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Diğer taraftan davacılar, Hazine’ye ait tarım arazilerinin satışı hakkındaki 4070 Sayılı, tapu fazlalıklarının Hazine’ye ait olduğuna ilişkin tapu kayıtlarında şerh bulunan taşınmaz mallardaki fazlalıkların bedeli karşılığı tapu maliki veya mirasçılarına satılmasına dair 4706 ve 4706 Sayılı Kanunda değişiklik yapan 4916 Sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvurulduğunu da ileri sürmemiştir....
Eldeki dava tapu kaydı üzerindeki 2/B şerhinin silinmesi istemine ilişkin olduğuna göre, bu tür davalarda ........ Yönetimine husumet yöneltilmesi mümkün olmayıp, husumetin .......ye yöneltilmesi zorunludur. Ancak, dava devam ederken tapu kaydındaki 2/B şerhinin silinmiş olduğu, ........ Yönetiminin çekişmeli taşınmazın orman niteliği ile ....... adına tescili istemi ile açılmış bir davası da olmadığı gibi, açılmış bulunan bu davaya harçlı katılımı da bulunmadığına göre, işin esasına girilmeksizin ........ Yönetimi aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir iken, bu husus gözetilmeden hüküm kurulmuş olması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 11/03/2015 günü oy birliği ile karar verildi....